Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Merkez Bankası’nın geçen hafta yaptığı 300 baz puanlık faiz artırımı sonrasında yaptığı açıklamada “TCMB geç de olsa güçlü bir adım attı ve bu adım da etkili oldu” dedi ve ekledi: “Türkiye piyasalarla inatlaşmayacaktır. Kurallara dayalı piyasa ekonomisinden geri adım atmayacaktır.”

        Geç mi kalındı?

        TCMB nisan ayında piyasaya likidite verdiği Geç Likidite Penceresi’nde (GLP) 75 baz puanlık artış yaptı ve fonlama oranını yüzde 13.5’e çıkardı. Bunu yapmasının sebebi nisan ayı boyunca Türk Lirası üzerinde yaşanan satış dalgasıydı. Özellikle “FED’in faiz artırımlarının 2018 boyunca 4’ü bulabileceği” beklentisiyle gelişen ülke kurlarında ABD Doları’na karşı nisan ayı boyunca değer kaybı yaşandı. TCMB de 25 Nisan’da faiz artışı ile buna cevap vermişti.

        O zaman neden “geç kalındı” algısı var?

        TCMB’nin 75 baz puanlık artışı aslında Türk Lirası’na güçlü ABD Doları karşısında diğer gelişen ülke kurlarına göre ekstra bir koruma kalkanı sağlamıştı. Nitekim ilk birkaç gün TL’nin değer kazanarak 4.05’lere kadar gerilediğini de gördük.

        Ancak...

        Önce kaynağı açıklanmayan ve herkes için sürpriz olan, bütçeye yıllık maliyeti 24 milyar TL’lik “emeklilere ikramiye” paketi geldi. Piyasa ilk paketle sarsıldı.

        Arkasından “Konut arzınıazaltacağız” diye yola çıkılarak hükümetin başlattığı “konut kampanyası” sonrasında başta Ziraat Bankası olmak üzere bankalar ayık mortgage faizini yüzde 1’in altına indirdi. Piyasada mevcut faizlerin 3-4 puan altına tekabül eden bu faiz de piyasalar için ikinci şok oldu.

        Bu gelişmelerin tam da üzerine “TCMB’nin bağımsızlığı ve karar alma süreci” ile ilgili ciddi spekülasyonların yapılmasına yol açan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Londra mülakatı geldi.

        Son olarak da olup bitene, İtalya’da popülist iki partinin kurduğu hükümetin piyasalarda yarattığı şok etkisi eklendi ve bir anda herkes “güvenli liman” arar oldu.

        Türk varlıkları da bu çerçevede, Nisan 25’teki 75 baz puanlık faiz artırımından 23 Mayıs’taki 300 baz puanlık faiz artırımına kadar çok darbe aldı. Bahsi geçen 1 ayda ABD Doları’na karşı TL’de değer kaybı yüzde 20 oldu. 10 yıllık tahvil faizi bu arada 250 baz puandan fazla yükseldi.

        Faiz artışı sonrası sorunlar ortadan kalkmadı. Cari açık, bütçe açığı, reel sektörün açık pozisyonu yerli yerinde duruyor. Ancak TCMB’nin hamlesi geç de olsa küresel piyasalarda “kusursuz fırtına”ya benzeyen bir yolculuk öncesi “günah keçisi” arandığı bir ortamda bize bir miktar zaman kazandıracak. Eğer piyasayla inatlaşmadan ve yukarıdakine benzer sürpriz kararlar almadan sakin bir seyir izlersek biz sıramızı savdık diye düşünüyorum.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar