Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        S&P 500 Endeksi 2009 krizinden sonra en kötü ayını, bitirmek üzere olduğumuz Ekim ayında yaşadı. Endeks Eylül ayındaki zirve noktasından yüzde 10 düştü ve “Teknik Düzeltme“ sürecine girdi. Teknoloji hisselerin yoğunlukta olduğu Nasdaq’ta durum daha da vahim. Amazon, Netflix, Google gibi son dönemlerde yüksek getiri sağlamış hisse senetlerine son 1 aylık kayıplar yüzde 15’leri buldu.

        Genel olarak bakıldığında, ABD hisse senetlerinin sadece eylül ayındaki kaybı 6.7 milyar dolar olduğu hesaplanıyor. Bu oldukça yüksek bir rakam.

        Diğer yandan dünyanın diğer ucunda Asya’nın en büyük ekonomisi olan Çin piyasalarında da işler iyi gitmiyor. Çin borsası yıl başından beri en fazla kaybettiren borsalar arasında. Shangai Hisse Endeksi’nin yıl başından beri kaybı yüzde 25’i aştı. Çin’de kayıplar sadece hisse senetlerinde değil. Yuan’ın ABD Doları’na karşı değer kaybı da yakından takip ediliyor. Yuan2018 yılında ABD Doları’na karşı şu ana kadar yüzde 10’a yakın değer kaybetti. ABD Doları / Yuan paritesi şu an 6.945’de ve herkes 7 seviyesi aşılacak mı merak ediyor?

        Off -shore piyasalarda Yuan’ın değer kaybının artacağı ve paritenin 7’yi aşacağı beklentisi yoğun bir şekilde fiyatlanıyor. Diğer yandan da Çinli yetkililer bir çok piyasa yorumcusun beklentilerinin aksine, Yuan’’ın daha fazla değer kaybından memnun değil. Çin ekonomi yönetiminin paritede 7 seviyesini savunmaya kararlı olduğu ve piyasaya “2015-2106 yılları arasında 1 trilyon dolar rezerv eritmek pahasına yapılan, Yuan’ı savunma eylemleri” hatırlatılıyor.

        Euro, İngiliz Sterlin’i de sıkıntılı. Brexit sürecinde son düzlüğe giren ve hala bir arpa boyu yol alamayan İngiltere’nin başını ayrıca iç piyasadaki aşırı soğuma da ağrıtıyor. Sterlin, ABD Doları’na karşı Ekim ayında yüzde 3 değer kaybetti. Euro’nun başı ise İtalya ile dertte. Bütçe açığında yüzde 2.4’den geri adım atmayan İtalya hem Brüksel'i hem de Draghi’yi terletiyor. 2019’da artık faiz artırımına gideceğini açıklayan Avrupa Merkez Bankası, 10 yıllık faizleri yüzde 3.60’lara yükselen İtalya ile bu riski nasıl alacağını kara kara düşünüyor. Piyasada Euro aleyhine açılan pozisyonlar da rekor seviyeye gidiyor. Yıl sonu için 1.10’luk Euro/ USD paritesi artık yatırım kurumların baz senaryosu olmaya başladı.

        KAZANAN KİM?

        2018 III. Çeyreğinde yüzde 3.5 büyüyen ve yılın tamamında yüzde 3 büyümeyi yakalayacak gibi gözüken ABD ekonomisi ve buna karşı faiz artırımlarında geri adım atmayı aklından bile geçirmeyen, 2019 sonunda faizlerini yüzde 3.5’e getirmeyi planlayan FED küresel piyasaların kabusu oldu.

        ABD Doları değer kazanıyor, ABD tahvil faizleri yükseliyor ve buna karşı ne yapacağını bilemeyen küresel piyasa oyuncuları zorlanıyor.

        Hisse senetlerinde en büyük sorun “Dünyanın her yerinde yükselen sabit getirili faizlerin hisse senedi getirilerine ciddi alternatif oluşturması”. Kârlılıkları hiç fena olmayan ABD hisse senetlerin de bile yüzde 3’ü aşan ABD tahvil faizlerinin baskı oluşturduğu görülüyor.

        Kurlarda da benzer durum var. ABD Doları hem ekonomisi iyi gittiği için hem de FED faiz artırdığı için değer kazanıyor. İşin kötüsü ABD Doları’nın değer kazanımı henüz bitmedi.

        JEOPOLİTİK GELEİŞMELER DE İŞİN EKTRASINI OLUŞTURUYOR

        Bu olup bitenlerin yanında bir de dünya genelinde oluşan jeopolitik gelişmeleri eklemek lazım.

        Ticaret savaşları, İran ambargosu, Brexit, Rusya yaptırımları vs.. Bütün bu gelişmeler sadece adı geçen ülkeleri değil yanında bir çok alakalı ülkeyi de alarak etkiliyor.

        Bu açıdan bakıldığında 2018 başında söylediğim bir ifadeyi sanırım sene sonunda da rahatlıkla tekrarlayabilirim “Hepimizi aynı gemide değiliz.” Ne gelişmiş ülkeler bir bütün olarak fiyatlanıyor ne de gelişmekte olanlar. Hatta aynı ülkenin hisse senetleri , tahvilleri ve kuru dahi farklı fiyatlama mağduru olacak.

        Türkiye özelinde ise bizi en çok etkileyecek olan, altını çizerek ifade edeyim ki “jeopolitik gelişmeler” olacaktır. Mevcut fiyatlamamız fazlasıyla FED’in faiz artışını da, Dolar Endeksi'nin yükselişini de kaldırır.

        Ancak küresel ticaret savaşlarında ne tarafa düşeceğimiz, İran Ambargosu’nda ne kadar muafiyet alacağımız, Suriye‘de süreceği nasıl yöneteceğimiz hattaKaşıkçı Davası’nın seyri dahi Türk piyasasın fiyatlamasında daha önemli olacaktır. Tabii içeride yerel seçimler öncesinde siyasi tansiyonun yeniden artıyor olması da yukarda saydıklarıma eş değerler eklenmesi gereken bir başka unsur olacak.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar