Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Doğum tercihleri değişiyor

        Doğum yaklaştıkça anne adaylarını en çok düşündüren konulardan biri de doğumu nasıl yapacağı sorusudur. Anne adaylarının sezaryen mi yoksa normal doğum mu yapacaklarına ilişkin karar süreçlerinde en önemli yardımcıları hekimleri oluyor.

        Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Nuri Ceydeli, anne adaylarının karar verme sürecinin nasıl olması gerektiği hakkında bilgiler verdi.

        Uzun maraton bitmek üzere ve anne adayının doğumun nasıl gerçekleşeceği yönünde bir karar vermesi gerekiyor... Bu zor karar verilirken, doğum tecrübeleri, yakın çevrenin aktardıkları, gebeliği takip eden hekimin tecrübesi ve önerileri gibi birçok faktör etkili oluyor.

        Doğum yöntemi ile ilgili son söz, beklenti, duygu ve isteklerine bağlı olarak annededir. Doğum şeklini herhangi bir tıbbi gereklilik olmaması halinde anne adayının belirlemesi gerekir. Doktorun bu zor kararda anne adayına her iki doğum şeklinin de avantaj ve dezavantajlarını anlatması önemli. Doktor hastanın aklındaki tüm sorulara cevap vermelidir. Doktor bu süreçte karar verici değil sadece hastayı destekleyici olmalıdır. Normal doğum yapmak isteyen bir hastayı zorla sezaryen yapmak veya tam tersi sezaryen olmak isteyen bir hastayı normal doğuma zorlamak doğru değildir. Eğer gerçekten tıbbi olarak sezaryen olmak gerekiyorsa veya normal doğumu zorlayacak veya engelleyecek bir sorun varsa hastaya bu durum için detaylı bilgi verilmelidir. Aksi takdirde, yani herhangi bir sorun yoksa normal doğum konusunda özendirilmelidir. Bu özendirme konusunda çok hassas davranılmalıdır. Hem bebek sağlığı, hem anne sağlığı mutlaka gözetilmelidir.

        Normal doğum mu sezaryen mi?

        Doğum tercihleri yıllar içinde farklılık gösteriyor. 1980'li-90'lı yıllarda sezaryen doğum daha ön plana çıkarken 1990'lı yılların ikinci yarısından sonra tekrar normal doğuma yönelim yaşandı. Anne adayları bilgilendikçe, bilgiler paylaşılabilir hale geldikçe normal doğum daha popüler hale gelmeye başladı. Avrupa ve Amerika'daki normal doğum / sezaryen oranları Türkiye'deki ile genellikle ters yönde gelişiyor. Örneğin Amerika'da sezaryen doğum oranı maksimum yüzde 10-15 civarında iken Türkiye'de yüzde 80'ler düzeyinde bulunuyor.

        Normal doğum sayesinde hastanın günlük hayatına dönmesi daha kolay. Sezaryen gibi bir ameliyat olmadığı için doğum sonrası iyileşme süreci daha hızlı. Emzirme dönemi daha hızlı başlıyor. Ameliyatın getirdiği cerrahi riskler alınmıyor. Bir miktar kanama riski ve bebeğin stres altında kalması olasılığı fazladır ama kabul edilebilir düzeydedir. Zaman ilerledikçe ve halk bilinçlendikçe normal doğum oranları modern toplumlarla aynı oranlara doğru yükselmesi bekleniyor. Aynı zamanda doktorların buna olan inancı arttıkça ve sağlık politikaları toplumu ve hastaneleri bu duruma özendirdikçe oranlar değişecektir. Zorunlu sezaryen yapılması gerekliliği olmadıkça anne adaylarının normal doğum için mutlaka özendirilmelisi gerekiyor. Sınırlı sayıda sezaryen gerekliliği dışında, normal doğum hasta için uygunsa mutlaka birinci tercih olarak değerlendirilmeli.

        Hangi durumlarda sezaryen gereklidir?

        Tabii ki doğum şeklini belirlerken bebeğin kilosu, anne karnında yerleşim şekli, plasentanın yeri, annenin kemik yapısının uygunluğu çok önem taşıyor. Bir de ne kadar değerlendirme yapılırsa yapılsın doğum dinamik bir süreç. Yani doğum eylemi başlamadan kişinin doğumunun kolay mı yoksa zor mu olacağını öngörmek çok kolay değil. Bu sebeple herhangi bir engel durum yoksa normal doğum eyleminin başlamasını mutlaka beklemek gerekiyor.

        Hastanın ağrıları başladıktan, suyu geldikten veya kanaması olduktan sonra doğum eylemi başlamış demektir. Sonraki aşamada belirli aralıklarla yapılan muayenelerde rahim ağzının durumu ve bebeğin başının ilerlemesi birlikte değerlendirilerek doğumun nasıl olacağı anlaşılabilir. Normal doğum yapmak isteyen hastalara bu şansın mutlaka tanınması gerekiyor. Normal doğum eylemi süresince sabırlı ve soğukkanlı olmak hem doktor hem de aile yakınları önemli. Çünkü normal doğum süreci uzundur, ağrılar başladıktan sonra hemen birkaç saat içinde doğum genellikle olmaz. Oysa aile bireyleri doğumun hemen ve mümkün olduğunca az ağrılı olması yönünde bir beklenti içinde oluyorlar. Böyle bir beklenti oluşunca normal doğumu yönlendirmek zorlaşıyor. Doğumun doğal akışını izlemek gerekiyor. Zaten bu akış içinde herhangi bir aksilik olursa doktor bilgi verecektir. Biraz çaba ile normal doğumun keyfine varılabilir ve bebek ile en doğal karşılaşma gerçekleşebilir. Doğum aşamasında doktor tabi ki tıbbi bilgisini kullanır ama asıl görev anne adayına düşüyor. Anne adayı eğer doğru zamanda doğru tavrı sergilerse doktorun yardımıyla doğum gerçekleşiyor. 4000 gr. üzeri bebek ağırlığı, çoğul gebelikler, plasenta previa gibi bebeğin eşinin duruş bozuklukları, makat prez., baş-pelvis uygunsuzluğu, çeşitli vajinal aktif infeksiyonların varlığı, normal doğuma engel olabilecek anneye ait hastalıklar sezaryenle doğumu gerektiriyor. Ancak bu liste giderek kısalıyor. Böylelikle gelecekte normal doğumun hak ettiği yeri kazanacağına inanıyorum.

        MOTHER & BABY

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa