Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Şaibeli bir futbol sezonu yaşıyoruz. Mücadele saha dışına taştı. Masa başı kararlar tavan yaptı.

        Adaleti sağlaması gereken Futbol Federasyonu, skandal kararlara resmen çanak tuttu.

        Futbol Federasyonu kurullarında görev yapan bazı muhteremler, kraldan çok kralcı olduğu için, bugüne kadar bin türlü rezillik yaşandı.

        Hakem hataları adeta çıldırttı.

        Öyle ki, statta bulunan 40 bin kişinin gördüğü faulü, tekmeyi, penaltıyı ya da çirkinliği... Sahadaki 4 hakem görmüyor. Göremiyor. Görmemezliğe geliyor.

        Vahim kararlar neticesinde Süper Lig’in altı ve üstü çok etkilendi.

        Skandalın boyutu hakemlerle ve Merkez Hakem Kurulu’yla sınırlı kalmadı ne yazık ki... Saha dışındaki adalet mekanizması da ayaklar altına alındı.

        Adamı olan, paçayı yırttı.

        8-10 maç ceza alması gereken futbolcular 3 maçla kurtuldu.

        Asgari 5 maç ceza alması gereken futbolcu 1 maçla sıyırdı.

        Eyyam tavan yaptı. “Amaca ulaşan her yol mübahtır” zihniyeti hakim kılındı.

        Cezaların inandırıcılığı falan kalmadı.

        Peki... Niye oldu tüm bunlar?

        Söyleyeyim. Bal tutan parmağını yalıyor. Su akarken testi dolduruluyor.

        Tepede bulunanların... İstediği oluyor. Altta kalanların canı çıkıyor.

        Futbol Federasyonu’ndaki kurulların önemli bölümü... Ahbap-çavuş ilişkileriyle oluşturulduğu için... ‘Win-win’ sistemi uygulanıyor. 2 taraf da kazanıyor. Koltuğa oturan da... Oturtan da... Seviniyor.

        Diyelim ki... Disiplin kurulunda üyesiniz. Dosya önünüze geldi. Sizi kurula yerleştiren kişiyi doğrudan etkileyen bir dosya bu... 8 maç ceza gerekiyor. Ama siz 5 maç vereceksiniz. Bir üst kurul da onu 3’e indirecek. Bu işler böyle yürüyor.

        Bu atraksiyonu yapmazsanız eğer... Bir daha rüyanızda görürsünüz, o güzelim koltuğu...

        Nihayetinde adil davranacak binlerce hukukçu var ülkemizde.

        Önemli olan... Bizim bu futbol camiasında... Adil davranmak değildir, ne yazık ki... Birilerini mutlu etmektir.

        Keza... Aranan, her gördüğünü çalan hakem değil, gördüğünü görmemiş gibi yapan hakemdir, çoğu zaman!

        Her gördüğünü çalan hakem, bazı beyefendilerin canını yakacağı için... Maç almakta zorlanır! Her maçı alamaz.

        Zaten önemli olan iyi yönetmek değil, iyi idare etmektir. Ve de birilerini memnun etmektir.

        Dikkat edin lütfen, futbolumuzun tepesinde bulunan isimlerin mutluluğu ve başarısı doğrultusunda... Ligin kaderi belirleniyor.

        Acaba... Hangisi kazanacak!

        Yani... Futbol Federasyonu başkanı mı!

        Yoksa... Kulüpler Birliği başkanı mı!

        Yazmamda yarar var. Sanılmasın ki... Futbolumuzun tepesinde bulunan bu kişiler... Kuruldaki kişileri arayıp da... “Bir ricam var” diyor. Sanmam. Mümkün değil... Ama sorarım. Hiç gerek var mı!

        Demem o ki... Futbol Federasyonu bünyesinde bulunan tüm bu kurullar... Bağımsız kişilerden oluşmadığı... Özgür kurum ve kuruluşlar tarafından belirlenmediği sürece... Biz bu cambazlıkları çok yaşarız.

        Kişiler değişir, taklalar değişmez!

        Bu bakımdan... Orhan Gencebay ağabeyimizden esinlenerek...

        Daha güzel, daha mutlu, daha adil, sevgi dolu bir futbol için, barış için, insanlık için...

        Gitsin bu futbol federasyonu!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar