Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Gürcistan Prensesi Irene, Nilüfer Sultan, Sultan Abdülmecid’in torunu

        Dilek BİRGEN / HT PAZAR

        Şehzade Burhaneddin Cem ile Gürcistan Prensesi Irene’nin kızı Nilüfer Sultan’a Cenevre’de ulaştık. Yeni kitabını sorduk, daha önce çıkan haberlerle ilgili konuştuk

        Vefatından önce tanıştığım halası Neslişah Sultan gibi çok zarif, iyi eğitim almış, 6 dil bilen bir hanımefendi o. Nilüfer Sultan, 31. Osmanlı Padişahı Sultan Abdülmecid’in torununun torunu ve Şehzade Burhaneddin Cem’in kızı. Annesi, Gürcistan Prensesi Irene. Babaannesi dedesinin vefatından sonra ikinci evliliğini bir Amerikalı’yla yaptığı için ABD California’da doğdu. Geçen yıllarda Türk vatandaşlığına geçen Nilüfer Cem, çevresinde “Osmanlı Sultanı Nilüfer Sultan” olarak biliniyor. Nilüfer Sultan, sosyal hayatta aktif bir hanımefendi. Öyle aktif ki Osmanlı Sultanı olarak İsrail-Filistin arasında arabuluculuk bile yaptı. Bu girişimlerinden ötürü 2002’de Prenses Rania, Profossor Christian Barnard ve Rahibe Theresa gibi ünlü isimlerin aldığı “Hayat Boyu Başarı Ödülü”ne layık görüldü. Tek savaşı Filistin-İsrail meselesi değildi, kızı Tatiana’nın doktor hatası nedeniyle ölümünün ardından büyük bir adalet savaşına başladı. 4 avukatla davayı takip etse de kaybetti. Bunun üzerine kızının anısına Tatiana adını verdiği bir vakıf kurdu. Hayatını hasta ve ihtiyacı olan çocuklara yönelik yardım çalışmalarına adadı. Cenevre’de yaşayan Nilüfer Sultan sorularımı cevapladı.

        ■ Nilüfer Sultan kim?

        1959’da Monterey California’da doğdum. Babam Şehzade Burhaneddin Cem Osmanoğlu, 1920-2008 yılları arasında yaşadı. Annem Hanımfendi Irina ve erkek kardeşim Şehzade Selim Cem Osmanoğlu ile Avrupa’ya yerleştik.

        ■ Avrupa derken...

        Paris’e. Uzun yıllar yaşadık. Kardeşimle orada okula gittik. Hayatımın büyük bir bölümünü ise İsviçre’de geçirdim. “Güzel bir çocukluk ve gençlik dönemim oldu” diyebilirim.

        ■ Babanızla anneniz nasıl tanışmış?

        Annem Gürcü Prensesi’ydi. Babamla annem Paris’te tanışmışlar. Evlenerek Amerika’ya yerleşmişler.

        ■ Sultan Abdülmecid’in torunusunuz...

        Osmanlı Sultanı Abdülmecid’in torununun torunuyum.

        ■ Osmanoğlu soyadınızı almak için uğraştınız. Prosedür zor muydu?

        Osmanlı hanedanının kadın üyelerine Türk vatandaşı olma izni verildiğinde, hanedana mensup kadınlar ‘Osmanoğlu’ soyadını aldı. Ben de müracaatta bulundum. Çok zor bir prosedür değil. Sadece biraz zaman aldı o kadar!

        ‘TÜRKİYE’YE İLK GELDİĞİMDE ÇOK HEYECANLANDIM’

        ■ Babanız Şehzade Burhaneddin Cem Osmanoğlu, Osmanlı İmparatorluğu’nun son şehzadesiydi. Sarayda dünyaya geldi. Türkiye’den ayrılırken yaşadıklarına dair neler anlatırdı?

        Babam ülkesinden ayrıldığında 4 yaşındaymış. Çok küçük olduğu için o günlere ait bir şey hatırlamıyordu.

        Siz Amerika’da doğan tek Osmanlı Prensesi misiniz?

        Sanırım öyle. Olsa mutlaka biliriz. Ben doğduğumda annemler California’da yaşıyordu.

        İstanbul’a ilk ne zaman geldiniz?

        Babamla birlikte 1978’de geldim. Yanımızda anneannem Hanımefendi Sadiye ve kardeşim Şehzade Selim Cem vardı.

        ■ İlk geldiğinizde ne hissettiniz?

        Çok mutlu olmuştum. Babam bu durumdan çok etkilendi. Düşünün, 1924 yılından sonra ilk defa kendi memleketinin topraklarındaydı. Bense heyecanlıydım, yakınlarımla, kuzenlerimle tanışma, görüşme imkânım olacaktı.

        ■ Hatırlıyor musunuz o günleri? Örneğin babanızın doğduğu sarayı ziyaret ettiniz mi?

        Saray ziyaret etmedik. Sadece yakınlarımızla, akrabalarımızla birlikte olmak istedik. Önceden tanışma fırsatımızın olmadığı akrabalarımızla tanıştık. Çok güzel geçti. Herkes çok heyecanlıydı.

        ■ Genelde akrabalarınız nerede yaşıyor?

        Türkiye’de olanlar da var ama genelde herkes yurtdışında yaşıyor. Genç yaşta herkes ayrılmak zorunda kaldığı için memleketi dışında kurulu bir düzeni var herkesin.

        ■ Hepsiyle irtibatınız var mı?

        Şüphesiz. Hepsiyle irtibatımız var, görüşüyoruz, telefonlaşıyoruz.

        ‘NESLİŞAH SULTAN HALAMDIR’

        ■ Neslişah Sultan vefat ettiğinde herkes haberdar oldu. Ancak babanız Şehzade Burhaneddin Cem’in vefatını duymadık. Bunu neye bağlıyorsunuz?

        Neslişah Sultan benim halamdır. Kendisi Türkiye’de çok uzun yıllar yaşadı. Herkes kendisini tanıyordu. Ancak babam sürekli yurtdışında yaşadığı için Türkiye’de tanıyan yoktu. Basın da tanımıyordu.

        ■ Neslişah Sultan’la vefatından önce, eşimin ablası Hindistan Prensesi Esra Jah’ın evinde tanıştım. Yaşı ilerlemiş olsa da çok şık ve çok zarifti. Siyah bir kıyafet giymişti. Boynunda inciler vardı. İnanın o yaşında bile kendisinden, duruşundan çok etkilendim. “Merhaba” dedim. Esra Abla bana işaret etti yavaşça, “Merhaba demek ayıptır” dedi. Mahcup oldum, ne diyeceğimi şaşırdım. “Nasılsınız?” dedim. Çok sıcak bir şekilde konuştu benimle. Oğlum Alp’i sevdi. Çok kısa da olsa bir tanışma fırsatım oldu.

        Bu çok hoş bir hikâye... Kendisi çok zarif, iyi kalpli bir hanımefendiydi. Çok severdim. Allah rahmet eylesin!

        ■ Neslişah Sultan’ın ölümünden sonra “hanedanlığın sonu” diye bir tartışma yaşandı. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

        Halam Neslişah Sultan’ın ölümü hanedanın sonu anlamına gelmez. Saltanat bitti ama hanedanlık tabii ki devam etmekte.

        ■ 2002 yılında bir ödül aldınız...

        Annem Prenses Irina ve ben bu ödüle layık görüldük. Hayat Boyu Başarı Ödülü’ydü bu. Prenses Rania, Profossor Christian Barnard, Rahibe Theresa bu prestijli ödülü bizden önce alanlardı. Roma Parlamentosu’yla İsrail-Filistin meselelerine çözüm üretme amaçlı bağlantı kurduk. Ne yazık ki Yahudiler ve Filistinliler arasındaki sorunu çözemedik.

        ■ Neden bu konuyla alakalı çalışıyorsunuz?

        Bu konuda çalışıyorum çünkü Osmanlı döneminde, Filistin Türkiye’ye aitti; Osmanlı Prensesi olarak ilgilenmek tabii ki görevim.

        ■ İlk nasıl harekete geçtiniz?

        İlk Washington DC’den bu konuyla alakalı bir davet aldım. Nancy Pelosi beni çok iyi dinledi ve söylediklerimden çok etkilendi. Bu amaçla çalışan diğer kadınlara da teşekkür etmek istiyorum. Çok uğraştık ve yine de sesimizi duyurduğumuza inanıyorum.

        ‘Çocuklara yardım ediyoruz’

        ■ Kızınız Prenses Tatiana için kurduğunuz bir vakfınız var. Neler yapıyorsunuz?

        Ölen kızımın anısına kurdum. Vakıf olarak çok fazla hayır işi yapıyoruz. Hasta ve ihtiyacı olan çocuklara yardım ediyoruz. Bu beni tabii ki çok mutlu ediyor. Hayatımı bu çalışmalara adadım.

        ■ Sizin kızınızın anısına yazdığınız kitabı birkaç sene önce okudum. İnanın çok etkilendim. Mücadelenize büyük saygı duydum. Mahkemeler nasıl sonuçlandı?

        Her şey sonuçlandı. Devam eden bir şey yok. Maalesef 4 avukatımız olduğu halde mahkemeleri kaybettik. Çok haklı olduğumuz bir davaydı ancak sesimizi duyuramadık.

        ■ Sizin en büyük teselliniz, kızınızın adına kurduğunuz vakıf ile çocuklara yaptığınız yardımlar olsa gerek?

        Evet gerçekten öyle. Bu benim en büyük tesellim.

        ■ Başka kitap projeniz var mı?

        Evet, var.

        ■ Konusu ne olacak acaba?

        Bunu ileride görürsünüz. Şu an bahsetmek istemiyorum.

        ‘Ben Türkiye’nin Prenses Diana’sıyım’ demedim

        ■ Bir röportajınızda “Türkiye’nin Prenses Diana’sıyım” demişsiniz? Hangi konuda benzerlikleriniz var?

        Bunu gazetede okuduğumda inanın çok üzüldüm. Asla öyle bir şey söylemedim. O şekilde de düşünmüyorum. Prenses Diana çok değerli bir hanımefendi ancak neden illaki benzetilme durumu olsun? Röportaj esnasında yanımda Atıl Kutoğlu vardı. Kendisi böyle bir benzetme yaptı, “Türkiye’nin Prenses Diana’sı” diye. Röportajı yapan kişi bu sözü şok sevdi sanırım, ben demediğim halde kullanmış. Çok yanlış bir şey.

        ■ Türkiye’de yaşamayı düşünür müsünüz?

        Şu an için yaşadığım yerden çok memnunum ama zaman ne gösterir bilemeyiz. Hayatta hiç tahmin etmediğiniz, “Kesinlikle olmaz” dediğiniz her şey olabiliyor.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa