Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Kolektivizm Nedir?

        Toplumun değer ve ihtiyaçlarını bireyinkilere önceleyen siyasi, ekonomik ve kültürel bakış açısı olarak ifade edilebilir. Bu haliyle liberal felsefenin birey merkezli dünya anlayışının tam karşısında konumlanmaktadır. Böyle bir noktadan hareketle hem Marksizm'den esinlenen siyasi projelere hem de faşist, otoriter siyasi akımlara zemin hazırlama potansiyelini taşımaktadır. Kolektivizmin bireyciliğe karşı tutumu, milliyetçi dünya görüşü ile de örtüşebileceği için 20. yüzyılın ilk yarısındaki faşist rejimlerin de bakış açısının temelini oluşturmuştur. Bireysel çıkarların öncelenmesini egoizmle özdeş gören bu bakış açısı, toplumun taleplerinin üstün olduğunu ve bireyin toplum haricinde anlam ifade etmediğini kabul etmektedir. Buna göre kitlenin iradesi mutlaktır ve birey değil toplum ahlaki değer birimidir. Tabii ki bu noktada toplumsal çıkarların ve taleplerin kimin tarafından tespit edileceğine dair belirsizlik ortaya çıkmaktadır. Liberal görüşün temelinde kendi çıkarlarını koruyan bireyin aynı zamanda toplumsal çıkarlara da hizmet ettiği fikri vardır. Kolektivizmde bu ön kabul reddedilmekle kalmaz altruist (diğerkam) duygular ve davranış biçimleri özendirilir. Yani birey, toplumsal çıkarları önceleyecek ve bunun için gerekirse kendi çıkarlarından ve benliğinden vazgeçecektir. Çünkü kolektif olan, onu oluşturan parçaların üzerindedir ve bireylerin anlam kazanması ancak bu bütüne aidiyetle mümkündür. Günümüzde Anglo-Sakson dünyasının birey merkezli değer sistemlerine karşı Asya kültürlerinde toplumu önceleyen bakış açısının ılımlı bir kolektivizm örneği teşkil ettiği söylenebilir. Anarşistler için ise kolektivizm, üretim araçlarının ortaklaşa hakimiyeti anlamına da gelmektedir ki zaten bu durum sömürünün ortadan kaldırılması için gerekli gördükleri bir uygulamadır. Zira anarşistler, Marksizm'in üretim araçlarının ve siyasi erkin devletin elinde temerküz etmesi önerisini tehlikeli bulduklarından, ortaklaşa mülkiyet fikrini tek çözüm olarak görmektedirler. Onlara göre devlet mülkiyeti, sömürünün ve baskının ortadan kaldırılması için bir çözüm değildir. Zira emekçiler adına olsa bile iktidarın ve gücün belli bir yerde yoğunlaşması eninde sonunda baskı ve sömürü anlamına gelecektir.

        YAZAR

        Bahadır Kaynak 

        Yazı Boyutu
        Habertürk Anasayfa