Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hafta içinde iki önemli veri geldi. Şubat ayı işsizlik rakamı ile nisan bütçe dengesi açıklandı. Bu iki önemli veriyi birlikte analiz etmekte fayda var.

        Neden mi? Çünkü Türkiye ekonomisine “birleşik kaplar formülü”yle kuş bakışı bakıldığında hangi politikanın nasıl sonuç verdiğini ve yaptığı tahribatı daha iyi anlayabiliriz.

        İSTİHDAM RAKAMLARI...

        Manşet işsizlik oranımız Şubat itibarıyla yüzde 12.6, tarım dışı işsizlik ise yüzde 14.8 olarak ilan edildi. Ocak ayına göre bir parça toparlama olsa da hâlâ son 7 yılın en yüksek işsizlik verilerine çok yakın bir yerdeyiz. Şimdi biraz daha detaylara bakalım. Bürümcekçi Research’in araştırmasına göre Türkiye’de 2012-2015 yılları arasında mevsimsellikten arındırılmış tarım dışı istihdam ortalama aylık 70 bin olmuş. 2016’da ekonominin hızlı soğuduğu dönemde ise bu rakam 27 bine düşmüş. Türkiye ekonomisi yıllık yaklaşık 1 milyon yeni istihdam yarattığı takdirde, işsizlik oranını mevcut oranlarda tuttuğu düşünüldüğünde, 2016’da işsizliğin nasıl hızlı arttığını daha iyi anlayabiliriz. Peki bu yıl nasıl başladı? 2017’de ilk iki ay yeni yaratılan tarım dışı istihdam toplam 240 bin olmuş. Bu açıdan bakıldığında yüzde 13’leri vuran işsizliğin ilk iki senede yakalanan istihdam artışı ile aşağıya çekilmesi muhtemel. Şimdi ikinci soru: Geçen sene gelmeyen istihdam artışı bu sene nasıl geldi?

        BÜTÇE RAKAMLARI...

        Hatırlanacağı üzere geçen sene sonuna doğru çok kapsamlı teşvik paketleri açıklandı. Ekonominin dibe vurmasını engellemek için alınan bu teşvikleri şöyle bir hatırlamak gerekirse, sektörel uygulanan KDV, ÖTV indirimleri ya da ötelemeleri, istihdam seferberliği için çalışanların vergi prim ödemelerinin devlet tarafından karşılanması, sosyal yardımların (babaanne ödemesi vb.) artırılması, cazibe merkezi uygulamasında verilen vergi teşvikleri ilk akla gelenler. İşte bu teşviklerin etkisi artık bütçede net olarak hissedilmeye başlandı.

        Nisan ayında bütçe 300 milyon TL faiz dışı fazla verdi. Geçen sene aynı ayda ise 8 milyar TL fazla vermişti. İlk 4 ay olarak bakacak olursak bütçe gelirleri yüzde 6 artarken, bütçe giderleri yüzde 26 artmış. Giderleri şöyle bir açarsak faiz hariç bütçe giderlerinin yüzde 27 arttığını görüyoruz. Bu kalemin içinde en dikkat çeken ise sosyal güvenlik primlerinin indirimleri sebebiyle fonlanması gereken cari transferlerin yüzde 45 artması oldu. Şu anki rakamlara baktığımızda bütçe açığının geçen seneki yüzde 1.6’lardan şimdiden 2.3’lere çıktığını ve yıl sonu için yüzde 2.6-2.8’lerin konuşulduğunu görüyoruz.

        GELELİM SONUCA...

        Teşvik paketleri ve kamu harcamaları ile istihdam tarafında bir kıpırdanma yaşanıyor. Ancak bu küçük kıpırdanma için dahi bütçenin çok hırpalandığını ve zorlandığını görüyoruz. Bütçenin hâlâ esneyecek yeri var ama erozyon çok sert oluşuyor. Üstelik yaratılan istihdam ancak işsizliği yüzde 12’lerde tutabilecek kadar.

        Maliye politikalarını devreye soktuğumuz, “kalkınmacı politikalar” söylemlerinin havalarda uçuştuğu dönemlerden geçiyoruz. İstihdam konusunun nihayet siyasetin de medyanın da gündeminin ilk sırasında olması güzel gelişme. Ancak istihdamın kaynağını bütçede aramaya devam edersek daha zor bir duruma düşebiliriz.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar