Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Başdöndüren bir haftayı geride bıraktık. Suriye yönetiminin muhaliflere kimyasal silah kullandığı iddiaları, haftanın ilk gününden itibaren Rusya ile ABD’yi karşı karşıya getirdi. Hafta sonunda iki süper askeri gücün Suriye için savaşa girmeyeceği anlaşıldı. Ama hafta içinde olanlar da oldu. 11 Nisan çarşamba günü kriz doruk noktasına tırmandı. Rusya piyasaları spekülatif atakla adeta çöktü, hem borsası hem para birimi yüzde 10 civarında geriledi. İran ve kısmen Türkiye de bundan payına düşeni aldı. Hafta sonu beklenen korku gerçekleşti ve Suriye’ye hava saldırısı yapıldı. Sınırlı saldırı sonucu Rusya ile ABD karşı karşıya gelmedi.

        - Ancak saldırı gerçekleşti diye her şey oldu bitti denemez ve jeopolitik riskler hâlâ sürüyor. Bu dönemde dünyanın doğusu ne kadar itidalli ve sağduyulu liderlik yapıyorsa, dünyanın batısı o kadar kötü liderlik gösteriyor ve her an her türlü çılgınlığı yapmaya aday. Bu nedenle ülkelerin, ekonomilerin ve piyasaların her an yeni bir riskle, tehlikeyle, savaşla, saçmalıkla karşılaşması çok yüksek olasılık.

        - Bilindik ve güvenirliğini kanıtlamış diplomatik, siyasi, uluslararası bütün ilişkiler artık devre dışı gibi görünüyor. Başımıza ne geleceğini, yeni güne hangi tehlikeyle başlayacağımızı bilemiyoruz. Bunun en baştaki aktörü de ABD Başkanı Trump. Küresel ekonomik sistemin lideri durumundaki ABD şimdi bu sistemi silkeliyor ve devirmeye çalışıyor. Bu çok büyük risk. Ticaret savaşları sistemi yıkmanın en büyük aracı.

        - Risk Trump ise en azından Kasım 2018’deki ara seçimlere kadar dünyanın başında Demokles’in kılıcı gibi sallanacak demektir. Eğer seçimden güçlü çıkarsa yoluna aynen devam edecek ve kurtuluş umutları 2 yıl sonraki başkanlık seçimlerine ertelenecek. Ara seçimde zayıf performans göstermesi durumunda ise koltuk elden gidebilir. Bu durum zaten başlı başına bir büyük çalkalanma yaratabilir.

        - Böyle bir dünya atmosferinin getireceği fırtınalı koşullarda küresel servet ve para sığınılacak liman arar. Küresel gerginliklerde, jeopolitik belirsizlik ve güvensizliğin tırmanmasında, savaş dönemlerinde ve fırtınalı havalarda kendini kanıtlamış en iyi sığınak ise altın. Geçen hafta da Rusya-ABD gerginliğinde altın fiyatları 3 günde yüzde 2.5 artarak onsu 1.365 dolara kadar çıktı. Olayın kısmen yatışmasıyla son iki günde yüzde 1.5 geri geldi.

        - Uzun vadeli seyrine bakınca da, Eylül 2011’de 1.920 dolardan başlayan düşüşü 2015 sonunda 1.045 dolarla dip yaptı. Küresel faizlerin artmaya ve ABD Merkez Bankası’nın bilanço küçültmeye başlamasına karşılık son iki yıldır altın düşüşe direniyor, hatta yükseliyor. Ons fiyatındaki artış yüzde 28.6’yı buldu.

        - Bundan sonra da faizlerin yükselmesi ve küresel likiditenin daralacak olması altının aleyhine çalışacak ve fiyatını düşürücü etki yapacak. Ancak dünya liderliğinin saçmalamayı sürdürmesi, jeopolitik risklerin artması ve ticaret savaşlarının başlaması da altını destekliyor. Çünkü ticaret savaşları beraberinde kur savaşlarını getirecek ve kâğıt paralarda büyük oynaklıklar yaşanabilecek. Bu durum da paralara güveni bir kez daha azaltacak.

        - Tıpkı küresel krizde kâğıt paralara ve menkul değerlere güvenin azalmasında olduğu gibi. Tam krizin ardından ortaya çıkan dijital paralar giderek çoğaldı ve baş döndürücü bir değer artışına ulaştı. Ama onların da çok oynak, çok temelsiz ve güvensiz oldukları anlaşılmaya başlandı. Dijital dünyada para çalınabiliyor, kaybolabiliyor ve devletler regülasyonu getirmeye kalktığında bu paralar balon gibi sönüyor.

        - Yine küresel krizin ardından artan dünya likiditesinin sığındığı alanlardan biri gayrimenkul piyasasıydı. Ancak gayrimenkul fiyatlarının balon yapması ve patlaması küresel krizi tetiklemişken, şimdi o düzeyin de üzerine çıkıldı. Yine balon ve yine patlama riski var.

        - Teknoloji şirketleri de paranın sığınağı halinde. Nasdaq Borsası’nın yükselişi ve teknolojik hisselerin borsalara öncülük etmesinin nedeni de bu. Ancak buradan da iyi işaretler gelmiyor. Facebook skandalı bu sektördeki yanlışları, başıboşluğu ve sektörün toplum aleyhine nasıl kullanılabileceğini net bir şekilde ortaya koydu. Henüz iyi bir regülasyona tabi tutulmadığı için tam bir serbestlik içinde hareket eden ve yasal olmayan işler de yapan bu sektör geometrik hızla büyüyor. Ancak bu durumu aynı zamanda en büyük riski de.

        - Bütün bu nedenlerden dolayı hiçbiri altının yerini henüz alamadı. Onun kadar güvenilir, alınıp dokunulabilen, sevilip okşanan, yastık altına konulan bir değer saklayıcı olmadı. Yeniden Zeki Müren’in şarkısını hatırlamakta fayda var. “Biz seni unutmak için sevmedik.”

        ***********

        ALTININ UZUN VADELİ DESTEKÇİSİ ÇİN VE HİNDİSTAN

        - Yukarıda yer alan iki grafik de altın fiyatlarına ait. Biri dünyadaki fiyatını, diğeri de Türkiye’deki fiyatını gösteriyor. Dünyada elbette dolarla fiyatlanıyor altın. Türkiye’de ise TL ile. Dolayısıyla dolarla dünyada işlem gören altın fiyatları aşağı yönlü, buna karşılık TL ile işlem gören biz yerleşikleri doğrudan ilgilendiren gram altın tam bir ralli yapıyor. Tırmandıkça tırmanıyor. Biz gram altını aldık ama bu çeyrek, yarım veya tam cumhuriyet altını olsa da fark etmez. Oran olarak hiç değişmez.

        - Dünyadaki eğilim gevşeme yönünde ve son 5 yılda altın yüzde 9 geriledi. Türkiye’deki altın ise ithal ediliyor ve TL’ye çevrilip fiyatlandığından son yıllık artışı yüzde 104.2 oldu. Bu artışı da aynı dönemde yüzde 53.8 olan tüketici enflasyonunun iki katı düzeyinde. Dünyada düşerken Türkiye’de böylesi yüksek fiyat artışını sağlayan ise doların TL karşısında son yıllardaki hızlı artışı. Aynı dönemde dolar yüzde 129.2 arttı. Zaten bu artışla da son 5 yıllık kümülatif yatırım araçları getirilerinde dolar en çok kazandıran araç oldu. Onu ikinci sırada Euro izlerken altın da yüzde 104.2’lik getirisi ile üçüncü sırada yer aldı.

        - Altın dolar öncesinin dünya parasıydı. Arkasında herhangi bir devlet veya ekonomi yok. Doğada sınırlı üretilebiliyor. Küresel kriz sonrası artan küresel likiditeye ve düşen faizlere paralel altın fiyatları 1.920 dolarla Eylül 2011’de rekor kırdı. Küresel likiditenin azaltılacağını önceden fiyatlamaya başladıysa da, bin dolar sınırına yaklaştığında buna ara verdi ve yönünü ılımlı şekilde yukarı çevirdi.

        - Dünyanın en büyük altın talepkârı ülkeler olarak Çin’in ve Hindistan’ın hızlı büyümeleri, Çin’in yuanı rezerv para yapacağı ve bu nedenle rezervlerini altınla güçlendireceği beklentisi altın fiyatlarını uzun vadede destekleyici rol oynuyor.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar