Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bloomberg’in hazırlamış olduğu bir çalışmada seçilmiş bazı ülkelerin mevcut ve 1 sene sonraki enflasyonları ve merkez bankalarının uyguladığı faiz oranlarının karşılaştırıldığı güzel bir tablo gördüm. Bu tablodan bazı örnekleri size aktarayım.

        Rusya: Mevcut enflasyon yüzde 4, 1 yıl sonra beklenen enflasyon yüzde 4, merkez bankası faizi yüzde 8.10.

        Brezilya: Mevcut enflasyon yüzde 3.5, 1 yıl sonra beklenen enflasyon yüzde 4, merkez bankası faizi yüzde 8.25.

        Hindistan: Mevcut enflasyon yüzde 3.6, 1 yıl sonra beklenen enflasyon yüzde 4.5, merkez bankası faizi yüzde 5.90.

        G.Afrika: Mevcut enflasyon yüzde 5.3, 1 yıl sonra beklenen enflasyon yüzde 5.2, merkez bankası faizi yüzde 6.6.

        Şimdi bize gelelim...

        Dün eylül ayı enflasyon rakamları açıklandı. Buna göre Türkiye’de yıllık TÜFE yüzde 11.2. TÜFE oranı yüksek olmakla beraber yıl içinde yüzde 11.90’ları görmüştük. Ancak enflasyonda daha büyük sorun enerji ve gıda hariç hesaplanan çekirdek enflasyonda. Eylül ayında son 13 yılın en yüksek çekirdek enflasyonu olan yüzde 10.99’a ulaşıldı.

        Son yapılan TCMB anketine göre yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 9.7. Ancak piyasanın eylül enflasyon rakamlarını gördükten sonra yıl sonu enflasyon beklentilerinin yüzde 10’un üstüne revize edilmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Ayrıca üretici fiyatlarında da hâlâ yüzde 16’lar seviyesinde bekleyen bir maliyet artışını da unutmayalım. TCMB beklenti anketinde 12 ay sonrası için de piyasanın yaptığı bir enflasyon tahmini var: Yüzde 8.35. Bunun da önümüzdeki aylarda yüzde 8.5’lerin üzerine taşınmasını bekleyebiliriz.

        Peki bizde Merkez Bankası faizi ne? Merkez Bankası’nın 1 haftalık resmi repo faizi yüzde 8. Ancak piyasada yine Merkez Bankası aracılığıyla oluşturulan ortalama fonlama oranı yüzde 12.

        Şimdi ilk paragrafa geri dönelim ve seçilmiş bize benzeyen bazı ülkelerin ortalama enflasyonlarına karşılık uyguladıkları faize ve dolayısıyla ortaya çıkan reel faize bakalım. Mevcut enflasyonlar ele alındığında en düşük 1.3 puan en yüksek 4.75 puan olmak üzere ortalama yüzde 2.5’ler civarında bir reel faiz marjı hesaplıyoruz. Şimdi ilk soru şu: Biz mevcut enflasyon üzerinden ortalama ne kadar reel faiz ödüyoruz? Cevap: 0.7 puan.

        İtirazların geldiğini duyar gibi oldum: “Reel faiz hesaplaması mevcut enflasyon ile yapılmaz. Beklenen enflasyon hesaba katılmalı!” Tamam, bir de ona göre hesap yapalım. Yukarıdaki ülkelerde beklenen enflasyon üzerinden ortalama bir reel faiz çıkardığında en düşük 1.4 puan en yüksek 4.25 puanlık reel faiz buluyoruz (reel faiz hesabı basitlik mantığı ile kabaca hesaplanmıştır).

        İkinci soru da sıra... Bizde beklenen enflasyon üzerinden baktığımızda reel faiz kabaca 3 puana kadar çıkıyor. O zaman şu yorumu yapabilir miyiz? Mevcut durumda yatırımcıyı enflasyondan korumak için göreceli bakıldığında yeterince reel faiz ödemiyoruz. Ancak 1 yıllık beklenen enflasyon ile kıyasladığımızda göreceli olarak ödediğimiz reel faiz makul görünüyor.

        O zaman da son soru gelsin...

        OVP’de 2 yıl boyunca yüzde 5.5’lik büyüme hedefi koyup bu hedefe ulaşmak için mali politikaların geçen seneki gibi yoğun kullanılacağı, bütçenin zorlanacağı, vergi artırımlarının yapılacağı bir kokteyl sunduğunuzda piyasa için 12 ay sonraki enflasyon beklentilerinde yukarı yönlü risk oluşur mu? Özellikle de içeride 13 yılın en yüksek çekirdek enflasyonuyla boğuşuluyor, dışarıda da FED’in bilanço küçülteceği bir sene bizi bekliyorsa...

        Enflasyonun mevcut durumu ilerisi için iyi sinyaller vermiyor. Bu da bizim şu an gelişen ülkeler arasında ödediğimiz açık ara en yüksek faiz oranı olan TCMB fonlama faizini, uzun süre sabit tutmamıza sebep olacak. Hesabı bilelim, ona göre hareket edelim derim.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar