Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Beşiktaş Beşiktaş - Lyon maçı yazar yorumları... - Beşiktaş Haberleri

        PENALTI ŞANS İŞİDİR - Ercan TANER

        1- Maç başladı ve 15 dakika geçti... Offff, zor dostum zor dedim, kendi kendime...

        2- Lyon, teknik kapasitesini ve çabukluğunu bizlere göstermeye başladı...

        3- Beşiktaş savunmasının ortası, maalesef kopya kâğıdı gibi...

        4- Tosic ve Mitrovic, geriden oyun kurma anlamında, bu tür maçlar için çok zayıflar...

        5- Orta sahada Sosa’sızlık ne anlama geliyor, dün gece bir kez daha anladım...

        6- Beşiktaş’ın orta saha organizasyonu, bazen savunma veya forvetle iletişim problemi yaşıyor...

        7- Bunu Atiba’dan beklemek insafsızlık olur... Oğuzhan ve Talisca baskıyı görünce devre dışı kalıyorlar...

        REKLAM

        8- Beşiktaş’ta bir sendrom oluştu... Gol attığında veya yediğinde, takım ritim bozukluğuna yakalanıyor, dün gece öne geçti ve 7 dakikada yine gol yedi...

        9- Son haftalar hep böyle... Gol at, gol ye! O zaman zor olur işin...

        10- Bazı filmler vardır, ilk yarıda izleyici çok sıkılır ama ikinci yarıda yönetmen sizi filmin içine çeker...

        11- İkinci yarıya böyle başladı Beşiktaş.. Q7 ve Babel de artık işin içine girdiler ve gol geldi...

        12- Lyon’da; Lacazette, çok üst düzey oyuncu olduğunu bir kez daha gösterdi... Bizim ligimizde böyle oyuncu yok!

        13- Ve stresli dakikalar... Teknik organizasyon anlamında Lyon önceliği ele aldığında, Beşiktaş hemen sarsılmaya başladı...

        14- Sen koşmayacaksın, topu koşturacaksın. Futbolun bu basit prensibi unutulursa, terlemeye başlarsın...

        15- Son 10 dakika neler oldu öyle... Q7 direk, Lacazette direk, Diakhaby elle oynama, penaltıyı vermeyen Mazic...

        16- Ve uzadı gece... Lyon Teknik Direktörü Bruno Genesio, Lacazette’i oyundan alınca çok sevindim... Fakat Beşiktaş geriye çok yaslanınca, sevincim uzun sürmedi...

        REKLAM

        17- Talisca’nın kaçırdığı pozisyona hiçbir şey diyemem, 2 gol attı ama Diakhaby 7 defa kafa vurursa, insaf derim!.. ‘Bu oyuncuya önlem almak bu kadar zor mu?’ diye sorarım ben de...

        18- Beşiktaş penaltıları istedi ve istediği oldu...

        19- Penaltı vuruşları Rus ruleti gibidir... İş kalecilerde biter genellikle...

        20- Ve veda... Penaltı işi şanstır... Yazık oldu...

        ALKIŞLANACAK PERFORMANS - Ali GÜLTİKEN

        Bu maçı izlemek de, yorumlamak da, yazmak da müthiş bir keyifti. Bütün izleyenlerin, maçın her dakikasının heyecanını sahadaki oyuncular kadar yüksek yaşadığı bir maç oldu.

        Lyon takımı bu kupanın şüphesiz en iyi takımlarından bir tanesi. Zor bir rakip olarak çektik. Fakat onlar açısından da aynı şey geçerliydi. Beşiktaş da bu kupanın en zor ekiplerinden bir tanesiydi. Lyon’daki maçı çok doğru oynadık ve elde ettiğimiz skorun avantajıyla Vodafone Arena’ya çıktık. Burada da bu seviyelerde oynanması gerektiği gibi oynadık. Bazen oyunu kontrol ettik, bazen rakibin baskısı altında kaldık, bazen istediğimiz oldu, bazen istemediklerimiz... Ama bu maç için en önemli şey olan dengeli oynayabilmeyi başarabildik. Avrupa kupaları sürecinde elde ettiğimiz tecrübeleri bu maça yansıttık. Sakin kalabildik. Doğru savunma yapabildik. Oyun düzenimizi kontrollü bir şekilde sahaya yansıttık ve maçı uzatmaya kadar götürebildik. Bu maçı zora sokabilecek bireysel hatalardan da uzak durduk.

