Cinsel yaşamı etkileyen 5 hastalık

Araştırmalara göre bu tedaviyi alan hastaların yüzde 40-50’sinde ereksiyonun eskisi gibi oluşmadığı bildiriliyor. Dr. Coşkuner, artık cerrahi tekniklerin çok geliştiğini, hatta robotik cerrahi ile yapılabildiğini ancak prostatın sinirlere çok yakın olması nedeniyle etkilenebildiğini söylüyor. Bağırsak ameliyatları ile organ çıkartılmasını gerektirecek kapsamlı ameliyatlar da cinsel fonksiyon üzerinde olumsuz etki yaratabiliyor.

2. TEDAVİLERİN YAN ETKİLERİ: Bugün pek çok insan psikiyatrik ilaçlar kullanıyor. Ancak psikolojik hastalığın yanı sıra bunun tedavisinde kullanılan ilaçlar da cinsel fonksiyonu olumsuz etkiliyor. Ayrıca bazı hipertansiyon ilaçlarının da ereksiyon üzerinde istenmeyen etkileri bulunuyor. Kolesterol ilaçlarının bu konudaki yan etkileri ise halen çelişkili kabul ediliyor.

Dr. Enis Rauf Coşkuner, ilaçların yan etki bilgilerinde erektil disfonksiyonun da yer aldığını ve bu konuda hastayı bilgilendirmenin ilgili branş hekimlerine düştüğünü belirterek, “Hekim bu ilacı kullanmak zorundaysa söz konusu yan etkiyi aşmak için ürolojiden destek alabilir ya da farklı bir ilacı kullandırmayı tercih edebilir” diyor.

3. PSİKOLOJİK, PSİKİYATRİK VE NÖROLOJİK HASTALIKLAR: Psikozlar, yoğun stres, depresyon gibi sorunlar erektil disfonksiyonun yanı sıra libido kaybına da neden olabiliyor. Başarısızlık kaygıs da erkeklerde aşırı heyecana neden olan ve ereksiyon sorunlarına yol açan önemli bir psikojenik sorun. Parkinson, Multipl Skleroz, epilepsi gibi nörolojik hastalıklar hem beyinde hem de periferik sinirlerde geliştirdiği zararla ereksiyonu da etkiliyor.

Ayrıca özellikle trafik kazalarında gelişen kafa ve omurga travmaları da birçok sorunun yanı sıra cinsel fonksiyon bozukluklarına neden olabiliyor. Bu hastalara da cinsel açıdan yardımcı olunması gerektiğini belirten Dr. Enis Rauf Coşkuner, “İlaç kullanımı, çocuk sahibi olunması için yapılacak tedaviler gibi birçok konuda başarılı çalışmalar yapılabiliyor” diyor.

4. DİYABET: Diyabetli hastaların normal erkek nüfusuna göre ereksiyon problemi yaşama riski üç kat daha fazla. Günümüzde yaygın görülen hastalıklardan olan diyabet şu an tedavi edilemiyor; tanısı konuluyor ve kan şekeri ilaçla kontrol altında tutuluyor.

Dr. Coşkuner, hastalığın gidişatında ortaya çıkabilecek sorunlarla da uğraşılması gerektiğini, erektil disfonksiyonun da bunlardan biri olduğunu söylüyor. Diyabetin öncü bulgularından birinin bazı hastalarda erektil disfonksiyon olduğunu belirten Dr. Coşkuner, “Bazı hastalara sadece kan şekeri ölçümü yaparak diyabetten şüpheleniyor ve bu kişileri endokrinoloji branşına yönlendiriyoruz. Diyabetli hastaların yüzde 15’i diyabet tanısını bu şekilde alıyor” diyor.

Diyabetin vücuttaki etkisi damar ve sinir sistemi üzerinde oluyor; görme problemleri ya da böbreklerin damar yapılarında bozulma gibi sonuçlar ortaya çıkıyor. Dr. Enis Rauf Coşkuner, hastaların diyabetin bu etkileri nedeniyle ilgili branşlara yönlendirildiğini ancak ürolojinin ihmal edilebildiğini söylüyor.

Oysa diyabet geliştikten sonra erektil disfonksiyon gelişme ihtimali en yüksek olan süreç, ilk 10 yıl oluyor. Kan şekeri kontrol altına alındığı sürece risk azalıyor ancak topluma göre yine yüksek oranda seyretmeye devam ediyor.

5. KALP DAMAR HASTALIKLARI: Üroloji Uzmanı Dr. Enis Rauf Coşkuner, erkekte de kadında da cinsel organdaki temel fonksiyonun, vücuttaki herhangi bir damar yapısından farklı olmadığını, sadece onun gelişmiş bir modeli olduğunu söylüyor. Penise gelen, penisten çıkan ve orada hapsolup sertleşmeyi sağlayan kan ancak kalp damar sistemi normal olan kişilerde düzgün çalışıyor.

Bu sistem iyi çalışmadığında ereksiyonla ilgili sorunlar da ortaya çıkıyor. Dr. Coşkuner, kalp damar hastalıklarının toplumda sık görülmesi nedeniyle ürolojinin de üzerinde çok durduğu bir konu olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Belli bir grup hastada, kişiler karşımıza ereksiyon problemi ile geldiğinde eğer olayı akıllıca yönetebilirsek, kalp damar hastalığını erken evrede yakalayabiliyoruz.

Penise giden ana damarın çapı kalp ana damarlarından daha dar olduğu için bu bölgedeki tıkanmalar kendini yıllar önceden gösteriyor.” Kalp hastalıklarında stent, by-pass gibi yöntemlerle yapılan tedaviler tek başına ereksiyon problemlerinin çözümünü sağlamıyor ancak yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaçla takip edilen damar hastalıklarının kontrol altına alınması sorunu azaltabiliyor.