Osmanlıspor - Galatasaray maçının yazar yorumları

HTSPOR yazarları 2-2 berabere biten Osmanlıspor - Galatasaray maçını yorumladı.

RİEKERİNK GİBİSİNİ GÖRMEDİM | ERHAN TELLİ

Meslek hayatımda birçok teknik direktör gördüm...

Herkesin bir başka teknik direktör için ‘Ne kadar ballı bir adam böyle’ dediğine çok şahit oldum...

İzninizle, bugün bu hakkımı ben de Riekerink Bey için kullanmak istiyorum...

Çünkü 21 yıldır yakından takip ettiğim Galatasaray’ın başında, ben bu kadar şanslı bir teknik direktörü daha önce hiç ama hiç görmedim.

Neden mi böyle yazdım? Müsadenizle anlatayım...

Önce Allah, sonra Muslera, daha sonra da direk yardım etmiş de, daha 25. saniyede santradan golü yememişsin...

Bir de üstüne daha ilk atağında golü atıp, maça 1-0 önde başlamışsın...

Ama sen ne yapıyorsun? Golü atar atmaz takımını geriye yaslayıp, ‘bağıra bağıra’ gelen golü yiyip, bir de üstüne aklınca beraberliğe yatmaya çalışıyorsun. Çünkü buraya gelirken aklında kazanmak falan yok senin!

Maçtan önce ‘Beraberliğe razı mısın?’ diye sorsalar, 1 puanı cebine koyup, daha havaalanından arkana bile bakmadan İstanbul’a dönmeye hazırsın.

Gelelim daha önce görmediğimizi söylediğimiz o teknik direktörlük şansı kısmına...

Ben bir takımın maçın hemen başında 1-0 geriye düşmek üzereyken, bir dakika sonra 1-0 öne geçtiğini mutlaka birçok kez görmüşümdür de, maçın bitmesine dakikalar kala 2-1 geriye düşmüşken, bir dakika sonra sağ ayaklı stoperinin sol ayağıyla harika bir gol attığını daha önce gördüğümü hiç hatırlamıyorum...

Bu golü Hagi ya da Sneijder atsa anlarım... Ama kimse kusura bakmasın. Bu golü Semih, üstelik bir de sol ayağıyla atarsa, ben buna olsa olsa ‘şans’ derim. Bu şansı da Semih’e değil, gider ‘Riekerink Beyimiz’e yazarım.

Sonuç olarak...

Böylesine zor bir deplasmanda ve zeminde, böylesine kötü bir oyunla bu sonuç, Galatasaray açısından çok iyi... Riekerink Bey’in o meşhur şansı biraz daha yanında olsaydı, buradan galibiyetle bile ayrılabilirlerdi. Kötü olan tek şey, bu sonucun yine gerçeklerin üzerini örtecek olması aslında. Çünkü tabelaya bakarsanız 4 haftada hedeflediği gibi 10 puan toplayan bir takım var. Ama o takımın, bana göre halâ bir teknik direktörü yok !

Mustafa Reşit Akçay’ın öğrencileri maç boyunca Galatasaray'dan daha üstün bir oyun ortaya koydu. Bu da istatistiklere yansıdı. Sarı-Kırmızılılar, bu sezon kalesine en çok şut çektirdiği maçı oynadı. Başkent ekibi, 8’i isabetli olmak üzere tam 23 kez şut denemesi yaptı. Buna karşın Galatasaray 9 kez şut atarken, bunlardan sadece 4’ünde çerçeveyi tutturdu. Osmanlı’nın 9’u isabetli 20 ortasına karşılık Cimbom’un, 1’i isabetli 6 orta yapması dikkat çekti. Korner atışlarında 10’a 2 önde olan MorSarılılar, topla oynamada da Aslan’a karşı yüzde 54’e 46’lık üstünlük sağladı.

İYİ SONUÇ! | GÖKHAN ZAN

Galatasarayiçin kritik bir deplasman maçıydı. Alınacak galibiyet bir çok şeyi değiştirecekti. Puan cetvelinde Beşiktaş yakalanacak, Riekerink rahatlayacak, ikinci yarı için umutlar daha da artacaktı.

Sarı-Kırmızılılar neredeyse yenik başlayacakları maça 1-0 önde başlamış oldu. Ancak erken öne geçen takım geriye çabuk yaslandı. Osmanlı da sert ve seri ataklarla rakibinin üzerine gitti. Galatasaray ayağa pasla çıktığında etkili oldu ancak top kontrolünde zorlandı. Rakibin orta sahada yaptığı top kayıplarını da doğru değerlendiremediler. Kazandıkları topları kullanırken ağır kaldılar. Osmanlı savunmasından dönen ikinci toplarda yoktular. Bu topları alan rakip ise orta sahayı daha hızlı ve rahat kat etti. Osmanlı’nın golü, tipik bir savunma zaafiyeti görüntüsünü bu maçta da ortaya çıkardı. Top Regattin’e gelirken kademede Bruma yokları oynuyordu. Ortayı da Semih seyretti. Webo bomboş, Sabri’ye olan boy avantajını kullanarak rahatça vurdu. Osmanlı mücadeleci, kolay kolay oyundan vazgeçmeyen, maçı son dakikasına kadar yaşayan bir ekip. Bu anlamda rakipleri için ürkütücü ve güçlü bir futbolu var. Umar, Ndiaye, Vrsajevic etkili oyuncular. Özellikle Vrsajevic, Galatasaray’ın solunu felç etti. Bu takıma karşı ikili mücadelelerde daha sert ve böyle kötü zeminlerde daha dikkatli oynamalısınız. Yoksa oyun üstünlüğünü rakibinize kaptırırsınız. Nitekim de öyle oldu. Galatasaray ikinci yarıda da orta sahada top yapamadı. Osmanlı’nın oyununu seyretti. Sağlı sollu ataklarla Galatasaray’ı bunaltan Osmanlı, Webo ile ikinci golü de buldu. Semih giden maçı geri getirdi. Galatasaray maçı idare etti. Zaman zaman karşılıklı ataklarla zevk veren bir mücadele izledik ama futbol yetersiz kaldı. Sonuçta Galatasaray’ın ayakta durmakta zorlandığı bu zeminde, bu havada böyle etkili ve ısıran bir rakip karşısında aldığı bir puan bence kazançtır.

GÖÇEK'İN KARARLARI DOĞRUYDU | BÜLENT YAVUZ

Başkent’te Galatasaray zirveyle puan farkını azaltma fırsatını tepti. Eksi 6 derecede oynanan maçta hakem Hüseyin Göçek görev yaptı. Soğuk havaya rağmen keyifli bir maç oldu. Osmanlıspor’un ilk golünde ofsayt iddiaları var. Ne pası veren, ne pası alan, ne de golü atan ofsayttı. Temiz ve kurala uygun, bal gibi goldü. Hakem de zaten santrayı gösterdi. 41. dakikada Sabri-Musa mücadelesinde her iki oyuncu da kuralın el verdiği şekilde birbirlerini çekip itiyorlar. Musa yere düşüyor. Kanaatimce bu, pozisyon gereğiydi. Böyle bir durumda da penaltı olmazdı. Hakemin buradaki devam kararı da doğruydu. 42. dakikada Yasin’in kaleye çektiği şutta top Osmanlı defans oyuncusunun göğsüne geliyor. Kesinlikle elle oynama yoktu, penaltı beklentisi boşunaydı. Netice: Hakem soğuk havaya rağmen mükemmele yakın bir maç yönetti. Öyle bir maç ki pozisyon zenginliği var, kritik kararlar var ama hepsinde hakem haklı.