Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        "Enflasyonla mücadele önemli, yatırımcının kararını etkiliyor. Para politikasından Merkez Bankası sorumlu.” 2 gün önce Başbakan Binali Yıldırım’ın açıklaması.

        “TCMB bu dünyada araç bağımsızlığı en fazla ve en güçlü merkez bankası. Merkez Bankası enflasyon konusunda kararlı duruşunu gösteriyor. Gereğini yapacaktır.” Cumhurbaşkanı Ekonomi Başdanışmanı Cemil Ertem’in dün verdiği röportajından bir cümle..

        “Enflasyonla mücadelede mutlaka başarılı olmak zorundayız. Çünkü tüm maliyetlerimizi etkiliyor.” Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin BloombergHT’de geçen hafta verdiği mülakattan bir alıntı.

        Şimdi biraz daha ayrıntıya girelim.

        20 Mart’ta benzine 15 kuruş zam gelmiş ve İstanbul’da pompa fiyatı 5.80 olmuştu.

        27 Mart tarihinde benzine 12 kuruş daha zam geldi ve İstanbul’da ortalama benzin fiyatı 5.93 TL oldu.

        Bugün itibarıyla Petrol Ürünleri İşverenleri Sendikası’ndan yapılan açıklamaya göre benzinin litresine 16 kuruş daha zam yapılması bekleniyor. İstanbul’da ortalama benzin pompa fiyatı böylece 6.09 olacak.

        Son 1 ayda, Suriye gerginliği, ticaret savaşları ve Rusya’ya gelen yeni yaptırımlar sonrası dünyada petrol fiyatlarında yüzde 10’un üzerinde yükseliş oldu. Brent petrol 72 dolar litre fiyatına ulaştı ki, bu, son 4 yılın en yüksek seviyesi.

        Diğer yandan sadece son 1 ayda Türk Lirası, ABD Doları’na karşı yüzde 8 devalüe oldu.

        Biz petrolü, dolar bazında ithal ettiğimize, akaryakıt fiyatları da içeride otomatik olarak hesaplandığına göre (petrol fiyatları ve dolar/TL paritesi burada kalırsa) akaryakıt fiyatlarının yukarı doğru düzeltmesi burada bitecek gibi değil!

        Birkaç istatistiki bilgi hatırlatması...

        Ekonomistlerin Türkiye makro verilerini tahmini hesaplarken kullandıkları bazı önermeler var. Bunlar daha önceki yıllarda büyük oranda doğruluğu ispatlanmış oranlar.

        Örnek olarak, petrol fiyatlarında 10 dolarlık artışın, yıllık cari açığımıza 4-4.5 milyar doların üzerinde ekstra bir açık getirdiği hesaplanır.

        Gelelim yazımızın konusu olan “enflasyon ve biz” kısmına...

        Kurdaki yüzde 10 artış (dolar/TL) 3 ile 6 ay arasında yıllık enflasyona 1.5 puan kadar ekstra maliyet getiriyor. Örneğin, son 1 aylık TL’nin değer kaybı kalıcı olursa, yıl sonunda yüzde 10 beklenen enflasyonun yüzde 11.5’e yaklaşması büyük ihtimal.

        Artan akaryakıt maliyetlerinin enflasyona etkisine gelirsek... İstanbul’da yıl başından beri benzin fiyatları yüzde 8.5 arttı. Ekonomistlerin tahminine göre bunun yıllık enflasyona etkisi de 0.3 puan. Tabii bu kadarla kalırsa!

        Durum bu! Aslında son dönemde benzer sebeplerden zam yapılmak zorunda kalınan elektrik, doğalgaz fiyatlarının da enflasyona etkisi olacak tabii ama yerimiz azaldığı için onların hesabına şimdi girmek istemiyorum.

        Sadede gelelim...

        İlk üç paragrafta verdiğimiz birkaç örnekte olduğu gibi ekonomi yönetimindekilerin enflasyonla mücadeleyi en üst perdeden ifade etmeleri ve buradaki sorumlu kurumu öne çıkarmaları güzel bir gelişme.

        Ancak...

        Türkiye ekonomisinin mevcut durumunun (maalesef) büyük ölçekte enerji fiyatlarına ve dövizin miktarı ile fiyatına bağımlı bir yapıda olduğunu göz ardı edip, ekonomide oyun planını (gerekli reformları yapmadan) buna uygun kurmazsanız, enflasyon/Merkez Bankası hatırlatmaları her defasında günü kurtarmaya yetmeyebilir!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar