Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Rekabet Hukuku Nedir?

        Rekabet kavramı genel anlamda, aynı amaca sahip kimseler arasındaki öne geçme, üstünlük, kazanç veya başarı sağlama yarışıdır. Rekabetten bahsedildiğinde her ne kadar akla ilk esnek ve düşük "fiyat" uygulamaları gelse de yeni teknolojilerin ortaya çıkması, farklı ve nitelikli ürün seçeneklerinin artması piyasada kalmanın, daha çok kazanma mücadelesinin ve pek tabii rekabetin sonucudur.

        Rekabet hukuku, rakip olsun olmasın taraflarına göre, iktisadi faaliyetlere ilişkin yani mal veya hizmetlerin (sunum) üretimi, dağıtımı ve tüketiciye ulaştırılması sürecine kadar uzanan mücadeleyi konu edinir. Bu alan dışındaki mücadele (bilim/sanat alanındaki bir yarışmada derece elde etmek, sınavda en yüksek puanı elde etmek gibi) Rekabet Hukukunun alanına girmez.

        Dürüstlük kurallarına uygun yürütüldüğü sürece rekabet, mal veya hizmetlerin niteliğini, kalitesini, fiyatını olumlu etkilediğinden bu durum başta teşebbüslerin, tüketicilerin ve tüm ülke ekonomisinin yararınadır. Düzenlenmeyen, kontrol altında tutulmayan rekabet (yıkıcı rekabet), başlangıçta tüketicilerin lehine görünse de sonuçları itibarıyla taraflara ve tüketicilere zarar verir. Bu yüzden devlet, mal ve hizmet piyasalarının, dürüst rekabet anlayışına uygun olarak sağlıklı ve düzenli bir şekilde işlemesini temin edecek tedbirleri almak zorundadır. Bu yüzden rekabet ihlalleriyle başarılı bir şekilde mücadele edebilmek için başta Anayasa (m. 48, 167) olmak üzere 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da özel düzenlemelere gidilmiştir.

        Üretimden tüketime, ortaklık ilişkilerinden şirkete, işçiden işverene kadar yerli veya yabancı ayırımı yapmaksızın küçük büyük iktisadi hayatın tüm aktörleri, tüketici ve rakiplerine karşı dürüst davranmakla yükümlüdür. Bu kapsamda rekabet hukukunun uygulama alanı içerisinde değerlendirilebilecek piyasa katılanları (aktörleri) ana başlıkları üç ayrımda ele alınabilir.

        a) Tüketiciler: Teşebbüslerin (şirket ve işletmelerin) kendileri, ürün veya hizmetleri hakkında tüketicileri, gerçek iradelerine aykırı olarak aldatıcı, yanıltıcı reklam ve haksız ticari uygulamalarla yönlendirmeleri yasaktır. Bu tür haksız ticari uygulamalara karşı en kapsayıcı düzenlemelerle korunan piyasa katılanları tüketicilerdir. TKHK'da "tüketici" kavramı, "ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi" şeklinde tanımlanmıştır. Başta TKHK olmak üzere TTK ve TBK tüketicileri, tüketici sözleşmelerindeki haksız şartlara, haksız ticari uygulamalara, ayıplı mal satışı ve hizmet sunumuna karşı korumaktadır. TKHK, tüketici bakımından haksız ticari uygulamaları özel olarak düzenlemiştir. Tüketicinin bir mal veya hizmete karşı ekonomik davranış biçimini (iradesini) bozan, aldatıcı ya da saldırgan nitelikteki uygulamalar haksız ticari uygulamadır. Dürüstlük kuralına ve mesleki özen ilkesine aykırı ticari uygulamalar, TKHK açısından haksız ticari uygulama; TTK ve TBK açısından da haksız rekabet olarak kabul edilecektir. Öte yandan RKHK, teşebbüslerin aralarında anlaşarak veya hakim durumdaki teşebbüslerin hakim durumunu kötüye kullanarak mal veya hizmetlerin fiyatını, niteliklerini, satış şartlarını tüketici aleyhine belirlemelerini yasaklamıştır.

        b) Rakip teşebbüsler: RKHK'ye göre teşebbüslerin, aralarında anlaşarak veya uyumlu hareket ederek rekabeti kısıtlamaları mümkündür. Hakim durumdaki bir teşebbüsün gücünü kötüye kullanarak rakiplerinin faaliyetlerini zorlaştırması veya yenilerinin girişini engellemesi ilgili piyasada rekabeti bertaraf edecektir. Bu kapsamda hem RKHK hem de TKHK, teşebbüslerin aralarında anlaşarak veya hakim durumdaki (tekel) teşebbüslerin gücünü kötüye kullanarak mal veya hizmetlerin fiyatını artırmalarını, haklı bir sebep yoksa; bir mal veya hizmetin satışını o mal veya hizmetin, kendisi tarafından belirlenen miktar, sayı, ebat gibi koşullara ya da başka bir mal veya hizmetin satın alınması şartına bağlamalarını yasaklamıştır. Yine ilgili piyasadaki rekabeti önemli ölçüde azaltacak teşebbüs birleşmeleri veya birinin diğerini devralması rekabet ihlali olarak kabul edilecektir. Ayrıca rakip teşebbüsleri veya ürünlerini yanlış ya da yanıltıcı açıklamalarla kötülemek, dürüstlük kurallarına aykırı şekilde onların sırlarından veya tanınırlıklarından yararlanmak haksız rekabet olarak kabul edilir.

        Rekabetin, dürüstlük kurallarına aykırı olarak ülke içindeki teşebbüsler tarafından kısıtlanması kadar ülke dışındaki teşebbüsler tarafından kısıtlanması veya yerli teşebbüslerin ya da hedef mal veya hizmet piyasalarının ele geçirilmesine yönelik uygulamalar da yasaklanmıştır. Yurt dışından kaynaklı doğrudan rekabet ihlali olarak damping ve sübvansiyona işaret edilebilir. İHRÖK, yabancı ürünlerin, ülkemizdeki benzer ürünlerin üretim veya normal değerinin altındaki fiyatlarla satışa sunulmasını damping; yabancı ürünlerin, üretimi, taşınması veya ihracatı aşamalarında sağlanan doğrudan veya dolaylı gelir yahut fiyat desteğini ise sübvansiyon olarak tanımlamıştır. Bu durumlarda damping marjı veya sübvansiyon miktarı kadar telafi edici vergi uygulanarak yerli üreticilerin zarar görmesi, ele geçirilmesi veya piyasadan çekilmeye zorlanmaları yolu kapatılmış olmaktadır.

        c) Sahip oldukları müşteri çevresi, iş ilişkileri ve ticari sırlarının korunması gereken teşebbüsler: Teşebbüslerin, rakip teşebbüslerin dürüstlük kurallarına aykırı davranışlarına karşı korunması kadar zaman zaman ortaklarının, organlarının, yardımcılarının hatta istihdam ettiği kişilerin dürüstlük kurallarına aykırı davranışlarına karşı da korunması gerekir. Ortaklık, denetim, yönetim veya iş ilişkileri sebebiyle öğrenilen bir teşebbüse ait bilgilerin, ona zarar verecek şekilde kullanılmaması yükümlülüğü "rekabet yasağı" olarak ifade edilir. Bu anlamda teşebbüslerin iş ilişkilerinin, müşteri çevresinin veya ticari sırlarının ortaklar, yöneticiler, yardımcılar ve bu bilgilere sahip olan çalışanlar tarafından istismar edilmesi, vakıf olunan bilgi veya sırları söz konusu kişilerin kendileri veya başkaları menfaatine kullanmaları ihtimali göz ardı edilemeyeceğinden TTK ve TBK'da özel düzenlemeler yer almaktadır. Bunlar ortaklık ilişkisi sebebiyle tabi olunan rekabet yasağı, şirketlerin yönetimi, temsili veya denetimi yetkisi sebebiyle tabi olunan rekabet yasağı, iş ilişkileri sebebiyle tabi olunan rekabet yasağı olarak sıralanabilir.

        YAZAR

        Metin Topçuoğlu

        Yazı Boyutu
        Habertürk Anasayfa