Fenerbahçe-Alanyaspor maçı yazar yorumları

SERDAR ALİ ÇELİKLER

AZİZBAHÇELİLER'İN TAKIMI

Tarihin en iyi oyuncularından biri olan Rıdvan vardı. Yetmedi, Aykut-Oğuz-Turhan ve Serdar’ı aldılar. Rize’den sağ açık Hakan Tecimer’i de getirdiler. Turhan dışında hepsi hücumcuydu. Yetmedi Orhan’ın üstüne Hasan Vezir’i alıp santrfora koydular. Geleni geçeni 5’lik 6’lık yapıp 103 gollü şampiyonluğu kazandılar.

2004’te Alex diye bir oyuncu geldi; her yıl asist-gol sayısında 30’u buldu; Fener hep zirvede kaldı. Alex’in yanı yöresi öndeki santrforu iyi olduğunda şampiyon oldular. Yanı yöresi iyi değilse de 2. Aykut Kocaman geldi, başka bir oyun oynatacağını vadetti, Alex’i yedi. 2 yıl üst üste şampiyondan 10 puan fark yediği unutularak göklere çıkarıldı. Allah için Avrupa’da yarı final oynatma başarısına ulaştı. Ama ‘yıldızsevmez’; ‘nakıs oyun uzmanı’; ‘tempo karşıtı’ Aykut Kocaman’ın elinde Kuyt-Webo-Sow vardı. Arada Ersun Yanal’lı bir sezon da taktik teknik kalite bir yana itildi ve iki bekin de hücuma destek verdiği 4-2-4’lük dizilişle eze eze şampiyonluk geldi. O futbol için fizik kondisyon lazımdı, çalışmayı sevmeyen futbolcular hocalarını yediler. Sonra hem Aykut Kocaman’dan hem de Yanal’dan vazgeçen F.Bahçe yönetimi sürekli bocaladı. Kocaman 10 numara sevmezdi; Yanal’ın olayı yüksek top, direkt oyun, önde baskı idi. Bu iki hoca olmayınca Fener yönetimi aslında hala yeri dolmayan Alex’in yerine Diego’yu aldı ama tutmadı. Nani ve RvP ile kalite katkısı da yaptı ama o sene de Pereira’yla zirve kaptırıldı. Bir zamanlar hücum takımı olan, yıldızlar takımı olan F.Bahçe, tarihin en zayıf kaliteli kadrolarından biri ile seneye başladı.

Çünkü, bu takımın futbol aklı yok. Aziz Yıldırım, ‘Alexler’den ‘Roberto Carloslar’dan Sivaslı Aatıf’a; Emenike-Stoch’a düşürdü takımı. Yani F.Bahçeli oyuncular ellerinden geleni yapıyorlar. Hakikaten çok mücadele ediyorlar ama bu takım bu kadar.

Fener taraftarı aptal değil. Sene başından beri hemen hepsi “Bu sene bizden bir şey olmaz” diyorlar ki o yüzden gitmiyorlar stada zaten. İşte 10 bini direkt Aziz Yıldırım’ın bindirilmiş kıtası olan taraftara; 3-4 bini kolej velilerine verilen davetiyelerine rağmen kalanlar “Yönetim istifa” diyor. Bu kaliteyi yıllar içinde eriten; iyi takım ve iyi hoca iklemini yıllardır sağlayamayan, neredeyse 10 senedir hem G.Saray’dan hem Beşiktaş’tan daha az kaliteli bir kadro kurulmasını kabullenemiyorlar.

Mesele Dick Advocaat meselesi falan da değil. Aziz Yıldırım’ın vizyonumisyonu çoktan bitti de bir tek Azizbahçeli bedavacı kongrebazlar farkında değil. Bu takım da Azizbahçeliler’e layık. Milyonlarca gerçek Fenerli, sessiz protestoda. Onların takımı artık Fenerbahçe Basket Takımı. Liderleri de Obradovic.

MERİÇ MÜLDÜR

BU KADAR ÇOK YANLIŞ OLURSA

Boş tribünlere gündüz maçları çare olur dedik. Bursa- Osmanlı, Başakşehir-Konya 13.30’da oynuyorlar, tribünler dolu değil. Beşiktaş yılda bir kez Kayseri’ye gidiyor, hem de 16.00’da oynuyor, tribünler boş. Fenerbahçe stadın ancak yarısını doldurabiliyor. 2.5 milyon Passolig kartı satılmış ama insanlar statlara gitmiyor. Peki futbolsever ne istiyor? Futboldan zevk almak istiyor. İddialı, savaşan takım istiyor. Başarı varsa seyirci var.

Fenerbahçe de aynı dertten muzdarip. Takım iyi oynamıyor ki seyirci sayısı artsın. Bakmayın siz başkanı bahane edip takımı boykot kararı alan küçük gruplara. Allah aşkına dünkü futbol kimi ne kadar mutlu edecek? F.Bahçe sadece 7 haftada zirveden 8 puan geriye düştü. Evinde tam 7 puan kaybetti. O protestocular yönetimi eleştirsin de bir de şapkayı önüne koyup düşünsün. Acaba Kadıköy’de rakibi boğan o eski atmosferi yaratsalardı 7 puan gider miydi?

Neyse.. Hiçbir şey mazeret değil elbette. Sahaya çıkan kadroya bakıyorsunuz, Lens ve Sow olmasa da 9 yabancılı Alanya ile mukayese kabul etmez. Daha üstün oynasa da bunu oyuna, skora yansıtan bir takım yok ortada. Kadroya zenginlik katan oyuncuları elbette var da canına can, futboluna renk katacak Volkan Şen ve Alper gibi iki ayrıcalıklı isme sahip aslında F.Bahçe. Allah vergisi yetenekler. Oyunun seyrini her an değiştirebilecek kalitedeler. Gel gör ki ikisinin de son tercihleri hep yanlış. Çalışıyorlar, çabalıyorlar son adımda duvara tosluyorlar. Topu daha çok koşturmayı tercih etseler, doğru zamanda doğru karar verseler çok şey değiştirecekler de olmuyor.

Top ağırlıklı Fenerbahçe’de, hakimiyet Fenerbahçe’de, golü arayan Fenerbahçe, ama özellikle ilk yarıda savunmada kalan Alanya’nın yakaladığı gibi iki net pozisyonu bile bulamıyor. Tıkır tıkır işleyen bir düzen hala yok. Bir dağınıklıktır, bir gerginliktir gidiyor. Bu takımın Monaco, Feyenoord maçlarındaki futbolunu görmemiş olsam bu kadar şaşırmayacağım. Hoca da hala arayışta. Takım kurgusunda, sisteminde, anlayışında arayışta, neyin yanlış gittiğinin arayışında. Takımın yine en iyisi Mehmet Topal kendi yarattığı, sürdürdüğü, sonlandırdığı pozisyonda ağları bulmasa Fenerbahçe gol atamayacak.

BİR EMENİKE İLE OLMAZ

Emenike’nin süratine, kuvvetine güvenip defans arkasına atılan toplar yetmez bu takıma. Hücum aksiyonlarına çeşitlilik getirmek şart. Kanatları etkin, tabelayı değiştirecek seviyeye getirmek şart. Van Persie’yi daha doğru kullanmak şart. Santrfor arkası görevini Stoch’a, Aatıf’a vermemek de şart.

KORNERLERİ RVP Mİ ATAR?

Van Persie demişken.. Uzun zaman sonra ilk 11’i gördü, kötü de değildi ama oynatıldığı yer ne kadar doğru tartışılır. Hele hele gol sıkıntısı çekilirken. Hele hele “Gol garanti” tabiri dünya futboluna Van Persie üzerinden konulmuş bir tabirken. Santrfor arkası oynaması verimini ne kadar düşürüyorsa Emenike- Aatıf değişikliği sonrası gerçek yerine geçmesine rağmen topla buluşturulamaması da bir tuhaf. Bu takımda kornerleri Van Persie mi atar, o da ayrı soru.

BÜLENT YAVUZ

MAÇI KONTROL EDEMEDİ

Takımlar kötüydü, hakem de onlara ayak uydurdu ve maalesef maçı iyi yönetemedi. Müsabakanın hemen başında Emenike, rakibine dirsek müdahalesinde bulunuyor. MHK Başkanı Yusuf Namoğlu, bizzat kendisi bu tür hareketlere müsaade etmeyin diyor ama Alper bu pozisyonu es geçti. Yine Emenike’nin içinde bulunduğu bir pozisyonda Nijeryalı oyuncuya bir müdahale var. Bu müdahale net bir şekilde çekme. Hakem pozisyona yakın olmasına rağmen “Bir şey yok” dedi ve pozisyon devam etti. Penaltı verse kimse sesini çıkaramazdı. Maçın genel yönetim anlayışında büyük sıkıntılar yaşayan genç hakem onlarca faulü çözmekte de bir hayli zorlandı. Bazılarını kaçırdı, bazılarını yakaladı. Tabii, bu arada da itirazlar ve tepkiler oluştu. Bunları önlemek için de 11 tane sarı kart çıkardı. Bir kırmızı hadi diyelim doğru olsun ama maçı kontrol edeceğim diye disiplin tesisinde önemli yanlışları oldu.