Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Objektiflerden kaçmaz. Gözün gördüğünün üzerine de fazla bir şey katılmaz. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başkan Trump’ın karşılaşma anını ve onlara bir kaç metre öteden bakan Emine Erdoğan’ın gülümseyen fotoğraf karesi, Türkiye ile ABD arasında eriyen buzların tescili gibi.

        Sanki üç ay önce ABD Başkanı Trump, "Şu anda Türkiye'nin çelik ve alüminyum ithalatına uygulanan ek gümrük vergisini iki katına çıkarmaları yetkisini verdim. TL güçlü dolarımıza karşı çok hızlı bir şekilde aşağı gidiyor. Alüminyum vergisi yüzde 20, çelik yüzde 50 olacak. Türkiye ile ilişkilerimiz şu an iyi değil" diye sosyal medyadan mesaj atan o değil. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak yükselen dolara karşı bir önlem olarak 10 Ağustos’ta Yeni Ekonomik Yaklaşım açıklamasına denk getirilen, bu açıklamanın pozitif etkisini kırarak doları da aynı gün içinde 5.5300’ten 6.8020’e taşıyan ve yüzde 23 artıran Trump gitmiş yerine sadık bir Türkiye dostu gelmiş.

        - Üç ay önceye göre Türkiye’nin yakaladığı en önemli dalga bu. ABD ile ilişkileri en üst düzeyde en kötü ve en gergin aşamadan en iyi ve buzları tamamen eriten aşamaya geldik.

        İLİŞKİLERİ DÜZELTEN İKİ FAKTÖR NE

        - Buna neyin yol açtığını kamuoyuna yansıdığı kadarını biliyoruz. Rahibi serbest bırakarak seçim öncesinde Trump’a iyi bir hediye vermiş olduk. Kaşıkçı cinayeti ile ilgili soruşturmada ABD’nin Türkiye’nin yakın ilgisine ihtiyacı olduğu görülüyor.

        - Paris’te iki başkanın karşılaşma anlarını gösteren fotoğraftan benim çıkarttığım sonuç bu. Bu resmin yanına Münbiç’te Türk ve ABD askerlerinin birlikte devriyeye çıkmasını ve PKK’nın lider kadrosunun yakalanmasına ABD’nin para ödülü koymasını ekleyelim.

        3 AYDA DEĞİŞEN TABLO

        - Bu yakınlaşma ne kadar sürer, kalıcı olur mu olmaz mı şu anda bir kestirimde bulunmak güç. Ancak şu an itibariyle Türkiye için en büyük risk haline gelen ABD’nin bir büyük avantaja dönüştüğü de bir gerçek. Bunun jeopolitik risklerde, dış politika, ekonomide ve finansal piyasalardaki yansımasını da kısmen gördük ve görmeye devam edebiliriz.

        ABD ile ilişkilerde üç ayda bir uçtan diğer uca geçmenin finansal piyasalardaki etkisini net biçimde yaşıyoruz.

        DOLARDA 3 AYDA 26.8 DÜŞÜŞ

        - Doların TL karşısındaki değerinin 7.24’ten 5.30’a kadar gerilemesinde en büyük pay ABD ile ilişkilerin düzelmesidir. Geçen hafta 5.30 düzeyinden geri dönüşle 5.54’e kadar yükselen bir hareket izledik. Bu durum ilişkilerin yeniden gerilmesinden kaynaklanmadı. Zaten bu hareket de genel tabloyu değiştirmez. 5.30 yerliler tarafından dip veya dibe en yakın düzeyler olarak algılanarak alıma geçmelerine yol açtı. Yabancılar için ise kasım ayları genelde satış ve karların realize edilme ayıdır. Yerlilerin hareketlenmesi onları da harekete geçirmiş olabilir.

        FAİZDE 5.3 PUAN AZALMA

        - Hazine faizlerinin yüzde 27’ye kadar yükselmişken buradan inişle yüzde 21.71’e düşmesinde de ABD riskinin azalmasının etkisi vardır.

        TÜRKİYE RİSKİ YÜZDE 40 AZALDI

        - Türkiye riskini yansıtan 5 yıllık CDS fiyatlarının 598.75’ten 359.10’a düşmesinde de aynı ana faktörün rolünü belirtmek gerek. Üç ayda Türkiye riskinde yüzde 40 azalma yaratan temel faktör ABD ile ilişkilerin düzelmesidir.

        HÜKÜMETİN ÖNLEMLERİ DE ETKİLİ

        - Bütün bu iyileşmelerde ikinci ana etken ise hükümetin aldığı önlemlerdir. Sonuçta birinci ana etkendeki düzelmeyi de sağlayan yine hükümettir. Dolayısıyla kötüleşmenin de iyileşmenin de odağında hükümet vardır.

        - Düzelen ABD ile ilişkilerin seyri aynı zamanda bundan sonra da Türkiye’nin ekonomik ve jeopolitik gidişini etkilemeye devam edecek.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar