Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Risk Yönetimi Nedir?

        Risklerin belirlenmesi, değerlendirilmesi, riskleri önleme ve kontrol etmeye yönelik önlemlerin alınması ve uygulamanın izlenmesi sürecidir. Risk veya riziko, kısaca, belirsizlik durumunda bir karar veya eyleme bağlı olarak istenmeyen olumsuz olay veya sonucun gerçekleşme olasılığı olarak tanımlanabilir. Üst düzey yöneticiler için işletme başarısı ve sürdürülebilirliğin sağlanmasında son derece önemli konuların başında gelen risk yönetimi kurumsal ve finansal açıdan tanımlanabilir.

        Kurumsal risk yönetiminin amacı, işletmenin gerek yönetsel gerek ise finansal açıdan maruz kalabileceği riskleri en düşük seviyeye çekerek firma değerini korumak ve artan sürdürülebilirlik ve büyümeye katkı sağlayarak paydaşlar ve hissedarlar için ekonomik değer yaratmak, olarak ifade edilebilir. İşletmelerde bütünleşik risk yönetimi; risklerin tanımlanması, risk değerlerinin hesaplanması, ekonomik sermayenin belirlenmesi, getirilerin riske dahil edilmesi ve son olarak alternatif stratejilerin geliştirilmesi ve sermaye optimizasyonu aşamalarından oluşan bir süreç olarak tanımlanabilir. Finansal açıdan ise risk yönetimi, yatırım araçlarının karşılaşabileceği risk gruplarını tanımlama, maruz kalacağı etkiyi ölçme ve çeşitli finansal tekniklerle bu etkiyi minimize etme veya yönetme süreci olarak tanımlanabilir. 

        Finansal yatırım ve finansman kararlarını etkileyen riskler, sistematik riskler ve sistematik olmayan riskler diye iki ana grupta sınıflandırılabilir. Sistematik riskler, ekonomi, politik ve sosyal değişimlerin etkisi sonucunda çıkan ve yatırım araçlarının verimliliğini etkileyen risklerdir. Bu grupta satın alma gücü riski, faiz oranı riski, kur riski, piyasa riski ve politik risk bulunmaktadır. Satın alma gücü riski, enflasyon sonucunda paranın satın alma gücünde ortaya çıkan olumsuz değişimin yarattığı etkiyi ifade etmektedir. Bu etkiye paralel yatırım araçlarının verimliliği de değişmektedir. Piyasa riski, ekonomilerdeki değişime paralel sermaye ve para piyasalarında yaşanan dalgalanmalar sonucunda ortaya çıkmaktadır. Faiz riski, faiz oranlarındaki seviyenin değişmesi olarak tanımlanabilir. Bu değişim sonucunda sabit ve değişken faizli yatırım ve finansman araçları etkilenmektedir. Kur riski, döviz kurlarındaki değişimler sonucu oluşan belirsizliğin neden olduğu kayıp olasılığını ifade eder. Politik risk ise bir ülkede ekonomiyi ve sermaye piyasalarını etkileyebilecek politik kararların ve toplumsal olayların işletme ve yatırım ekosistemini etkilemesi sonucu doğabilecek kayıp olasılığını ifade etmektedir. Sistematik olmayan riskler ise sistematik risklerden farklı olarak belirli bir sektöre veya firmaya özgü ortaya çıkan koşullara göre beliren ve parasal kayba neden olabilecek risklerdir. Endüstri, faaliyet, yönetim ve temerrüt riskleri, bu grupta yer alır. Endüstri riski, işletme ekosisteminin içinde bulunduğu endüstride meydana gelebilecek öngörülmeyen değişmeler sonucunda ortaya çıkan kayıp olasılığını ifade eder. Faaliyet riski, operasyonel risk olarak da adlandırılır ve işletmenin faaliyetlerindeki belirsizlik sonucu oluşabilecek kaza ve diğer beklenmedik gelişmeler sonucunda ortaya çıkan kayıp olasılığını ifade eder. Yönetim riski ise karar verme süreci, altyapı ve destek sistemlerinin yönetimi sürecinde meydana gelebilecek istenmeyen sonuçlara bağlı kayıp olasılığını ifade etmektedir.

        Temel düzeyde riskin ölçülmesinde istatistiksel modeller ve kantitatif teknikler kullanılmaktadır. Risk temel olarak belirsizliğin bir ölçümü olarak ifade edilebilir. Risk, doğrudan gözlemlenemeyen fakat gelecekte ortaya çıkabilecek fiyat değişimlerinin dağılımının yaygınlığının hesaplanması ile bulunabilen bir ölçümdür. Bu nedenle, Varyans, standart sapma ve değişim katsayısı, risk ölçümü hesaplamalarına temel oluşturmaktadır. Standart sapma, bir risk ölçütü olarak kullanılmaktadır.

        Günümüzde finans ve bankacılık kesiminde risk yönetiminde kullanılan risk ölçüm modellerine bakıldığında, Riske Maruz Değer (RMD) ölçüm modellerinin sıklıkla tercih edildiği görülmektedir. Bu yöntemler arasında en bilinenleri ise Monte Carlo Simulasyonu, Tarihsel Simulasyon ve Varyans/Kovaryans yöntemleridir. Bunlara ek olarak bankacılık kesiminde, Riskmetrics, Stres Testi, Back-testing, Sermaye Zorunluluğu hesaplamalarının da gelmektedir. 

        Risk yönetimi, özellikle son yirmi yılda, küreselleşme sürecinde tecrübe edilen başarısız şirket birleşmeleri, yönetilemeyen faaliyet riskleri, denetim eksiklikleri, öngörülemeyen finansal krizler ve dünya genelinde milyarlarca dolar kayba neden olan başlıca finansal skandalların etkisiyle sermaye piyasalarında önem ve yaygınlık kazanmıştır.

        Kurumsal risk yönetimi mikro düzeyde şirketler için hayati bir konu iken, makro düzeyde ekonomiler için de etkileri düşünüldüğünde düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar tarafından taviz verilmeden izlenmesi gereken bir konu olarak günümüzde önemini korumaktadır. Dünya'da ve Türkiye'de risk yönetimi prensiplerinin hayata geçirilmesi açısından düzenleyici ve denetleyici kurumlar önemli bir rol üstlenmiştir. Sermaye piyasalarında risk yönetim süreçlerinin düzenlenmesi ve denetlenmesi konusunda ABD'de SEC (Securities and Exchange Commission) ve Türkiye'de ise SPK (Sermaye Piyasası Kurulu) ve BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) önemli bir rol üstlenmektedir.

        YAZAR

        Ümit Hacıoğlu

        Yazı Boyutu
        Habertürk Anasayfa