Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Galatasaray Ne olacak bu Galatasaray'ın hali? Yazarlar yorumladı - Galatasaray Haberleri

        Kayıp geçen sezonun ardından yeni bir sayfa açmak isteyen Galatasaray’ın, Östersunds gibi zayıf bir takıma elenerek Avrupa Ligi’ne veda etmesi camianın sabrını taşırırken tartışmaları da beraberinde getirdi... Yapılan transferler ve oynanan futbol kimseyi tatmin etmezken, mevcut yönetim ve teknik heyetin durumunu değerlendiren HABERTÜRK’ün usta kalemleri, sorunları ve yapılması gerekenleri yazdı.

        5 ADIMDA ÇARESİZLİK

        SELÇUK TEPELİ

        Spor servisindeki arkadaşlarım, bir zamanlar koyu Galatasaraylı olduğumu bilir. Geçen sezonun ortalarında artık ümidimi büsbütün kaybettiğim için, Galatasaray’ı bıraktığımı da bilirler. Ama bir türlü kabullenmek istemiyorlar. Onların canını asıl sıkan, galiba sadece takımı değil futbolu da hayatımdan çıkarmış olmam; hatta yarın öbür gün Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’ni bile kazansa fikrimin değişmeyeceğini ilan etmem. Hayatta mecburen pek çok saçmalığa, pespayeliğe, yetersizliğe tahammül edebiliriz. Ama aynı şeyi bir oyun için yapmaya artık devam edemem. Zira oyun, kendi hayatımızda sahip olamadığımız duyguların demo’sunu tatmak, en azından nasıl bir şey olduğuna dair fikir edinmek için bir yol değil mi? Sıradan hayatlarımızdaki mecburi hayal gücü limitinin, umut ve keyif seviyesinin bile altına düştüğünde artık oyunun bir çekiciliği kalmaz. Bu durum sadece Galatasaray’la ilgili değil, Türk futbolu için geçerli.

        REKLAM

        Yine de bana “Galatasaray nasıl kurtulur?” diye sordular. Yanıtım şudur: Galatasaray kurtulamaz. Nedenleri futbolla ilgili-ilgisiz çok alana yayılıyor, diğer kulüplerin kaderini de aynı derecede bağlıyor:

        1) Galatasaray’ın futbolcudan, teknik direktörden daha önemli sorunu, hayal kurduracak, insanın kendine yakıştıracağı hiçbir hedefinin, geleceğe dair herhangi bir çizgisinin olmaması. Çığır açıcı fikirler verecek, heyecanlı bir hedef gösterecek, böylece bu fabrikanın asıl işi olan temaşa üreterek dünyada bağlılığı en yüksek ama seçiciliği en düşük, kolay tüketici kitlesi olan taraftarlara bilet, forma, hayal satıp gelir artıracak bir başkan ve yönetici grubu ne şimdi var ne de ufukta görünüyor.

        • Tudor, yaşı 30+ transferlerle yeni bir takım kurduklarına safça inanmış; izleyenleri de inandırmaya çalışıyor.

        2)Mevcut ve potansiyel yönetici grubu, belki bir zamanlar uygun siyasi konjonktürde kulübe bazı bürokratik avantajlar sağlayabilen, şimdiyse devrin değiştiğini, konjonktüre rağmen iyi iş çıkarmak için olağanüstü gerçek bir performansa ihtiyaç bulunduğunu anlamayacak kadar lise çerçevesine sıkışıp kalmış, klişelerde boğulan banal tiplerden ibaret. Kulübü geniş kitlelere açma niyetleri olmadığı gibi, böyle bir kulübe üye olmanın sağladığı ayrıcalıklar için çok daha yüksek aidat ödenmesi gerektiğini bile düşünmüyorlar.

        REKLAM

        3) Hasılı, bu şartlarda kulübün artık boş yere övündüğü kültürel iklim de siliniyor. Ne buna uygun futbolcu yetişiyor, ne ona göre bir futbol karakteri yansıyor sahaya. Yeni teknik adamlara, futbolculara Galatasaray’ın ne olduğunu anlatabilen birilerinin bile artık bulunmadığı anlaşılıyor. Facia maçın sonrasında basın toplantısının sonuna kadar gazetecilerin karşısında kalarak sabrıyla kitlesel bir öfkeyi bir nebze frenleyen Teknik Direktör Tudor, yaşı 30+ transferlerle yeni bir takım kurduklarına safça inanmış; izleyenleri de inandırmaya çalışıyor.

        4) Dünyada 265 milyon kadar profesyonel futbolcu var. Dünya Şampiyonu Almanya Milli Takımı’nın ilk 11’inde bile 2 Türk yer bulabiliyor. Bu ortamda, üstelik ligimiz Avrupa’nın en çok para dökülen 5-6 ülkesi arasındayken, 10 milyonlarla ifade edilen taraftarı heyecan verici bir maceraya dahil edecek fiyakalı, kültürlü, eğitimli, altyapılı, üstyapılı, sabırlı planlar yapılıp anlatılamıyor; bırakın onu, uluslararası çapta bir hikâye yazacak 11 bile toplanamıyorsa eğer, hangi sektörde olursa olsun bu performansla silinirsiniz. Forma önünde hayallerinizi finanse edecek reklamlar taşımak yerine, ancak uçak bileti karşılığı anlaşmalar yaparsınız. Asıl üretmeniz gereken futbol ve eğlenceden tasarruf edip arsa alım satımıyla geçinmeye çalışırsınız.

        5) Şimdi “Bu kulüp UEFA Kupası kaldırdı, unutma” diyenler olacaktır. Ben de şunu söylemek isterim: Sonrasını planlayıp değerlendiremediyseniz, hedefinizi yükseltmediyseniz, o kupanın manasını anlamamış olabilirsiniz. Ayrıca UEFA Kupası ile neticelenen 1999-2000 sezonunun Türkiye’nin AB üyeliğine resmen aday ilan edilmesine denk geldiğini hatırlatırım. Bu konuda daha sonra mufassal malumat isteyen olursa, ona da tamam. Ama şimdi sayfa bitti.

        REKLAM

        SORUN HERKESTE

        HALİL ÖZER

        G.Saray’ın temel sorunu; yıllardır süren bilinçsiz yapılanma, şuursuz harcamalar ve yaratılan güvensizlik ortamının bugünlerde zirve yapmasıdır. Camiada, iki kişinin bir araya gelip sonra birbirlerine sallar hale gelmesi, G.Saray’ın içinde bulunduğu kaotik durumu ortaya koyuyor. Buna taraftar da dahil. Yıllardır, hedefe koyduğu futbolcuları küstüren, işler iyi gittiğinde alkışlayan ama kötü gittiğinde hemen arkasını dönen bir taraftar kitlesi var.

        • Dursun Başkan’mış, Tudor’muş, Selçuk’muş; fazla önemi yok. Sıkıntının boyutu oraları çoktan geçti...

        Yani sorun lisede filan değil. Bu kadar problemin arasında “Liseli problem” dersen, komik olur. Problem, en baştan en aşağıya kadar... O yüzden G.Saray’a herkesi toparlayacak, yumruğunu masaya vuracak bir isim lazım. Ama ne yazık ki ufukta böyle bir isim de yok. Yani ben umutsuzum. Ve bu kulübü bu hale getiren tamamen kendisidir. O yüzden Dursun Başkan’mış, Tudor’muş, Selçuk’muş; fazla önemi yok. Sıkıntının boyutu oraları çoktan geçti...

        TUR GEÇİLSEYDİ TEMEL PROBLEMLER GÖRÜLMEZDİ

        UMUR TALU

        Galatasaray camiası transfer sezonuna illüzyonla başladı ve öyle devam etti. Snejder, Bruma ve Podolski’yi kaybeden bir takım bir anda Gomis ve Belhanda ile güçlenmez. Semih, Chedjou ve Sabri’yi kaybeden bir takım bir anda Maicon ile de güçlenmez. Yedek kulübesinde Donk gibi daha önce yüz verilmemiş oyuncuları oturmakta olan bir takım vardı... İşin en önemli kısmı Galatasaray’ın orta sahası yoktu şimdi Sneijder’sız daha da yok.

        Bütün bunlar, bir yönetim ve teknik direktör şaşkınlığının, daha da doğrusu telaşının eseri olmalı. Çünkü şu anda çare olarak yeni transferler öngörülüyor. Oysa Östersunds gibi takımların zaman zaman verdiği bir ders var. Oyuncu yetiştirmek, daha da önemlisi takım olabilmek. Ben şunu gönder bunu getir gibi öneri vermeyi hadsizlik sayarım, ama Galatasaray Kulübü’nün üyeleri ve taraftarı bir baskı yapacaktır, yapıyor da zaten. Çünkü transferlerle birlikte taraftarın başı nasıl dönmüşse bu transfer furyası da tamamen bunu amaçlıyordu. Es kaza Östersunds engeli kolay geçilmiş olsa, temeldeki esas problem hiç görünmeyecekti. O yüzden 8 milyon Euro’luk bir takımın, sadece bir oyuncusunun bonservisinin 8 milyon Euro olduğu Galatasaray ve bize verdiği ders günübirlik değil çok temel ve ilkesel bir derstir.

        REKLAM

        KURTULUŞ REÇETESİ

        ERHAN TELLİ

        Son 2 yıldır, 22 yıllık meslek hayatımın en kötü yönetilen G.Saray Futbol Takımı’nı izliyorum. Ne yazık ki işler kısa vadede de düzelecek gibi gözükmüyor... Florya parçalanmış durumda. Futbol şubesini kimin yönettiği belli değil. Transferi yapanların, futbolun bürokratik işlemleri dışında, yeşil sahanın içinde olanlarla ilgili hiçbir bilgi ve deneyimleri yok. Kulüp iki sezondur futboldan zerre kadar anlamayan başkan Dursun Özbek ve kardeşi arasında ‘bakkal mantığı’ ile yönetiliyor. Koskoca futbol takımı, başkana ve kardeşine yakın olan iki-üç sözde gazetecinin gazı ve sosyal medya rüzgarı ile idare ediliyor! Takıma; bir sezon futbolcuların isteğiyle hoca alınıyor, diğer sezon ise o hoca başarısız olunca bu kez de ‘Oyuncuya kurulu düzeni yıkacağız’ naralarıyla herkes gönderiliyor.

        • Koskoca futbol takımı, başkana ve kardeşine yakın olan iki-üç sözde gazetecinin gazı ve sosyal medya rüzgarı ile idare ediliyor!

        Gelelim çözüm önerisine... Geldiği günden beri buram buram ego saçan Tudor’la devam etmek artık mümkün değil. Çözüm olarak herkesin aklına gelen ilk isimlerden biri olan Lucescu ise mutlaka yanında yetiştireceği genç bir hoca ile düşünülmeli. Çünkü o da 15 sene önceki Lucescu değil... Fatih Terim tabii ki en iyi çözüm yolu. Ama Milli Takım’daki işi bitmeden zor... Bence asıl mesele Florya’yı kimin idare edeceği. Bu noktada başarılı olabilecek tek bir isim Abdurrahim Albayrak! Hangi hocayla gelirse gelsin, Florya’da farkını hissettirir. Tabii Özbek gibi inatçı bir başkan asla ‘Ben beceremedim, gel sen yap’ demeyeceği için, seçim olmadan bu imkansız.

        ÖZBEK NE YAPSA OLMAYACAK GİBİ...

        SERDAR ALİ ÇELİKLER

        Dursun Özbek yönetimi, spordan bihaber. Sadece futbolda da değil, tüm branşlarda başarısız. Yönetim anlayışı da aile şirketi yapılanması gibi... Çünkü Dursun Bey, kendi imkanları ile kurmuş ve büyütmüş şirketini. Misal finans/borsa enerji gibi iş dallarında faaliyeti yok. Aile şirketi mantığıyla yapılabilecek sektörler de var. G.Saray’ı da bildiği şekilde yönetmek istedi ve yapamadı. Mehmet Özbek, Wesley ve Cenk Ergün ile yöneteceğini sandı. İşler iyi gitmeyince Wesley ile kardeşini gönderdi. Bu sene kendisi işleri devraldı ama henüz başında moral bozucu sonuçla karşı karşıya... Bir de; metafizik bir yorum ama Özbek’in ısrarı en çok kendine zarar veriyor. Bazen evren bizlere mesaj verir; “Oraya gitme”, “Şu işi yapma”, “Şununla görüşme” gibi... Bence evren, Dursun Bey’e mesajlarının sürekli veriyor. Bu mesajlar da dikkate alınmayınca insanın muhallebi yerken bile dişi kırılıyor. Bence Özbek ısrar etmesin, ne yapsa olmayacak gibi...

        REKLAM

        TUDOR'UN GİTMESİ YETMEZ

        İBRAHİM YILDIZ

        Tudor’un geçen sezon göreve getirilmesi yanlıştı. Çünkü G.Saray gibi bir takımın hocalığını yapacak kapasitesi olmadığı biliniyordu. Buna rağmen G.Saray yönetimi, Tudor ile devam etti. Yani yanlışı, yanlışla sürdürdü. Sonuçta da UEFA Kupası’nı Türkiye’ye kazandıran Sarı-Kırmızılılar, bir köy takımına elendiler. Todur’un hala “Bu takım iyi olacak” şeklinde demeç vermesi ve yerini garantiye alması şaşılacak bir durum. Takımın geçen sezondan bu yana oynadığı futbolda bir adım ilerleme yok. Aksine daha kötü bir futbol var. Pozisyona giremeyen, sıradan bir takım olmuş Galatasaray. Yönetimin sadece Tudor’u göndermesi yetersiz olur. Dursun Özbek’in bu sezonun kaybedilmemesi ve şampiyonluk için acilen seçim kararı alıp görevi başka bir yönetime devretmesi gerekiyor.

        1 AYDA DÜZELECEK GİBİ DEĞİL

        ERCAN TANER

        Basın toplantısında Tudor, takımın düzeleceğini söyledi ama son görüntü 1 ayda düzelecek gibi değil. Şu andaki G.Saray kadro yapısı bana o sinyalleri vermedi açıkçası... Şöyle bir örnek vereceğim; Premier Lig’deki maçlarda zayıf takımlar, ceza sahası çevresinde çok iyi kapanıyorlar... Mesela Chelsea-Watford maçı... Bir bakıyorsunuz maç 1-1 bitmiş Londra’da... Östersunds bunu bile beceremeyen 3. sınıf bir takım. Buna rağmen G.Saray gol pozisyonuna bile giremedi...

        • Tudor “Takıma 4-5 oyuncu alınacak” dedi. Demek ki tüm takım değişiyor... Bu çok büyük bir risktir. Takım oyununun tutması yüzde 50 şansa bağlıdır sezon başında...

        Tudor “Takıma 4-5 oyuncu alınacak” dedi. Demek ki tüm takım değişiyor... Bu çok büyük bir risktir. Takım oyununun tutması yüzde 50 şansa bağlıdır sezon başında... Eğer bu tutmazsa; teknik kadroda erken değişikliğe gidilir. Kaptan Selçuk, kesinlikle daha fazla sorumluluk almalı, yoksa tribünlerle arası daha da bozulacak gibi görünüyor... Linnes ve Carole ile olmayacak, bu belli oldu. İkisi de Tudor’un istediği, kanattan çıkıp bindirmeleri yapacak tipte oyuncular değil... Bunu test ettik ve bir kez daha onayladık... G.Saray’ın işi şu anda çok zor ve lige kadar bu takım kendine gelmezse umut ışıkları gittikçe azalacak.

        İMZA IGOR TUDOR

        FAİK ÇETİNER

        Aslında Galatasaray’ın inişe geçişi İgor Tudor’un, Karabük’ten İstanbul’a yola çıktığı gün başladı. Geçmişinde büyük bir takımın teknik direktörlüğünü yapmamış, yıldız futbolcularla çalışmamış bu teknik adam, Galatasaray’ın büyük ismi altında ezildi. Egosu ve kaprisleri yüzünden takımın en büyük silahı Sneijder kolay yoldan kaybedildi. Yeni gelen oyuncularla değil, İgor Tudor ile yola devam etmek şu anda yapılan en büyük yanlışlıktır. Tudor’un önceki gece Östersunds gibi çok çok zayıf bir takıma elenilen maçtan sonra hala ‘G.Saray Teknik Direktörü’ unvanını taşıması da çok ama çok düşündürücüdür. Artık bu saatten sonra ne Tudor takıma bir şey katalabilir ne de taraftar artık bu hocayı bağrına basabilir.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa