Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçen haftanın yoğun gündemi içinde muhtemelen çok kimsenin dikkatini çekmedi. Maliye Bakanı Naci Ağbal yaptığı açıklamada, “Kurumlar vergisinin düşürülmesi konusunda olumlu gelişmeler var” dedi. Aslında daha önce de bunun ilk ipuçları verilmişti. Özellikle ABD’de Trump hükümetinin en büyük vaatlerinden biri olan, mevcut yüzde 35’ler seviyesindeki kurumlar vergisinin yüzde 15’lere indirilmesi hamlesi sonrası Türkiye’de ilk kıpırtılar gelmeye başlamıştı. Gerçi ABD’de Trump’ın bugüne kadar gösterdiği performansa baktığımızda bu iddialı vergi indiriminin Senato’dan geçmesinin çok da kolay olmadığı görülüyor. Ama anlaşılan Türkiye’de mevcut yüzde 20 olan kurumlar vergisinin indirilmesi konusunda bir inisiyatif oluşmuş durumda.

        O zaman şu sorunun cevabını arayalım: “Türkiye’de gerçekten kurumlar vergisi yüksek mi? Eğer kurumlar vergisi indirilirse bütçede büyük vergi kaybı olur mu?”

        BusinessHT’nin bu konuda güzel bir çalışması var. “Kurumlar vergisinde indirim trendi” isimli BusinessHT’nin makalesinde, Türkiye’deki “kurumlar vergisinde indirim” çalışmalarının çok da bize özgü bir tartışma olmadığını gösteriyor. Gelecek yıla kadar mevut kurumlar vergisi oranlarını düşüreceklerini açıklayan ülkeler; Lüksemburg ve İsrail. Önümüzdeki 3 yıl içinde kurumlar vergisini düşürmeyi düşünen ülkeler ise şunlar: Yüzde 34’ten yüzde 28’e çekmek isteyen Fransa, yüzde 34’ten yüzde 20’ye düşürmek isteyen Belçika, yüzde 30’dan yüzde 25’e indirmeyi hedefleyen Avustralya. Diğer yandan makalede ifade edildiği üzere Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti ve İrlanda da kurumlar vergisini önümüzdeki dönemde yüzde 15-20 bandına çekmeyi planlıyormuş.

        Buradan da anlaşılacağı üzere, “Kurumlar vergisi insin mi?” tartışması bize özel değil. Ancak fark edileceği üzere indirim düşünen ülkelerin hemen hepsi zaten yüzde 30’lar civarında olanlar. Bizim de dahil olduğumuz OECD ülkeleri ortalaması ise yüzde 25. İlk paragrafta giriş yaptığım ve tüm dünyada kurumlar vergisi indirimleri tartışmasını alevlendiren ABD’de ise zaten yüzde 35’miş. Bu durumda Türkiye’nin yüzde 20 seviyesindeki mevcut kurumlar vergisi zaten yüksek değil.

        Peki Türkiye, % 20 civarındaki kurumlar vergisini (ortalama olarak yüksek olmamasına rağmen) indirimde ısrarcı olur da yüzde 15’lere ya da 10’lara düşürecek olursa bütçede büyük kayıp olur mu? Cevap: Hayır.

        2016 bütçesine baktığımızda bütçenin toplam gelir kalemi 458 milyar TL imiş. Bu rakamın sadece 43 milyar TL’si kurumlar vergisinden gelmiş. Buna karşılık sadece petrol ve doğalgaz için hepimizin ödediği Özel Tüketim Vergisi’nden (ÖTV) toplanan gelir 56 milyar TL, tütün mamulleri üzerinden toplanan ÖTV ise 32 milyar TL.

        Bir başka ayrıntı daha... Temmuz 2017 itibarıyla 80 milyonluk Türkiye’deki toplam kurumlar vergisi mükellefi sayısı sadece 743 bin. Üstelik bu rakamın ilk 100’ü aslında toplanan 42 milyar TL’lik kurumlar vergisinin büyük bir bölümünü ödüyor.

        Şimdi gelelim son soruya: “Kurumlar vergisini düşürürsek daha fazla yatırımcı gelir mi?”

        Bu soruya cevabı KPMG Türkiye şirket ortağı Emrah Akın vermiş: “Bu konuda net bir bilgi yok.” Düşük vergi mutlaka yabancı yatırımcı için ekstra bir cazibe yaratıyor ama tek belirleyici değil. Başta demokrasi, hukuk olmak üzere altyapı, eğitim, nitelikli işgücü gibi faktörler de en az vergi oranı kadar önemli.

        Bu açıdan bakıldığında kurumlar vergisi indirimi Türkiye için ne olmazsa olmaz, ne de oyun değiştirici bir hamle. Olayı bu açıdan değerlendirmek lazım.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar