Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        2017’de Akfen Yenilenebilir Enerji, TAV ve Mersin Limanı’ndaki hisse devriyle Türkiye’ye toplam 1.2 milyar dolar doğrudan yatırım girişi sağlayan Hamdi Akın’dan iddialı söylem:‘Şirketi satmamak vatana ihanettir’

        Şirket kurup büyütmek ve satmakla tanınan Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın’la bir grup köşe yazarı sahibi olduğu Mürver Restaurant’ta bir araya geldik. Ardı ardına yaptığı şirket satışlarından sonra Akfen’in faaliyet ağırlığının yenilenebilir enerji ve sağlık alanı olduğunu öğrendik. 2017 yılında Akfen Yenilenebilir Enerji, TAV ve Mersin Limanı’nın satışından Türkiye’ye doğrudan 1 milyar 229 milyon dolar yabancı sermaye girişi oldu. Bu rakam da 2017’de Türkiye’ye gelen 10.830 milyon dolarlık toplam doğrudan yabancı sermayenin yüzde 11.3’ünü oluşturuyor. Holding, satışlardan elde edilen kaynakları 2018-19 yıllarında bitişikte tabloda yer alan yeniden yatırımlara yönlendiriyor. Holding iki yılda yenilenebilir enerji, şehir hastaneleri, inşaat ve madencilik olmak üzere 10 ayrı yatırıma 6 milyar 272 milyon lira yatırım yapacak. Enerji, şehir hastaneleri ve madencilikten oluşan 5 yatırımda 2.425 kişi istihdam edilecek.

        Bir yılda üç büyük şirketini yabancılara satan Hamdi Akın bu konuda geleneksel işadamlarından ayrılıyor. Ona göre şirketin sağlığı, daha hızlı büyümesi ve Türkiye’yi büyütmesi açısından satılmalı, bu satış yabancıya olursa daha da anlamlı. İşte Hamdi Akın’ın bu konudaki görüşleri:

        - “Sermaye alım satımla büyür. Alman için satman lazım. Şirket kendi başına bir varlık, insanların çalıştığı, oradan yararlandığı, corporate bir yapı. Bu yapının içerisinde biz sadece onun hisselerine sahip bir ortağıyız. Benim gibi birkaç tane daha ortağı olabilir. Ondan sonra ortaklık yapısının değişmesi lazım. Eğer değişmezse şirket kendini yenileyemez. Şirketin kendini yenilemesi ömrünü uzatır. Biz şirketleri satarak aslında şirketleri ölümsüzleştiriyoruz. Satmazsak şirket benimle beraber ölecek çünkü.

        - Ben TAV’ı satmasam, TAV benimle beraber ölürdü. Ben öldüğümde TAV da ölürdü ama şimdi sıkıysa ölsün. Adam 1 milyar dolardan fazla para koydu içine. Onu yaşatmak için çok daha fazla çaba sarf edecek. Her para koyan şirkete onu yaşatmak ve daha iyi bir hale getirmek için daha fazla çaba sarf edecek.

        - GE’yi Thomas Edison kurmuş. Edison mu var şimdi, 50 defa değişmiş. Steve Jobs Apple’ı kurdu, kendi şirketinden adamı attılar, hissesi pek kalmamıştı zaten. Demek ki şirketler satılarak büyüyor. Satmazsan, hisseler el değiştirmezse ölümsüzleşemezler. Sahibiyle beraber gider.

        - Aslında bunu daha iddialı da söylüyorum. Şirketleri belli bir noktaya getirdikten sonra satmamak vatana ihanettir. Kime sattığın hiç önemli değil. TAV İstanbul Borsası’nda kayıtlı, vergisini Türkiye’de ödüyor, çalışanlarının yüzde 98’i Türk. Hisseleri ise Fransız’da. Şimdi buna Fransız şirketi mi diyeceğiz? İstesen de diyemezsin, istemesen de diyemezsin. Her halükârda Türk şirketi. Yarın ABD’li gelir alır, onların olur. Öbürsü gün Türk’ün birisi alır, geri alır. Belli olmaz ki...

        - Hisselerin kimde olduğu önemli değil. Önemli olan çalışanların devamlılığı, sürekliliği. Önemli olan çalışanların hayat boyu orada çalışmaları, çocuklarının, ikinci, üçüncü nesillerinin çalışabileceği ortamı ve ekosistemi yaratmak. Şirketler satmakla ölümsüzleşiyor bunu ısrarla söylüyorum. Bukalemunun veya yılanın kabuk değiştirmesi gibi, sahiplik değiştirdikçe ömrü uzuyor. Onun için de satmak lazım. Türkiye böyle büyür.

        - Şirketlerin dışarıya satılmasını değerli buluyorum çünkü direkt yabancı sermaye girişi sağlamak demektir. İhracatla eşdeğer. Tabii ki ihracat değil, bir sermaye hareketi bu. Ama ihracatla eşdeğer. Direkt cari açığın kapatılmasında bir finansman modeli.

        - İçeriye satıştan ziyade dışarıya satışın daha önemli olduğunu söylüyorum. İçeriden birisi ister, vermem demem, alır. Ama dışarıdan birisi ister de satarsam, kendimi daha değerli hissederim. Hepsi bu.”

        ***********

        ‘ELDE KALAN KONUTLARI FONLAR ALABİLİR’

        Bir süre önce topraktansa bitmiş konut almanın daha kârlı olduğunu belirten Hamdi Akın’ın lüks konut piyasası hakkındaki görüşleri şöyle:

        - “Konut sektöründe fiyatların balon yapmasından veya arztalep dengesinden değil, faizlerin yüksekliğinden kaynaklanan bir durgunluk yaşanıyor. Faizler aylık 1’in üzerine çıktığı zaman konutta banka kredileri çalışmıyor, yüzde 0.8’lerde yeniden çalışmaya başlıyor.

        - 100 konutun satışından alınan parayla bugün ancak 75 konut yapılır. 500 konut satan buradan aldığı parayla 350 konut yapabilir. Son iki senedir hiç kimse konutlara zam yapamadı. Yıllık yüzde 9-10 enflasyon üzerinden iki senede yüzde 20 enflasyon oldu. Bu da aşağı yukarı aylık yüzde 1’lik zamma tekabül eder. Ama bu zamların hiçbiri yapılamadığına göre konut fiyatları yüzde 20 ucuzladı demektir. Yani konutta zam olmaması otomatikman ucuzlamasını beraberinde getiriyor. Bundan daha fazla da ucuzlayamaz.

        - Bu açıdan konutun avantajı artık çok farklı. Temelden almak yerine bitmiş konut almak daha kârlı. Bitenler satılmadan yeni konutların önü açılmayacak. Temeli yeni atılanların satılması için önce bitmişlerin satılması lazım. Bitmişler satılmazsa piyasanın önü açılmayacak, kilitlenme sürecek.

        - Bu neyi getirecek? Toplu alımı getirecek. Parası olanlar gayrimenkul portföy yönetim şirketleri kuracaklar. Bunun Türkiye’de önü açıldı, SPK’dan düzenlemesi çıktı. Vergisiz GYO’lar gibi, gayrimenkul portföy yönetim şirketi kuruyorsunuz. Oraya konut ve ticaret alanları vergisiz biçimde alıyorsunuz, gelir vergisi de ödenmeyecek. Dolayısıyla bitmiş ama satılamayan konutların birçoğu fonlara gidecek. Ya dışarıdan fonlar gelecekler ve ciddi pazarlığa oturacaklar, ya Türkiye içerisinde fonlar kurulacak ve 50’şer, 100’er, 200’er toplu şekilde bu konutları alacaklar. Bu da bir çözüm, piyasayı rahatlatır. Sonunda iş oraya doğru gidecek.”

        ***********

        2 YILDA 10 PROJE

        “Ekonominin geleceğinde madencilik sektörünün çok önemli bir rol oynayacağını, adeta Türkiye’yi uçuracağını” belirten Hamdi Akın, Kastamonu’nun Hanönü İlçesi’nde Türkiye’nin en büyük bakır madenlerinden birisini üretime açacaklarını bildirdi. 300 milyon dolarlık bir yatırımla gerçekleştirilen madende üretim haziranda başlayacak. 10 yılda ise 2 milyar dolarlık ciro yapacak. Burası, faaliyete geçtiğinde Türkiye’nin en büyük açık ocak bakır madeni olacak. Akfen Holding 2018-2019 yıllarında 10 ayrı projeye toplam 6 milyar 272 milyon lira yatırım yapacak.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar