Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ai Weiwei’nin geleneksel Çin sanatından ilham alan Sabancı Müzesi’ndeki sergisi devam ederken, dünya sanat pazarının gündeminde de şu sıra Çin el sanatları var. Sotheby’s Hong Kong’da Song Hanedanlığı dönemine ait seramik bir kâse 37.7 milyon dolara satıldı. Peki Çin çanak-çömlekleri neden bu kadar değerli?

        Ai Weiwei, günümüz dünyasıyla ilgili mesajlarını geleneksel Çin sanatı aracılığıyla bizlere aktarırken, dünya sanat pazarının gündeminde de şu sıra Çin el sanatları var. Sotheby’s Hong Kong’da geçtiğimiz haftalarda düzenlenen açık artırmada, Song Hanedanlığı dönemine ait seramik bir kâse, 10.2 milyon dolardan açık artırmaya sunuldu ve 20 dakika içinde 37.7 milyon dolara satıldı. Kâsenin çapı 13 santimetre... Diğer bir rekor da Cenevre-Encheres Müzayede Evi’nden geldi. Katalog değeri 500 İsviçre Frangı olan Qing Hanedanlığı’ndan kalma vazo, 5 milyon İsviçre Frangı’na satıldı. Yani müzayede öncesi biçilen değerinin 10 bin katı. Bu, Cenevre’de saat ve mücevher dışında bir açık artırmada görülen en yüksek rakam. Peki, Çin çanakçömleklerini bu kadar özel kılan nedir?

        Çömlekçilik; bilinen en eski el sanatı. İnsanlık ateşi bulduktan sonra, ilk avladığı hayvanları, bitkileri pişirmiş, sonra kil ve suyu pişirerek seramik yapmış. Seramik sanatının tarihi ‘terracota’larla 2. yüzyıla dayanıyor. Dünyada en önem kazandığı yerin Çin olması ise boşuna değil, yalnızca seramik, Çin’in 45 yüzyıllık tarihinin tamamını anlatıyor. Gerek Batı’da porselen üretimi, gerek seramik sanatının gelişiminde Çin porselenlerinin etkisi büyük.

        EN ÇOK ARANAN EJDERHA

        Çin’de seramiklere, parçaların üretildiği tarihte hüküm süren Çin hanedanlarına göre isim veriliyor. Yıl 618; Tang Hanedanlığı’nda terracota’lar renkleniyor. Song Hanedanlığı’nda beyaz seramikler ortaya çıkıyor, mavimsi beyaz, yeşim taşına benzeyen seramikler... İşte Sotheby’s’te 37.7 milyon dolara satılan parça bu dönemden. Bugün çok sevilen ‘mavi-beyaz’ porselenler, Yuan Hanedanlığı’nda doğuyor. Ming Hanedanlığı çömlekçileri, mavi-beyazları, bugün tanıdığımız noktaya getiriyor. ‘Porselene Dair’ sergisinde de Ai Weiwei’nin esinlendiği çömlekler, çoğunlukla bu dönemden. Bugün müzayedelerde en çok arzu edilen, milyon dolarları gören seramikler Çin imparatorluklarının son iki döneminden Ming ve Qing’ten.

        Çin seramiklerinde önemli bir ayrım da renk varyasyonları ve üzerlerindeki motifler. Saraylar ve iç pazar için üretilen eserleri Çin motifleri süslerken, Batı’ya ihracat edilen eserlerde desen başka. Çin’e özgü bitkiler, çam, prunus (erik çiçeği), bambu ya da manzara ve Budist amblemiyle süslü olanlar daha değerli! Koleksiyonerler tarafından en çok arzulanan motif ise ‘ejderha’. İmparatorluk gücünü simgeliyor, parçanın zamanın imparatoru için üretildiği anlamına geliyor.

        Çin seramik sanatını anlamak için yararlı bir referans: Gerald Davidson- Guide to Marks on Chinese Porcelain (1991)

        KUSURLARI KUCAKLA

        Konu Çin el sanatları olunca, şu sıra tüm dünyada popülerliği artan bir metot ve felsefeye de değinmek istiyorum: Kintsugi. Diğer adıyla Kintsukuroi. Tarihi 15. yüzyıl Japonya’sına dayanan ve günümüzde büyük ilgi gören bir “tamir sanatı” bu. Estetik olarak etkileyici bulduğum kadar, felsefi açılardan da büyük değerler himayesinde. Kintsugi metoduyla kırılan seramik, altın, gümüş veya platinle onarılıyor. Amaç, kırılan eşyaların deformasyonlarını gizleyerek “eskisi gibi” yapmak değil, kusurları ortaya çıkarmak. Eylemin altında Wabi–sabi, yani “Kusurlu güzellik” veya “Kusurları kucakla” olarak tanımlanan Japon felsefesi yatıyor. İnsanların ve nesnelerin, yaşı ve yaşanmışlıkları, acıları, hasarları o objeyi bir önceki halinden daha donanımlı ve değerli kılıyor, saygınlık kazandırıyor. Avrupa’da müzayedelerde, Kintsugi’li antikalar, diğerlerine göre daha yüksek fiyat görüyor. Öyle ki Asyalı fanatik koleksiyonerler, yalnızca kintsugi yaptırabilmek için sağlam vazoları kırdıyor, altınla onarıyor.

        Aİ WEİWEİ VE GELENEKSEL ÇİN SANATI

        Geleneksel Çin sanatı, Ai Weiwei’in porselene odaklanan sergisinin de ana temalarından. Serginin anlatısı, sanatçının hikâyesi ve güncel sorunlarla birlikte, el sanatları geleneği ve sanat tarihine yaklaşımının da izlerini taşıyor. Sanatçı, politik mesajlarını geleneksel Çin ve Yunan çömleklerine, Mısır hiyerogliflerinin mantığını uyarlayarak veriyor. Sergideki favori eserim: Üzerinde 21. yüzyılın anlatıldığı Ming dönemi tabakları. Ming Hanedanlığı çömleklerinden ilham alan mavi-beyaz porselen parçalarla Ai Weiwei, savaş, harabeler, yolculuk, denizi geçmek, sığınmacı kampları ve gösteriler temaları altında mülteci krizini anlatıyor. Eserlerin çağdaş olduğu yalnızca yakından anlaşılıyor. Sabancı Müzesi’nde 28 Ocak’a kadar görülebilir. Sergiyi ziyaret edeceklere, Alison Klayman imzalı Ai Weiwei: Asla Pişman Olma, belgeselini izlemelerini öneririm.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar