Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık İnfertilite belirtilerinde uygulanan testler nelerdir?

        Türkiye'de her 100 çiftten 15’i kısırlık sorunu yaşıyor. İnfertilite (kısırlık) kaynağını bulmak için kadın ve erkeğin de aynı dönemde doktora danışması gerektiğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ümit Zeteroğlu, “Testlerden korkulmamalı. Basit işlemler ve kan tahlilleriyle problemin kaynağı kısa sürede bulunuyor ve gereken çözümler uygulanıyor” dedi.

        Bir çiftin doğal yolla bebek sahibi olamaması durumu kısırlık (infertilite) olarak adlandırılıyor. Kadın ya da erkekte kısırlıktan şüphelenilmesi için öncelikle 35 yaşın altındakilerin bir yıl, 35 yaşın üzerindekilerin 6 ay süre ile korumasız düzenli aralıklarla cinsel ilişkide bulunmuş olması gerekiyor. İnfertilitenin kaynağının bulunması için kadın ve erkeğe yönelik farklı testler uygulandığını belirten Op. Dr. Zeteroğlu, “Erkekte kısırlık araştırması yapılırken tüp bebek merkezinin yönlendirmesiyle embriyologlar tarafından sperm testi yapılır. Kadından kaynaklı kısırlık durumlarında ise pelvik bölge muayenesi, ultrasonografi, yumurtalıkların çalışma durumunun kontrolü için hormon testleri (FHS, LH), yumurtalıkların rezervini ölçen testler, rahim filmi (HSG) ve sulu ultrason (sis) uygulanmaktadır. Tüm bu test, tahlil ve muayenelerin biri ya da bir kaçı uygulanarak kısırlığın sebebi bulunur ve bu paralelde tedavi uygulanır” dedi.

        SPERM TESTİ ERKEKLERİ KORKUTMAMALI

        Op. Dr. Zeteroğlu, erkeklerde en sık karşılaşılan kısırlık sebebinin döllenmeye yetecek sayı, hareketlilik, olgunluk ve kalitede sperm bulunmaması olduğunu ifade etti. Op. Dr. Zeteroğlu, “Erkeklerde ilk olarak mikroskobik araştırma ile sperm testi yapılır. Bunun için meni vermesi gereken erkeğin testten önceki 3 gün boyunca cinsel ilişkiye girmemiş olması gerekir. Embriyologlar verilen meni örneği içinde sperm sayısı, hareketliliği, şekli ve akışkanlığının araştırmasını yaparlar” şeklinde konuştu. Erkeklerde hiç meni bulunmaması durumuna ‘azospermi’ denildiğini belirten Op. Dr. Zeteroğlu, “Azospermi durumunda hormonal testler ve genetik incelemeler talep edebiliyoruz. Çıkacak sonuca göre danışmanlık ve tedavi uyguluyoruz” dedi.

        KADINLAR İÇİN ÖNCELİK KAN VE HORMON TESTLERİNDE

        Kadından kaynaklı kısırlık (infertilite) tespitinde ilk olarak hormon testlerinden faydalanıldığını vurgulayan Op. Dr. Ümit Zeteroğlu, sırasıyla yapılan testler hakkında şu bilgileri verdi: “Beyinde hipofiz bezinden salgılanan hormonlar yumurtalıkların yumurta üretme fonksiyonlarının çalışmasını sağlar. Hipofiz bezinin çalışmasında aksaklık yaşanması ve iki hormonun salgılanma dengesinin bozulması kadının üreme fonksiyonlarının yavaşlaması ve gebelik oluşumunun engellenmesi anlamına gelir. Bu durumlarda adet kanamasının 2. veya 3. günü kadına kan tahlili yapılır ve kandaki FSH, LH değerlerine bakılır. Eğer yumurtalıklar yeterince yumurta üretmiyorsa kandaki FSH değeri yüksek çıkar. FSH değerinin 15 ve üzerinde olması yumurta rezervinin azaldığını gösterir. Bu değerin 25 ve üzerinde olduğu hastalar ciddi risk grubundadır ve zaman kaybetmeden tüp bebek tedavisine başlanması gerekir”

        VAJİNAL ULTRASON EN GEÇERLİ TANI YÖNTEMİ

        Her ne kadar testlerin büyük oranda yol gösterici olduğu bilinse de Op. Dr. Ümit Zeteroğlu, günümüzde gebe kalma şansını belirleyen en önemli tanı aracının vajinal ultrason olduğunu belirtti. Op. Dr. Zeteroğlu, “AMH (anti-müllerian hormon) kadınlarda yumurtalık kapasitesini değerlendirilmesi amacıyla kullanılır. Burada amaç kadının gebe kalabilme için hormonal düzeyinin, yumurta oluşturabilme yeteneğinin yeterli olmasının araştırılması veya gebe kalabilmesi için ilaç veya tüp bebek gibi tedavilerin başarı oranının öngörülmesidir. Adet döneminde çekilen vajinal ultrason ile öncül yumurtaların yeterli sayıda varlığı ve AMH düzeyinin normal sınırlarda olup olmadığının tespiti en geçerli tanı yöntemlerinden biridir” diye konuşu.

        ANOMALİ TESPİTİ İÇİN RAHİM FİLMİ GEREKEBİLİR

        Kadından kaynaklanan kısırlıkların yaklaşık yarısında tüplerle ilgili sorunlara rastlandığına işaret eden Op. Dr. Ümit Zeteroğlu, bu sorunların da rahim filmiyle tespit edildiğini belirtti. Kadınların pek çoğunun rahim filminden korktuğunu, ancak bunun sanıldığı kadar zor bir işlem olmadığını söyleyen Op. Dr. Zeteroğlu, “Rahim filmi adet kanaması bittikten 5 gün sonrasına kadar çekilebilir. Rahim ağzına yerleştirilen tüp ile film için gerekli olan ilaç rahme ve tüplere gönderilir. İşlem sırasında kısa süreli ve orta şiddette bir ağrı hissedilse de bazı hastalar anestezi isteyerek ağrı hissini yaşamamayı tercih edebiliyorlar. İlacın dolaşımı, geçişi filme alınır, bu dolaşımın hızı ve şekli gözlenerek rahim içinde her hangi bir bozukluk, tüplerde tıkanıklık, yapışıklık olup olmadığı tespit edilir. Rahim içinde oluşan anomaliler tedavi ile temizlenip gebelik elde edilmeye çalışılır. Ancak tüplerin her ikisinin de tıkalı olduğu gözlenirse vakit kaybetmeden tüp bebek uygulaması önerilir” ifadelerinde bulunarak rahim filmi işlemini anlattı.

        İHA

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa