Bandajınızı sevsinler

Ayşe ÖZEK KARASU/ GAZETE HABERTÜRK-PAZAR

Teorik olarak adam doğru söylüyor. Diyor ki: “Bu elbiseleri giyebilmeniz için ince ve genç olmanız gerekir. Dolgun vücutlu, geniş kalçalı, tahta göğüslü olan giyemez. Butiklerimize gelip elbiseyi giyiyor sonra da ‘Şişman gösterdi’ diyorlar. Ama şunun farkında değiller, dekolten düşük çünkü artık 55 yaşındasın, 23 yaşındaki gibi her şeyini gösteremezsin.” Söylediği doğru da bunu marka sahibi olarak söyleyemezsin. O zaman müşteriye hakarete girer.

Mesele şu Herve Leger marka bandaj elbiselerle ilgili. Markanın İngiltere direktörü Patrick Couderc, bir gazeteye konuşurken etti bu lafları. Muhtemelen Kim Kardashian’a gönderme yaparak “Yeterince klas görünmeyen reality şov yıldızlarına asla bedava elbise vermem” de dedi. Sonra “Hayat boyu pantolonla gezmiş kabadayı görünümlü lezbiyenler de giymesin” dedi.

Elbiseler zaten çirkin, podyum modellerinde idare ediyor da bir dirhem fazla yağ oldu mu iyice berbat duruyor. Paris Hilton ile Victoria Beckham üzerinde de yadırganmıyor. Ama Kardashian’da ten renginden pembesine koleksiyon var, tam bir kâbus.

Bu doğrular bir yana, Couderc’in sözleri medya ve sosyal medyada şiddetli tepkiyle karşılandı. Fransa doğumlu Herve Leger’in sahibi Amerikan BCBG Max Azria Grubu olaya el koydu, “Çalışanımızın yorumları karşısında şok geçirdik” açıklamasıyla Couderc’le ilişiğini kesti. Ama bir kere ok yaydan çıktı, Twitter’da #boycottherveleger dalgası yayıldıkça yayıldı.

Firma her ne kadar “Onun fikri bizim görüşümüzü yansıtmıyor” dese de tasarımcıların kadın endamıyla barışık olmadığı kesin. Daha önce de müşteri beğenmeyen tasarımcı saldırıları olmuştu. Mesela Karl Lagerfeld, “Kimse podyumda dolgun kadın görmek istemez... İncecik modelleri sakil bulan kadınlar da televizyon karşısında cips paketiyle oturan kadınlardır” diye buyurmuştu. Bütün illetlerin şişman insanlardan kaynaklandığını da söylemişti. Sonunda toplu kadınların haklarını savunan bir Fransız örgütü Lagerfeld’i ayrımcılık ve hakaretten mahkemeye verdi. Ama kreatif direktörlüğünü yaptığı Chanel ve Fendi ünlü tasarımcıyı işten atmadı.

Abercrombie& Fitch’in eski CEO’su Mike Jeffries ise kovulanlar sınıfına girdi. Demişti ki; “Mağazalarımızda sadece güzel insanları çalıştırıyoruz, çünkü güzel insanlar diğer güzelleri çeker ve biz ürünlerimizi havalı, güzel insanlara pazarlıyoruz.” Bu sözler 2006 yılındaki bir mülakatta sarf edilmişti. Ancak 2013’te Reddit ve Tumblr sayesinde yeniden dolaşıma girmesiyle birlikte Jeffries’e yol verildi.

ALAIA GERÇEĞİ

Aslında Herve Leger markası, en sıradan konfeksiyona kadar düşen bandajı kimin giyeceğini dikte etme hakkına sahip değil. Çünkü bandaj stilinin kaynağı olan “body-con” akımını yaratan o değil. Body-con’un babası Tunus asıllı moda dehası Azzedine Alaia. Eksiği ve fazlasıyla “vücudunun bilincinde” (body-conscious) olan ve bununla mutlu olan kadınlara hitap eden daracık siluetleri ilk 1980’lerde yaratmıştı Alaia. Vücudu saran elbiselerin kralı Alaia’ydı; Alaia’nın atölyesinde yetişen Fransız Herve Peugnet ise 1985’te lycra bantlarını birleştirerek bandaj elbiseleri ortaya çıkardı. Amerikan piyasasını hedefliyordu. Karl Lagerfeld, “Amerikalıların dili dönmez, soyadını değiştir” deyince Herve Leger oldu ve bandaj elbiselerin mucidi olarak tarihe geçti. Sonra markayı Amerikan Max Azria Grubu’na sattı ve 2007’de yeni nesil Herve Leger bandaj koleksiyonu piyasaya çıktı. O günden bu yana da Hollywood’da giymeyen kalmadı.

Alaia’ya gelince. Vogue editörü Anna Wintour’un diktasına boyun eğmeyip onunla kavgalı olduğu için Amerikan piyasası Alaia’nın “body-con”un babası olduğunun farkında değil. Ve bu kavramın aslında “vücuduna güvenen” değil, “vücuduyla barışık” kadını anlattığının da farkında değil. Ama moda âlemini içeriden bilenlere göre Alaia kadınları, kadınlar da onu seviyor. Mesela Michelle Obama, Alaia giyiyor.