Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BANKALAR ARTIK DEVRE DIŞI, TEŞVİKLER SANAYİYE VE YATIRIMLAR DA START ALIYOR

        Bugün açıklanacak proje bazında süper teşvikler ile büyük projelerin hayata geçirilmesi bekleniyor. İthalatı azaltacak bu yatırımlara çoğu 10 yıla uzanan vergi teşviki veriliyor. Bu şirketlerin çoğu Sanayi Endeksi’nde işlem görecek. Söz konusu teşviklerin doğrudan borsayı da teşvik ettiği ve etmeyi sürdüreceği çok açık

        Döviz ve faiz rekora vurmuşken ana konuyu borsaya ayırmamızın nedeni güncelliğinden. O da bugün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde açıklanacak proje bazında süper teşvikler. Milyarlık yatırımlara verilecek bu teşviklerle büyük projeler hayata geçirilecek. Nereden bakılırsa 30 milyar dolarlık bir yatırım tutarı. İthalatı azaltacak, ihracatı artıracak bu yatırımlara çoğu 10 yıla kadar uzanan çok sayıda vergisel teşvik veriliyor. Bu yatırımları yapacak şirketlerin adını bugün liste açıklandığında göreceğiz. Çoğu Sanayi Endeksi’nde olmak üzere işlem gören şirketler olacak. Dolayısıyla teşviklerin doğrudan borsayı da teşvik ettiği ve etmeye de devam edeceği çok açık.

        - Bu durum endekslere gayet iyi yansıyor. Teşvik, kârlılık artışı, büyüme neredeyse borsa da o taraftan ilerliyor. Bankaların yükselişi ocakta son bulurken sanayi hisseleri mart sonuna kadar çıkışa devam etmiş. Bir zamanlar bankalar çok değerliydi, piyasayı çekip götürüyordu. Şimdi ise tam tersi yönde bir etkileri oluyor ve borsayı aşağı çekiyor.

        - Çünkü asıl teşvik gören inşaat sektörü. Bu sektörün de borsada pek karşılığı yok. Piyasanın yeni gözdesi sanayi sektörü canlı ama endeksi yukarı çekmeye henüz gücü yetmiyor. Sonuçta borsa reel anlamda 2013 yılı seviyesini geçebilmiş değil. Hem endeks bazında hem de piyasa değeri olarak.

        - Fiyatları dolar bazında izleyen MSCI endeksiyle BİST-100, 2013’teki düzeyinin yarısı civarında. Dünya borsaları ise rekorda.

        Borsanın bu durumda olmasında en büyük pay banka hisselerinin değer kaybı.

        - Çünkü bankaların piyasa değeri o günden bu yana 70 milyar dolar azaldı. Sanayi şirketlerinin Mayıs 2013’e göre piyasa değeri 91.5 milyar dolardan 69.5 milyar dolara geriledi. Düşüş 22 milyar dolarla sınırlı. Aynı dönemde borsanın toplam piyasa değeri 303.6 milyar dolardan 177.2 milyara indi. Bu 133.5 milyar dolarlık azalmanın yüzde 52’si, yani yarıdan fazlası bankalara ait.

        - Aslında bankaların gerilemesi 2013’ten de öteye gidiyor. Kasım 2010’da para politikasının değiştirilmesi ile başlayan süreçten bankalar olumsuz etkilendi. Kredi büyümesinin sınırlandırılması, faiz oranlarının düşürülmesi, banka komisyon oranlarının azaltılması, kurumlar vergisinin sadece bankalara yönelik artırılması, açılan yeni şubelere vergi konulması gibi bir dizi uygulama kârları budadı. Tabii ki dağıtılacak kâr paylarını da düşürdü.

        - Bütün bunlar da banka endeksine yansıdı. 5 Nisan itibarıyla son 10 yılda Banka Endeksi ile Sanayi Endeksi’nde ne oldu diye baktık. Bitişikte yer alan grafiklerden izlenebileceği gibi, son 10 yılda Banka Endeksi TL bazında yüzde 108 arttı. Sanayi Endeksi’nin artışı ise yüzde 282’ye vardı. Sanayi bankalardan 1.8 kat daha fazla değerlendi.

        - Para politikasında değişikliğe gidildiği Kasım 2010 sonrasındaki 7.5 yılda ise aradaki fark daha büyük. Çünkü Banka Endeksi 7.5 yılda artmadı ve 168.195 iken 168.992 oldu. Sanayi Endeksi ise 51.387’den 132.241’e çıktı ve yüzde 157 yükseldi.

        - Piyasa değeri olarak bankalar Kasım 2010’da 142.4 miyardan 54.4 milyar dolara indi ve 88 milyar dolarlık kayba uğradı. Sanayi hisselerinin piyasa değeri de dolar bazında artmadı ancak kaybı 8 milyar dolarla sınırlı oldu. Sanayi şirketlerinin piyasa değeri 77.5 milyar dolardan 69.5 milyara indi.

        - Bankaların borsadaki öncü rolünü sanayi şirketleri devraldı. Ama borsa endeksinde bıraktıkları boşluğu henüz sanayi şirketleri dolduramadı. Ana endeks de bu nedenle rekor düzeyinin yaklaşık yarısında. Bu düzeyi ile dünyada eşdeğer borsalardan yaklaşık üçte bir daha düşük fiyatla işlem görüyor.

        - Bu gidişle sanayi sektörünün borsayı sürükleyip küresel çaptaki yerine getirmesi ve borsaya dolar bazında da rekor kırdırması epey zaman alır. Çünkü yola tek tabanca devam edecek. Ya da borsa bankalar ve sanayi olarak iki ayaklı ilerlerken tek ayakla yola devam edecek. Bankalar borsaya eski desteği artık veremiyor.

        - Piyasa sanayiye dayalı tek ayaklı olarak yola devam edecekse bunun desteği de zaman alacak. Çünkü söz konusu olan yatırım, üretim ve sonunda kâra geçme ve piyasa değerine yansımasıysa bugünkü yatırım hamlelerinin Sanayi Endeksi’nin etkisiyle borsayı yeni rekora taşıması 5-10 yıl zaman alabilir.

        - Özvarlıklarının yaklaşık 25 milyar dolar altında veya üçte bir aşağısında işlem gören bankaların ne yapacağı ise tam anlamıyla hükümete bağlı. Bankaların ne olacağı da 5-10 yıllık süreçte borsanın gidişini belirleyecek. Ne kadar ekmek o kadar köfte her zaman ve her yerde geçerli.

        ***********

        HEM İÇERİDEN HEM DIŞARIDAN PİYASALARA ÇİFT YÖNLÜ BASKI

        Dış ve iç nedenlerin bir araya gelmesiyle başlayan piyasa bozulması geçen hafta da artarak sürdü. Dolar 4.0665 ile Euro 4.9754 ve sepet kur da 4.5209’la rekor kırdı. Cuma gününe denk gelen bu rekorların ardından ABD tarım dışı istihdam verilerinin zayıf gelmesi doları zayıflattı da rekor düzeylerden kısmen uzaklaşarak haftayı kapattık. Benzer gelişme tahvil faizlerinde de yaşandı. Ancak iki günlük faiz artışı 10 yıllık tahvillerde yine de 63 baz puana vardı.

        - ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşlarında ABD Başkanı Trump’ın ticaret yetkililerine, Çin’e 100 milyar dolarlık ek gümrük vergisi getirmeyi değerlendirmesi talimatı vermesi küresel risk iştahını daha da azalttı.

        - Küresel çapta bozulmanın kaynağında ticaret savaşları vardı. Cuma günü ekstra bozulmaya da yine ABD’nin Çin’e ek 100 milyar dolarlık daha gümrük vergisi uygulaması için Başkan Trump’ın talimat vermesi neden oldu. Yeni yaptırımın nereye doğru evrileceği bu haftanın konusu ve küresel risk iştahını azaltmaya devam edecek.

        - Yurtiçinde ise faizlerin düşürülmesi için paket hazırlanması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomi yönetimine eleştirilerinin ardından Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in istifa ettiği iddiası da piyasaları bozucu etki yaptı. Neyse ki, Şimşek’in görevine devam ettiği hem kendisi hem de Başbakan tarafından açıklanarak negatif etki azaltıldı.

        - Bundan sonra da hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek alacakları kararlarla piyasalar üzerinde etkili olmaya devam edecekler. Bu hazırlıklardan biri Hazine Tek Hesabı üzerinden yürütülen faizleri düşürme operasyonu. Nihai olarak etkinliğini ve piyasaya etkisini paket açıldığında göreceğiz. Enflasyon tarafında yeni önlemler almadan sadece Hazine Tek Hesabı ile faizleri aşağı çekmek marjinal kalabilir.

        - Çünkü kamu bankalarına giden paranın doğrudan Hazine’ye yönlendirmesinin etkisi sınırlı olur. Görünüşte Hazine’nin borçlanma ihtiyacı azalır ama kamu bankalarının da likidite ihtiyacı artar. Yapılacak iş kamunun elindeki paranın bir cepten diğer cebe taşınmasından başka bir şey değil. Hazine’nin daha az borçlanmasıyla yapacağı katkıyı kamu bankaları daha fazla borçlanmaya giderek dolduracak.

        - Ancak bugün açıklanacak proje bazında yeni yatırım teşvikleri öyle değil. Büyüklüğü son açıklamalara göre 128 milyar liraydı. Yeni yatırımların sıçraması her açıdan ekonomiyi besleyecek, sadece görünümün düzelmesini değil, gerçeği de değiştirecek, yapıyı güçlendirecek bir gelişme. Bu yatırım hamlesi üretim kapasitesinden istihdam artışına, büyümeden teknolojik gelişmelere, ihracat artışından ithalat gereğini düşürmeye kadar bir dizi pozitif gelişmeyi tetikleyebilir.

        - Ekonomiye pozitif etkisi kadar piyasaları da aynı yönde ve zamana yayılı olarak etkileyebilir. Bunun açıklama etkisidir ki, borsadaki şirketlerin piyasa değerini, TL ve tahviller kadar düşürmedi. Borsa, döviz ve faizdeki artışa karşı düşüşe direndi.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar