Yazarlar, Trabzonspor - Galatasaray maçını yorumladı
Süper Lig'in 10. haftasında Trabzonspor evinde Galatasaray'ı 2-1 yendi. Mücadelede 3 kırmızı kart çıktı. Trabzonspor 5 maç sonra kazanırken, Galatasaray 13 maç sonra yenildi. Habertürk Spor yazarları Trabzonspor - Galatasaray maçını yorumladı
ERCAN TANER: TRABZON'DA FIRTINA
1-Rıza Çalımbay’ın çıkarttığı onbir, şu mesajı verdi: “Savaşacağım, oyuncularım sonuna kadar mücadele edecek”...
2-İgor Tudor, stratejisini şöyle kurmuştu: “Kaybetmemek en iyisi, benim nasıl olsa puan avantajım var ligde”...
3- Ama koskoca ilk yarıda, sıfır şutla oynayan ve rakibine net 2 gol pozisyonu veren lider için, bu oyun tabii ki iyi değil...
4-Kırmızı kart görene kadar etkili olamayan Feghouli ve iyi mücadele eden Olcay’ın gereksiz kırmızı kartları, oyunun rengini Galatasaray lehine değiştirebilirdi...
5- Trabzonspor’un ilk yarıdaki mücadelesini çok beğendim...Yusuf zaten çok özel bir oyuncu...
6- Acaba, Abdülkadir’i onbire monte edip oyuna başlamak, Çalımbay’ı çok mu zorlardı, bu hususu merak ediyorum doğrusu...
7- Duran toplardan gol yemek, Galatasaray için bir klasik haline geldi...Alan savunması, bire bir yakın markaj, ne yapsa olmuyor savunma...
8-Tudor bu problemi halledemezse, kritik maçlardaki bu anlarda hep üzülür Galatasaray taraftarı...
9- Gomis, kanatlardan katkı göremez ise sahada yok oluyor.Onun havaya girmeye, yani motivasyona ihtiyacı var...
10- Eren ve Rodrigues hamlesi, atak üstünlüğünü Galatasaray’a getirir gibi oldu... Bu baskı suniydi yalnız...
11-Abdülkadir hamlesi tam zamanında geldi Rıza Çalımbay’dan... Fakat, psikolojik geri çekilme duygusu, çok kısa bir süre ev sahibini zorladı...
TUDOR'UN DEV KABUSU İgor Tudor; Galatasaray’ın başında Beşiktaş, Trabzon (2), Başakşehir ve F.Bahçe (2) ile oynadığı toplam 6 maçta galibiyet yüzü göremedi. Bu müsabakalarda Sarı-Kırmızılılar 5 mağlubiyet, 1 beraberlik aldı. İşin ilginç yanı Galatasaray, bu 6 maçta sadece 1 kez rakip ağları sarsarken, filelerinden 10 top çıkardı.
12-Sezon başında tempolu oynayan, pres yapan Galatasaray, kaya gibi sert olan takımlara karşı ne yapacaktı? Ben, onu düşünüyordum...
13- Pas oyunu oynayan Fernando dışında, Rodrigues, Tolga, Ndiaye ile maç çevirmeniz mucizelere bağlıdır.Bu oyuncular dün çok formsuzdu...
14-Yusuf, Abdülkadir ve Okay, Bordo-Mavili camia için çok ama çok özel oyuncular...Trabzonspor, altyapıdan ne kadar çok oyuncu çıkarırsa, eski günlerine o kadar çabuk döner...
15-Galatasaray, geçen hafta derbide kötü sinyal vermişti... Rıza Çalımbay, “Bu maç Trabzonspor’un hayata dönüş maçı olacak” demişti, geçen perşembe...
16-Çalımbay’ın dediği çıktı, iyi oynayan kazandı...Tudor ise artık bir karar vermeli, takımı liderken, “Benim takımımın oyun sistemi nasıl olmalı?” diye artık düşünmemeli.
17-Yoksa, deplasmanda attığınız bir gol bile maçı kurtaramaz...
CÜNEYT HAYDAROĞLU: HALİS'İ BIRAK TUDOR'A BAK
Fenerbahçe derbisinden hasarlı çıkan Galatasaray için alınacak Trabzongalibiyeti değerliydi ama İgor Tudor başta olmak üzere maçın hakemiHalis Özkahya buna izin vermedi... Evet, geçen hafta sayılmayan golün ardından dün yaşananlarla birlikte kötü kokular gelmeye başladı. Amasenin hocan da yaptıklarıyla hakemleri aratmıyor, bu da bir gerçek. Geçen hafta sihirbazlığa (!) soyunup 3’lü savunmayla derbiye çıkanTudor Bey, Trabzon maçına da damgasını vurdu... Bursa maçında kumarı tutmuştu ama dün tüm foyası ortaya çıktı. Hem oyunu okumakta hem de yaptığı değişikliklerde sınıfta kaldı.
Sarı-Kırmızılılar, sadece Feghouli ve Gomis’in çabasıyla topu ileride tutmaya çalıştı ilk yarıda... Zaman zaman pozisyoncuklar da yakaladıama nafile... Serdar Aziz gibi bir stoperi kenarda tutup Denayer gibi ‘bomba’yı oynatan Hırvat’ın aklında ne vardı bilmiyorum ama taraftar gazıyla alınan bu oyuncu bu takımda stoper değil, olsa olsa top toplayıcı olur. Her duran topta rakibini kaçıran, ceza alanı içindeşuursuzca gezinen Denayer, yenen ilk golün mimarı oldu, ikincisinde de şanssız da olsa o ve ayağı vardı.
YİNE AYNI ÇALIM! Karadeniz ekibinin yeni çalıştırıcısı Rıza Çalımbay, ikinci maçında Sarı-Kırmızılılar’ı yenip camiaya moral aşıladı. Çalımbay, Antalya’nın başındayken de 1-1’lik skorla Galatasaray’a ilk çelmeyi takan hoca olmuştu. Bu arada ligde Galatasaray’a karşı Mart 2010’daki Eskişehir maçının ardından 13 müsabakada gülemeyen Çalımbay, bu kez şeytanın bacağını kırdı.
Fernando’ya yapılan yüzde bir milyonluk kırmızıyı atlayan halis muhlis kötü hakem, daha sonra Olcay’ın gerdiği ortamda Feghouli’ye de kırmızıgösterince Galatasaray’ın da gücünden güç gitti. Olcay, Trabzon için belki çok şey ifade etmiyordu ama Feghouli dün Sarı-Kırmızılılar için kritik isimdi. Tudor da boş durmuyordu tabii bu esnada. İlk hamlesi sahada gidemeyen Tolga’nın yerine Rodrigues’i oyuna sokup en azından hücumhattını hareketlendirmek olmalıydı. Ama yine bir sihirbazlık yapıp,durduk yerde Gomis’i de kenara aldı. Gomis’in yerine; Burak Yılmazya da Cenk Tosun gibi bir isim sokacaksan tamam ancak A2’de bileiş yapması şüpheli Eren’den medet umuyorsan, kusuru bakma ama bu takım sana çok fazla Mr. Tudor. Fakat hala kıymetini bilmiyorsun.
Tudor takım üzerindeki otoritesini yavaş yavaş kaybediyor, yaptığıdeğişikliklerle ve taktik anlayışı ile de eksikliğini ortaya koyuyor. Fenerbahçe beraberliği anlaşılabilir ancak son dönemde ağır yara almış bir Trabzon’a bu şekilde yenilmek, maçı tutamamak tam anlamıyla birteknik direktör başarısıdır! G.Saray dün basiti oynayacaktı, sakin kalıp orta sahayı kalabalık tutacak ve oyunu domine edecekti. Yapamadı. Belki takımın tecrübelilerinden Selçuk “Ne yapıyoruz beyler, sakin” diyerek devreye girebilirdi ama o da olmadı.
YENİ REKOR HAYAL OLDU! Galatasaray, ligde 13 maç sonra mağlup olurken, deplasmanda da 8. müsabakasında yenilgiyle tanıştı. Ligde ilk 9 haftayı 7 galibiyet 2 beraberlikle kapatan Sarı-Kırmızılılar, kazansa 2001- 02 ve 2005-06 sezonlarındaki en iyi başlangıç rekorunu egale edecekti. Bu hesap da tutmadı.
Bundan sonrası için artıkGalatasaray için tehlike çanları çalmaya başladı. Eğer yönetim zamanında bu duruma el koymazsa, güzel başlayan günler kabusa dönebilir...
Son olarak bu zorlu süreçte ateşten gömleği giyen Rıza Hoca da kısa sürede takımı moral olarak iyi toparlamış, onu da tebrik etmek gerekiyor.
BÜYÜK TOPÇU YUSUF
Türk futbolunun son dönemde yetiştirdiği en klas oyunculardan... Harika sol ayağı ile yapamayacağı şey yok. Kalitesine yakışır gol attı.
BU NE SİNİR NDİAYE
Sezon başında iyi oyunuyla taraflı tarafsız herkesi beğenisinikazanan Ndiaye, olayı tam tersine çevirmeye başladı. Dün atılmakiçin çok uğraştı, bunu da başardı.
HALUK AYYILDIZ: SÜPER MAÇ SÜPER TEMPO
Trabzonspor’un bu sezon ilk kez bu kadar yüksek tempoda bir maç oynadığına şahit oldum. Bordo-Mavililer öylesine istekli arzuluydu ki, Galatasaray’ın aklını başından aldı diyebilirim. Hatta bugüne kadar neredeydiniz de diyesim geliyor. Sahada tam bir takım oyunu vardı, kötü oynayan hiç kimse yoktu. Şoktaki Galatasaray yüksek tempoyu kaldıramadığı gibi ilk yarıda tesadüf goller yemediğine bence dua etmeli.
Tabii ki maç Trabzonspor adına çok gerilimli başladı. Bilindik olaylar camiayı yıprattığı gibi herkes endişeliydi. Fakat Trabzonspor acayip enerjikti, stadyumu dolduran binlerce taraftarın süper temposunu da alkışlamak gerekiyor. Bu zor günlerde takımına sahip çıkmaları on numara işti. Neyse;Trabzonspor savunması nasılsa fire verir düşüncesindeki Galatasaray’ın ilk yarıda neredeyse rakibinin kalesine gidemediğini de hatırlatmakta fayda var.Durica, Uğur Demirok ikilisi hatasızdı. Orta sahada Okay-Onazi ikilisi çok üretkendi. Kanattaki Bero’nun performansı da iyiydi. Rıza Hoca’nın yeniliği Sosa’yı kulübede oturtmaktı. 10 numara pozisyonunda Yusuf Yazıcı’nın oynaması da doğruydu. Ama Olcay’ın yerine Castillo ile maça başlayabilirdi. Gelelim Feghouli ve Olcay’ın oyundan atılmalarına... İkisi de hak etti. Her iki takım da 10 kişi kaldı ama tempo hiç kesilmedi ve Türkiye harika bir maç izlemiş oldu.
Burak Yılmaz ve Rodallega’nın yokluğunda N’Doye’un performansını da kutlamamız gerekiyor.Biraz N’Doye’dan bahsedelim. Trabzonspor’a geldiği günden bu yana inanın bir kez olsun sorun çıkarmadı. Aldığı ücrette bile indirime gitti. Görev verdiler oynadı, vermediler kenarda oturdu, sesini çıkarmadı. Galatasaray maçında şans geldi, gereğini yaptı golünü attı. Helal olsun. İkinci yarıda da Trabzonspor yine olağanüstü istekliydi.Galatasaray’da Muslera olmasaydı inanın farklı bir mağlubiyet olacaktı desek, sanırım yanlış bir şey söylememiş oluruz.Nokta. Sonuç olarak Trabzonspor bu galibiyetle hayat buldu; ‘Ben büyüğüm, düşerim ama yerden kalkmasını da bilirim’ mesajını verdi.Bu zaferin mimarı Rıza Hoca’yı gönülden kutluyorum ve başarılarının devamını diliyorum.
HOCA BÜYÜ MÜ YAPTI!
Rıza Çalımbay Hoca çok kısa bir süre içerisinde takımını toparlamış. Trabzonspor’u çözmüş ve yeniden özgüven aşılamış. Sanki büyü yapmış gibiydi! Çünkü bu değişim ancak böyle anlatılabilir.
BU GALİBİYET ŞARTTI
Trabzonspor’un yeniden ayağa kalkması için galibiyet şarttı. Rakibi hem lider hem de namağluptu. Ve kazanan Trabzonspor oldu, normale dönen de Trabzonspor oldu. Bundan sonra ne mi olur? Bu gazla yukarıya doğru tırmanış sürer. Zaten doğru olan da budur.
BÜLENT YAVUZ: 2 KIRMIZI DOĞRU, BERO DA ATILMALIYDI
Maç, futboldan çok güreşvari bir oyuna sahne oldu. İlk devrede kötü niyetli oyuncuların birbirlerine müdahalesi “Bu nasıl futbol?” dedirtti. Bu ortamda hakem ağzıyla kuş tutsa kimseye yaranamazdı. Halis Özkahya, hatalarına rağmen bu şartlarda maçı tamamlamayı başardı. Kritik kararlara gelince... 3’te G.Saray’ın ceza alanı içerisindeki pozisyonda futbol dışı her şey vardı. Hakem ne karar vereceğini kestiremedi. Bereket top auta çıktı. Yine maçın başında Denayer’in elinde gelen topta penaltı olmazdı. Hakem de ‘devam’ kararı verdi.
30’da Trabzon’un bulduğu pozisyonda Muslera’ya faul vardı. Uruguaylı hakeme derdini anlatırken sarı gördü. Agresif tavır yoktu, sarı gereksizdi. 32’de Bero’nun Fernando’ya müdahalesi sakatlayıcıydı. Özkahya sadece G.Saray lehine faul verdi. Oysa Brezilyalı’nın kaval kemiğine gelen müdahale ayağı kırmadıysa şükretmek lazım. Hakem maçtaki en önemli yanlışını yaptı. Net kırmızı olmalıydı. 42’de Olcay’ın içinde bulunduğu kavgada hem Trabzonlu’nun hem de Feghouli’nin kırmızısı doğruydu. 47’de Linnes, Pereira ile ikili mücadeleye girdi. Karşılıklı çekme var. Penaltı olmaz. 90+2’de Ndiaye’nin ikinci sarısı kurala uygun değil. Hakem etik açıdan yanlış şekilde daha önce aynı oyuncuya göstermediği kartı verip ödeşti.