        REKLAM

        Bu seviyelerde performanslar ve maçlar böyle olur. Lyon çok tehlikeli bir takım. Yapabileceklerini elbette biliyorduk. Oyunu zorladıkları ve problem yaşayabileceğimiz dönemlerde iki tane faktör ortaya çıktı. Birincisi, Lacazette’in vuruşlarında kale direkleri; ikincisi de maçın kahramanı diyebileceğimiz Fabri. İlk maçın özrünü alkışlanacak şekilde bu maçta ortaya koydu. Yaptığı kurtarışlar, çizgiden çıkardığı toplar olağanüstüydü. Maçı uzatan Beşiktaş’ı sahada ayakta tutan adam oldu.

        Bir de elbette Talisca. Dün kendisinden beklenenleri, skor anlamındaki etkinliğini ve becerilerini ortaya koyarak Beşiktaş’ı tur ümidine taşıdı. Ama uzatmalarda kaçırdığı golle de aldığını geri verdi.

        Sonrası penaltılar... Penaltılar her zaman sonucu kestirilmesi zor atışlar ve maalesef burada istediğimiz gibi bitiremedik.

        Kazanan taraf omayı çok istedik. İstemenin ötesinde kazanmak için yapılacak her şeyi de en iyi şekilde yaptık. Maç bitiminde kaybeden taraf gibi görünsek de kazanan taraf kadar da mutluyuz. Çünkü müthiş bir Avrupa serüveni yaşadık. Her maçın her dakikasını sonuna kadar başarıyla oynadık. Bu kadar güzel bir sürecin sonunda da kaybetmeden elendik. Bu serüven ayakta alkışlanır. Biz de öyle yapıyoruz. Ayağa kalktık, ellerimiz, avuç içlerimiz patlayıncaya kadar Beşiktaş’ı alkışlıyoruz.

        REKLAM

        SİHİR DE BİR YERE KADAR - Umur TALU

        Statlar destanlarla büyür.

        Dün o stat 2,5 saat boyu önce 40 bin kişinin omzunda, sonra kiralık ince delikanlının tepeden tırnağa golleriyle, bir de açıkçası direkleriyle, dualarla büyüdü, büyüdü, yetmedi.

        “Çıkış yok” denen İnönü sahneden çıktığında, onun tarihi tozlarından doğan Vodafone Arena kendi siyah-beyaz defterini açmıştı.

        Önce Feda, sonra Veda diyerek gurbette dolaşıp duran takım onunla buluştuğunda, “şampiyonluk destanı”nı da pek yorulmadan hazır bulmuştu Arena.

        Kendi eliyle, kendi diliyle destan yazacaksa, o sene bu seneydi işte.

        Ama bir destanı tek başına bir stat yazamıyor.

        Oğuzhan, Atiba ve Talisca’nın oyunu tutması…

        Quaresma ve Babel’in Cenk’i havada topla buluşturması…

        Tosic ve Mitrovic’in de savrulmaması gerekiyordu.

        REKLAM

        Stat üstüne düşeni yaptı, bayrakları salladı, ıslıkları yağdırdı, her yanı desibel desibel donattı ama 27’nci dakikadaki iki kornere kadar biraz tek başınaydı. Cenk’in iki uzak şutuna karşılık, Lyon’un kaçmış bir golü vardı.

        İşte o an müthiş solağın müthiş sağı çaktı ya, Şenol Güneş bir çocuk oldu zıpladı; tüm stat büyüdü hemen.

        O zaman anlıyorsun ki, Talisca’nın tek ayağı 10 milyon avroymuş.

        Sonra…

        Türkiye’de üst üste pas rekoru kıran Beşiktaş, üst üste Lyon paslarıyla bypass oldu.

        Gökhan’ın boyu kısa, Lacazette’in aklı uzun geldi; Fabri’nin eli delindi. Yılların Adriano’su ise çıkamayıp ofsaydı bozmuştu.

        O vakit Marcelo’yu arıyorsun hemen. Ceza sahanın kontrolsüzlüğü içine oturuyor.

        Beşiktaş’ın o sıra pek oynayamadığının stat da farkında.

        Ne yapıyor ediyor, direğini dikiyor Lacazette’in karşısına ki destan umudu sürsün. Direk de açıkçası tadını çıkarıyor. Sağdan sola yolluyor topu; Fabri’nin boş kalesi önünden.

        REKLAM

        O sıra bakıyorum, gerçekten Aboubakar ile Marcelo mu eksik, yoksa Sosa ile Gomez mi?

        Yoksa esas eksikler Oğuzhan ve özellikle Atiba mı?

        İkinci yarı başındaki 3 dakika Beşiktaş’ın normalde her maç en az 60 dakika oynayabildiği deli-baskılı oyunun hap hali.

        Böyle maçlarda hap yetmiyor o haliyle. Dozu biraz arttırmak gerekiyor.

        O zaman sağ ayak 10, sol ayak 10 milyo avro olan adam diyor ki, benim kafam da bir o kadar! Ayağı baş, başı ayak olabiliyordu demek.

        Quaresma’nın mühürsüz zarf gibi onca dağlara taşlara topundan sonra yanlışlıkla direği bulması Babel’i de şaşırtmış olmalı ki, maçı bitirecek şutu bir türlü atamadı, ayağına dolandı.

        Ardından Fabri bir saniyede 3 gol kurtarmak zorunda kalınca, dur bitmedi, Lacazette yine direğe vurunca kendi kaçırdığına üzülemiyorsun bile.

        Çünkü o sıra maç çıldırmış, uzatmak istiyor acıyı da balı da!

        Uzatmada orta sahayı tutmak için Necip oyunda ama oyun bir türlü bizde değil. Fransızcadan transfer ‘Şans’, baştan beri her iki defanstaki en iyi oyuncu. Ne onların forvetini seviyor, ne bizimkini!

        REKLAM

        Uzatma; literatürde, işkence dışında artık Fabri’nin uzaması manasına da geliyor. Olmuş golü olmamış yapan bir sihirbaz.

        Fabri bir yere kadar!

        Bir de büyü gerekiyormuş.

        Bir de gözyaşları.

        MAZIC'TEN KÖTÜ YÖNETİM - Bülent YAVUZ

        Sırp hakem maçın ağırlığını kaldıramadı. Özellikle 12. kuralı uygulamada önemli hatalar yaptı. Basit faulleri tereddütsüz veren Milorad Mazic, kritik yerlerde Beşiktaş lehine iki net faul ile bir elle oynamayı vermedi. 52’de Cenk, umut vadeden atağı geliştirirken, Diakhaby’nin net faulüne maruz kalıyor. Hakem faulü verse Lyonlu oyuncu sarı kart alacaktı.

        Sarı kartları özellikle sakındı ve kuralın emrettiği şekilde çıkaramadı. 69’da Oğuzhan’ın ayağına net bir basma var. Hakem yine sarıyı vermedi. 75’te Jallet, Quaresma’ya bastı. Yine sarı çıkmadı. Aksine 77’de Tosic basit bir faulden gereksiz bir sarı gördü. 87. dakika belki de maçın kırılma noktasıydı. Diakhaby’nin eliyle oynadığı topa iki adım uzaklıkta olan Sırp hakem, bunu görmemezlikten gelince bence Beşiktaş’ın kaderi orada belli oldu. Sırp hakem maalesef bu maçta resmen sınıfta kaldı.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa