Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BUGÜN Cumhuriyet Gazetesi'nden sonra en uzun süre yayınlanan ve Rumların sesi olan günlük Apoyevmatini Gazetesi'nin 86'ncı doğum günü. Ama bu yıl kutlamalar oldukça buruk geçiyor; zira Apoyevmatini maddi sıkıntılar nedeniyle kapanma eşiğine geldi. Bugün Ayşenur Arslan'ın sunduğu Medya Mahallesi programına çıkacak olan gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Mihail Vasiliadis birkaç gündür çeşitli gazetelere, radyolara konuştu. Anlattıkları gerçekten insanı hüzünlendiriyor; zira Apoyevmatini'nin çöküşü Türkiye'deki Rum nüfusun çöküşünü simgeliyor. Oysa 1920'li yıllarda Apoyevmatini'nin tirajı 30 binlerde dolaşıyormuş.

        Bir zamanlar sayıları on binlerle telaffuz edilen Rum vatandaşlarımızdan İstanbul'da topu topu 610 aile kalmış. Gazetenin tirajı da takriben bu kadar. Rum nüfusundaki erimenin çeşitli nedenleri var. Ancak Birinci Dünya Sa-vaşı'nın ardından yaşanan mübadele ve 1955 yılında cereyan eden 6-7 Eylül vahşetinin Rumlara en büyük darbeyi vurduğunu hepimiz biliyoruz. Ama ne yazık ki Rum paranoyası halen dipdiri duruyor karşımızda. Örneğin, Fenerde "İkinci Vatikan kuruluyor" diye az mı kıyamet kopartıldı.

        Patrikhane az mı taşlandı? Bu paranoyadandır ki Heybeliada'daki Ruhban Okulu halen açılamadı. Yetmiyormuş gibi malları gasp edildi. Neyse ki AİHM devreye girince malların bir kısmının iadesi süreci başlatıldı, ancak sıkıntılar sürüyor. Devlet büyüklerimiz, "Bu sorunları mutlaka çözeceğiz" diye Batılı liderlere kim bilir kaç kez vaatlerde bulundular Ama ortada çözüm filan yok. Sadece bahaneler var. En sıkça servis edileni de "Yunanistan da Batı Trakya'daki Müslümanlara kötü muamele ediyor, haklarını gasp ediyor" sözü.

        Evet, doğru. Öyle ve AB buna çoğunlukla göz yumuyor. Ama bu topraklarda binlerce yıl ikamet eden Rumlara benzer muameleyi reva görmenin neresini meşru kılıyor? Kaldı ki bu mantığa göre Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Rumlar Türk(iyeli) değil yabancı.

        Din adamı yetiştirmenin önünde duran binbir bürokratik engelin ve benzer uygulamaların esas hedefi, Rumların Türkiye'yi topyekûn terk etmesi diye düşünmeden edemiyor insan. Taş çatlasa sayıları 3 bini aşmayan Rumlardan neden bu kadar korkulur bir anlasam. Patrik'in ekümenik statüsüyle ilgili takıntılar ise işin cabası. Biz istemediğimiz kadar tanımayalım, Ortodoks cemaatin gönlünde, yüreğinde Patrik Bartholomeos ekümenik sıfatını taşıyor.

        Ekümenik Patrikliğin merkezi olmak Türkiye'yi ancak güçlendirir, nüfusunu Hıristiyan âleminde katlar. Ama hayır bakarsın 30 bin Rum olur 300 milyon, İstanbul olur yeniden Konstantinopolis neme lazım.

        "Akşam Saati' veya "İkindi Vakti" anlamına gelen Apoyevmatini Gazetesi'ne dönecek olursak, medya ve akademi dünyasından bazı duyarlı insanların başlattığı abonelik kampanyası sayesinde kapanma tehlikesi şimdilik bertaraf edilmiş gözüküyor. Ne var ki Mihail Vasiliadis'in NTV'de ifade ettiği gibi bu kalıcı bir çözüm değil.

        Yunanistan'daki mali kriz yüzünden düzenli reklam gelirinden yoksun kalan gazetenin, Türk Basın İlan Kurumu'na resmi ilan almak için yaptığı başvuru, yerel gazeteler için 5000 tiraj alt sınır olduğu için reddedilmiş.

        Gelmiş geçmiş hükümetler arasında azınlık hakları için en fazla çaba gösteren AK Parti iktidarı bu meseleye el atmalıdır. Diğer azınlık yayınlarını da kapsayacak şekilde bir formül üretmelidir. "Bu kez diğer azınlıklar da aynı ayrıcalığa sahip olmak isteyeceklerdir" tarzındaki itirazlar bence geçerli değil. Zira Lozan Antlaşması çerçevesinde azınlık diye tanımlanan Museviler ve Ermeniler neden aynı haklara sahip olmasınlar ki?

        Onlara yaşatılan zulümleri bir nebze olsun hafifletmenin bir yolu da bu olabilir.

        Kültürlerine, hayır ORTAK kültürümüze sahip çıkalım. Apoyevmatini'yi yaşatalım. Ben yarın Mihail Bey'le buluşup derhal abone oluyorum. Sizler de abonelik için 0212 225 59 57'yi arayabilirsiniz.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar