Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Mikonos denince akla ilk beach kulüpleri ve hareketli gece hayatı gelse de 30’dan fazla çağdaş sanat galerisi ve müze keşfedilmeyi, Le Corbusier’nin başyapıtlarından biri görülmeyi bekliyor.

        Deniz yok, doğa yok. Ne anladım böyle adadan? 3-5 eğlence mekânı ve restoran da kurak Mikonos’u güzel yapmaya yetmiyor. Eğlenceli mi eğlenceli... Mars’ta da böyle alkol tüketilse eğlenilir elbette. Öte yandan, pek çok kişi için Scorpios ya da Nammos gibi beach’lerden sıra gelmeyecek olsa da keşfettiğim bambaşka bir güzelliği var Mikonos’un: Sanat galerileri. Şehrin merkezinde, taşlı sokak aralarında sağlı sollu ufacık galeriler... Öyle karakalem portreler, hediyelik eşyadan bozma tablolar değil, Londra’yla New York’la yarışacak işler var. Böyle olmasını bekler miydim? Kesinlikle hayır. Son yıllarda Avrupa’nın kayak merkezleri ve Güney Fransa’nın başını çektiği bir ‘sezonluk galeri’ trendi var ki almış başını gidiyor; beni şaşırtan ender yerlerden oldu Mikonos. Şimdi İstanbullu galeriler de modaya uymuş; Bodrum’da galeriler açılıyor. Yalı- kavak Palmarina’ya açmışlar mesela; Galeri mi yoksa dükkân mı demek daha doğru, görün ve siz karar verin. Şimdi haklı önyargı perdelerimizi indirelim; Mikonos’taki galeriler bunların hiçbirine benzemiyor.

        30’a yakın galeri var Mikonos’ta. Hatta küçücük de olsa bir müzayede evi bile var. Tümü adanın merkezi Chora’da. Keşfedebilmek için biraz kalabalıktan kaçmak, içerlere girmek gerekiyor. Malum temmuz, ağustosta nüfusu 3-4 kat artan adada turistik mağazalar ağırlıkta. Labirenti andıran sokak aralarına girdikçe birbirinden şık konsept mağazaların, butiklerin, arasından begonvillere, sardunyalara sarılmış sanat galerileri beliriyor. Çoğu mini birer çağdaş sanat müzesi. Birbirinden orijinal heykeller, enstalasyonlar... Sadece Yunanlı değil, Amerikalı, Çinli, Lübnanlı ve hatta Türk sanatçıların eserleri bile var. Burada galeriler akşam geziliyor; kimisi yalnızca akşamüstü açılıyor, kimisi sabah 10’dan gece yarısına kadar açık.

        İşte sizin için seçtiklerim...

        Favorim Rarity Gallery. Adanın ilk sanat galerisi, yaklaşık 20 yıldır açık. İnsanın galeriyi öylece alıp bir metropole taşıyası geliyor. Maksat herkes görsün. Uluslararası tanınmış, popüler sanatçıların eserleri yoğunlukta burada. Ancak asıl etkileyici olan mükemmel seçkisi. Galerinin içindeyken kendinizi Soho’da bir sergide hissediyorsunuz, kapıdan çıkınca adadasınız. Küratörler yılda ortalama beş sergi açıyormuş, böylece daima görülmeye değer bir şeyler oluyor Rarity’de. Michael Van Dam’ın dev zincirleri, Massimo Listri’nin saray fotoğrafları... Peter Anton’un ağız sulandıran dev çikolata kutularını, Carole Feuerman’ın hiper-gerçekçi yüzücü heykellerini görebilirsiniz burada.

        İki numaram adanın yine eski galerilerinden biri: Minima Galeri. Uluslararası sanatçıların yanı sıra gelecek vaat eden birbirinden orijinal Yunan sanatçıların eserleri var burada.

        Ancak Yunan sanatçıları keş- fetmek için ideal yer, merkezi Atina’da olan Skoufa. Çoğunlukla figüratif eserler olsa da aralarda oldukça ilginç sanatçılar var: Katerina Kaloudi’nin su resimleri, Sotiro Poulou’nun fotoğ- rafları, Yeros Dimitris, Tsatsos George, Perros Vassilis mesela.

        Lifeline Art Studio da favorilerimden. Hem galeri, hem kurucusu sanatçı Donna Skaropoulou’nun atölyesi. Donna, İngiliz olsa da, 20 yıldır Yunanistan’da... Tam bir Yunan âşığı. Eserlerin tümü adadan ilham almış; dalgalar, denizler, taşlar, Antik Yunan’ı konu alıyor.

        Mosaic Art var bir de... Galerinin fikrini çok sevdim. Unutulan mozaik sanatının modern yorumlamaları sergileniyor burada. Adada bir de sanat okulu var: Mikonos Güzel Sanatları Okulu. Başarılı öğrencilerin eserleri yıl boyunca Municipal Art Gallery’da sergileniyor. Seminerler, konferanslar, adalılara atölye çalışmaları yapılıyor burada. Bir nevi adanın ‘kültür merkezi’...

        Bir de müzayede evi var: Fine Arts Kapopoulos. Hem galeri hem de açık artırmalar yapılıyor. Kurucuları Marina ve Evangelos Kapopoulos, çağdaş sanatta yeni isimler keşfetmek ve tanıtmakla kalmayıp yıl boyunca bir dizi etkinliğe ev sahipliği yaparak Yunan sanatının profilini yükseltmeye hizmet ediyor. The Big White Gallery ve Scala Shop da görülmeye değer...

        Mikonos müzeleri

        Mikonos’ta müzeler, sanatseverler için olduğu kadar tarih tutkunlarının da tercihi. Antik Yunan’dan kalma geleneksel tarım aletlerinin görülebildiği Kültür Müzesi, 1700’lerden kalma bir malikâne olan Folklor Müzesi ziyaret edilebilir. Deniz Müzesi’nde antik zamanlardan kalma denizcilikle ilgili araç gereçler, eski paralar ve amfora gibi sualtı buluntuları görülebilir. Ada ve çevresinde yapılan kazılardan çıkarılan eserler ise Arkeoloji Müzesi‘nde sergileniyor.

        Le Corbusier’nin en güzel eseri

        Adanın en görülmesi gereken noktalarından biri de Paraportiani Kilisesi. İsviçreli-Fransız Mimar Le Corbusier’in en güzel eserlerinden biri olarak kabul ediliyor. Yunanca’da ikinci kapı anlamına gelen ‘Paraportiani’, 13,16 ve 17. yüzyıllarda parça parça inşa edilmiş. Meryem Ana’ya adanan kilise, yalnızca fotoğraf çekmek için bile ziyaret etmeye değer.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar