Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bundan sonrası Avrupa için özellikle de AB için çok zor geçecek.

        1998 -2005 yılları arası Almanya’yı Sosyal Demokratlar Yeşillerle koalisyon yaparak yönetti ve bu dönemin Şansölyesi de SPD lideri Gerhard Schröder oldu.

        Eski bir avukat olan Schröder’in, Alman ekonomisi için büyük reformlar içeren, çalışma ve sosyal güvenlik sistemini kökten değiştiren 'Ajanda 2010' politikaları döneme damgasını vurdu. Bu reformlar Alman ekonomisine ivme kazandırırken, içilmek zorunda kalınan açı reçete Schröder’e hiç yaramadı ve seçmen nezdinde SPD’nin büyük oy kaybıyla sonuçlandı.

        Böyle bir ortamda 2005 seçimlerine giren Merkel , 614 sandalyeli parlamentonun 397 ‘sini kazanarak, Sosyal Demokrat Parti ile 'Büyük Koalisyon' kurdu ve Almanya’nın II. Dünya Savaşı sonrası 8. Şansölyesi seçildi.

        2005 Almanyası ve bugün

        Merkel görev geldiğinde Almanya, 2.3 trilyon euro büyüklüğünde bir ekonomiye sahipti. O dönemde Almanya’nın kıta Avrupasındaki en büyük rakibi olan Fransa ekonomisinin büyüklüğü 1.7 trilyon Euro, İtalya’nın ise 1.4 trilyon Euro seviyesineydi.

        2005’ten bugüne 13 sene geçti. 2018’de Alman ekonomisinin büyüklüğünün 3.3 trilyon Euro olması bekleniyor. Bir başka ifadeyle Merkel Almanyasının GSYH’si 13 senede yüzde 40 artmış. Buna karşı Fransa’nın GSMH’sinin 2.3 trilyon Euro, İtalya’nın ise 1.7 trilyoneuroda kalacağı hesaplanıyor.

        Gelelim diğer makro verilere. ..

        2005 senesinde Almanya yeniden cari fazla verir olmuştu. 2015 yılında bir önceki Şansölye Schröder’in reformları hayata geçmeye başlamış ve Almanya GSMH’nin yüzde 3.8'i yani 90 milyar euro cari fazla vermişti. Merkel’in 15 senelik iktidarı boyunca Almanya, cari fazla vermeye devam etti. 2018 yılında 270 milyar euro, bir başka ifadeyle GSMH’sinin yüzde 8’i kadar cari fazla vermesi beklenen Almanya’nın dış ticaret rekoru kırması bekleniyor.

        Merkel göreve geldiğinde bütçe açığı yüzde 3.5’larda, işsizlik yüzde 10’ların üzerinde, genç nüfusta işsizlik ise yüzde 15’ün üzerindeydi. 2018 sonunda bütçe yüzde 1 fazla verdi, işsizlik manşette yüzde 5, genç nüfusta ise yüzde 7’ye geriledi.

        2005 Almanyasında enerji tüketiminin yüzde 50’si kömürden, yüzde 30’una yakın kısmı da nükleer enerjiden sağlanıyordu. Yenilenebilir enerji kaynaklarının oranı ise sadece yüzde 10 ‘du. 2018’e geldiğimizde ise yenilenebilir enerjinin toplam tüketimdeki payının yüzde 35’e çıktığını, buna karşılık olarak da kömürün payının yüzde 40’a, nükleerin oranının ise yüzde 10’a gerilediğini görüyoruz.

        Kısaca Merkel ‘in yönetiminde geçen 2005-2018 yıları arasında; Avrupa’da yaşanan borç krizi, Yunanistan'ın batması, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması, Brexit ve nihayetinde Trump’ın başkan seçilmesi dahil yaşanan onca sıkıntılı gelişmeye rağmen, Alman ekonomisi olağanüstü performans göstermiş.

        “ O mültecileri Almanya’ya kabul etmeyecektin”

        Geliyoruz, hikâyenin koptuğu yere.

        Ekonomik anlamda çok başarılı olan Merkel , kalesinde golü hiç beklemediği bir yerden yedi: "Suriyeli Mülteciler"

        Merkel, 2015 Eylül ayında Suriye’deki iç savaştan kaçan ve Almanya’nın kapısına dayanan göçmenlere kapıları açtı ve onlara sığınma hakkı tanıdı. 2015-2016 yılları arasında devam eden bu göç sırasında 1 milyondan fazla insanın Almanya’ya yerleştiği tahmin ediliyor.

        Kendisi de Doğu Alman kökenli olan ve göç etmenin ne demek olduğunu gayet iyi bilen Merkel, bu kararın arkasında durdu durmasına ama 2018 yılında yapılan eyalet seçimlerinde seçmen iktidarı bu karardan dolayı cezalandırdı.

        Bavyera’ da , Hessen’de yapılan eyalet seçimlerinde, iktidar partisi CDU ve ortağı SPD ağır yara alarak çıkarken , göç karşıtı AFD her iki eyalette başarılı sonuçlar aldı ve artık iyice Alman Meclisi’ne nüfus etme şansı yakaladı.

        Kısaca Merkel’in “Göçmen Politikası” hem partisi CDU’nun hem de ortağı SPD’nin tahtına mal oldu.

        Merkel de sorumluluğu üzerine alarak “ Genel Başkanlığı bu sene, Şansölyeliği de 2021 sonrası bırakıyorum “ dedi.

        Merkel için bunca başarıya rağmen hikaye böyle bitmemeliydi. Artık ok yaydan çıktı. Merkel yolcu!

        Sanırım Trump’ın ABD Başkanı seçilmesi ve Brexit kararı sonrası Merkel’in bırakması ile yerelleşme taraftarları küreselleşme cephesine bir gol daha attı.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar