Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İngiliz hesabına göre her 10 yılda bir 2.5 yıl katılıyor insan ömrüne... Ama “yaşlı” algısı hiç değişmiyor, 60’lara kilitlenmiş yerinde sayıyor. “60 yaş, yeni 40” diyenler çıkıyor gerçi ama yetmiyor. Oxford Gerontoloji’den bir uzman, “Ölüme yakın olmadığı sürece kimseye yaşlı denilemez. Onlar aktif yetişkinler olmalıdır” diyor

        Fatih Altaylı yazıyor: “Anladığım kadarıyla magazin basınımız kadınların 40 yaşında bittiğini düşünüyor.” Bu sefer de Aydan Şener’in fiziğine “şaşıran” magazincilere hitaben söylüyor. Evet, kesinlikle öyle düşünüyorlar. Ama o kadarla kalsa iyi. Yani sadece magazin basını değil, topyekûn medya öyle düşünüyor. Ve sadece bizim “basınımız” değil, global medya. Evrensel bir damar bu.

        Demokratik bir toplumda asla kabul görmeyen bazı önyargılar vardır. Başta ırkçılık, ayrımcılık, cinsiyet ayrımcılığı. Peki yaş ayrımcılığı? Şöyle kuvvetlice karşı çıkıldığını gördünüz mü hiç? “40’ını geçti ama hâlâ taş gibi” şeklinde o pespaye ve arkaik söyleme saptığınız an, “ama” bağlacıyla 40’ların ötesindeki bütün kadınları ıskartaya çıkarıyorsunuz ve kimse itiraz etmiyor. Ayrımcılık olarak algılanmıyor.

        “Ama”yla ayrı tutulan kadına da iltifat değil. Hayran olunası güzellikteki Aydan Şener’in fiziğine “şaşırmak” ayıp bana kalırsa. Viraneye filan mı dönmeliydi?

        “40’ını geçti ama taş gibi” furyası sanırım Sharon Stone’le başladı. Kadın bizim ana akım medyada ayda bir birinci sayfa güzeli olurdu. Her ay yeniden idrak edilirdi Sharon’ın 40’ını aştığı halde “gençlere taş çıkarttığı”. Sharon ayda bir ya “nefes kesiyor” ya da “büyülüyor”du. İsmi lazım değil, o satırların müsebbibi bir yazı işleri müdürüne “Senin karın da o yaşa geldiğinde aşağı yukarı öyle görünecek” demiştim. Nitekim dediğim çıktı!

        Bu evrensel damarda “Yılların eskitemediği” başka şöhretler de var: Jennifer Aniston, JLo, Halle Berry web galerilerinde tık almak için bire bir figürler. Bazı Amerikan magazin siteleri daha demokratik ve eşitlikçi davranıp erkek figürleri de takıyor asla yaş almayanlar arasına; Tom Cruise, Will Smith vs.

        Aslında ille de şöhretleri sayıp dökmek gerekmiyor. Önceki kuşaklara göre yaşını daha az gösterenler sokakta, aramızda yaşıyor.

        BİR AYAĞI ÇUKURDAYSA...

        Tıptaki gelişmeler, egzersiz ve sağlıklı beslenme, sigarayı bırakma, kozmetik ve tabii genlerin de katkısıyla orta yaş artık ileri yaşlara doğru kayıyor. Martha Stewart “70 yaş, yeni 50” diyeli hayli zaman oldu. Yeni nesil bir yaşlanmadan bahsediyor, birçok 70’liğin bu yaşta hayattan emekli olmayı düşünmediğini söylüyor ve “Başarılı yaşlanmanın en önemli faktörü ince bir bele sahip olmaktır” diyordu. Kalp uzmanlarının da dediği gibi; Aman, karında yağlanmaya dikkat! Tamam plastik cerrahi, yüz bakımları, SPA’lar ve photoshop’lar da var Martha zindeliğinde. Ama bilim de farklı konuşmuyor,

        Oxford Üniversitesi Yaşlılık Araştırmaları Enstitüsü Direktörü gerontolog Sarah Harper geçenlerde ilginç bir konuşma yaptı Hay Festivali’nde. Yaşlanma konusunda artık farklı bir dil kullanmamız gerektiğini söyledi. Bir ayağı çukurda olmadığı sürece kimseye “yaşlı” denmemesi gerektiğini anlattı. Elden ayaktan düşüp bakıma muhtaç hale gelmemiş, 70’lerini, 80’lerini sürenler “aktif yetişkinler” olarak görülmeliydi.

        “Yaşlılık olgusuyla ilgili hakikati ihmal tehlikesi içindeyiz” dedi. Çünkü ömürler, daha önce hiç yaşamadığımız kadar uzadı. İstatistiklere göre yaşam süresi her 10 yılda bir 2.5 yıl ilerliyor. 18’inci yüzyılda Avrupa’da 100 yaşını gören sadece 10 kişi vardı; bugün ise sadece İngiltere’de sayıları 14 bin 500’ü buluyor. Ve 21’inci yüzyılın sonunda İngiltere’de dalya diyenlerin 1.5 milyonu bulacağı tahmin ediliyor. Bir diğer tahmine göre bugün İngiltere’de dünyaya gelen bebeklerin yarısı 104 yaşını görecek. Japonya’daki bebekler ise 107 yaşını.

        GENÇ EMEKLİLER!

        Ömürler uzadığı halde “yaşlı” olgusu değişmediği için emeklilik yaşına yaklaşım da aynı düzeyde seyrediyor. 60-65 yaşında emekli ettiğin şahıs dalya diyecekse, geri kalan 40 yılında sepet gibi oturacak mı? Sarah Harper’a göre siyasi, hukuki ve toplumsal düzeyde tartışılması gereken çok şey var. Mesela ancak 80’lerine gelince ailesinden miras alabilenler ne yapacak? Ya da evlilik yeminleri hep aynı mı kalacak? “Hastalıkta ve sağlıkta” tamam da, “Ölüm bizi ayırıncaya kadar” faslı ne olacak? Bakalım her evli çift 70, 80 yıl birlikte yaşamak isteyecek mi?

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar