Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Amerikalı milyarder David Rockefeller'in 6. kalp nakli akılları karıştırdı

        Emily FELDMAN / HT PAZAR

        David Rockefeller D. Rockefeller, 12 Haziran 1915 doğumlu Amerikalı bankacı ve işadamı. Dünyanın sayılı milyarderlerinden. Petrol şirketi Standard Oil Company’nin bünyesine dahil olduğu Rockefeller Şirketler Grubu’nun kurucususu John D. Rockefeller’ın büyük torunu. 12 Haziran’da 100 yaşına basacak olan milyarder işadamına geçen hafta kalp nakli yapıldı. Beyin ölümü gerçekleşen birinden alınan kalp, New York’ta 6 saat süren bir operasyonla Rockefeller’a nakledildi ve hemen ardından ünlü milyarderin doktorları naklin başarıyla tamamlandığını açıkladı. Son 38 yıl içinde tam 6 kez kalp nakli yapılan milyarder işadamı, 1998 ve 2004’te de 2 kez böbrek nakli yaptırmıştı.

        Geçenlerde çıkan bir haber ortalığı birbirine kattı: 99 yaşına basmış, 100’üne dayanmış bir milyarder 6. kalp naklini de başarıyla atlattı ve rivayete göre bombayı patlattı: “Hedef 200!” Lafı dolandırmadan söyleyeyim; kalp nakli haberi doğru fakat gerisi külliyen yalan! Ancak herkes bu oltaya geldi ve pek geçmeden de tartışma patladı. Olayın özü şu: Amerikalı petrol patronu John D. Rockefeller’ın hayatta kalan tek torunu David Rockefeller, kalp nakli ameliyatından 36 saat sonra gazetecilere konuşacak enerjiye haizmiş. Sözde World News Daily Report’a da demeç vermiş ve demiş ki: “Her yeni kalp bana adeta elektrik veriyor, taze bir enerjiyle hayata yeniden bağlanıyorum!”

        HABER SAHTE, MESELE GERÇEK

        Rockefeller’a Allah uzun ömürler versin... Fakat insan düşünmez mi; “Bu adam nasıl hemen de ayaklandı” diye? Gelin görün ki haber dünya çapında yayıldı, sosyal medya çalkalandı, hatta sırf hikâyeye “haber” diye yer verdiği için bazı gazetelerin tirajı düştü. Kendini aldatılmış hisseden eleştirmenler de boş durmadı tabii. Öfkelilerdi. Zengin insanların yedek lastik değiştirir gibi kalp nakline başvurduğundan, gezegenin piyonlarının ise ölüme terk edildiğinden dem vurdular. Belki öfkelerinin kaynağı sahteydi lakin duyguları asılsız değil. Zira, mesele tıbbın imkânları olduğunda, zenginle fakir arasındaki uçurumdan bahsetmemek gitgide zorlaşıyor.

        BİR ÇOĞUNUN 1 HAFTASI DİĞERİNİN 1 DAKİKASI

        Geçen haftanın başka bir popüler konusu, 100 küsür milyon dolarlık rekor ödül için Las Vegas’ta ringe çıkan boksörler Floyd Mayweather ve Manny Pacquiao idi. Onlar hakkında bir belgesel izledim. Belgesel, Mayweather’ın hayranları önünde büyük kavgaya hazırlanışını gösteren kliplerden oluşuyordu. Tempolu yürüyüşler ve otur-kalk hareketleriyle geçen antrenmanlar... Bir ara Mayweather, eksi 115 derecelik azot dolu bir dondurucuya giriyor. Modern buz banyosu “cyrosauna”, sporcuların zor egzersizlerden sonra daha çabuk toparlamalarına yardımcı oluyormuş. Bu özel “cyrosauna” ofisi, zengin-fakir uçurumunun insanın gözüne daha kaba bir şekilde sokulamayacağı Las Vegas’taydı. “Para” lakaplı boksör Floyd Mayweather, gösterişli otomobiliyle kliniğe gidip -muhtemelen çoğu vatandaşının haftalık maaşını aşan bir bedel ödeyerek- buzdolabında 1 dakika geçiriyor. Sırf ertesi günkü antrenman öncesi kendisini biraz daha iyi hissetmesi için...

        ROCKEFELLER, MAYWEATHER, BALTIMORE

        Bu sahneyi merakla izlerken şaşkınlığımla gizlediğim öfkemi, Rockefeller’ın 6. kalp nakli üzerine yaratılan parodiyi okuyanlar da paylaşmış olmalı. Ya da bir yanda -geçen haftanın bir diğer gündemi- Baltimore’daki yoksulluğa gözü takılanlar, öte yanda 6 saatlik antrenman yapan biri için çok normal ağrı-sızıyı biraz olsun azaltan teknoloji harikası tedavi maskaralığına şahit olanlar... Merak ediyorum; Rockefeller’a kızanlar kameraya para fırlatıp sürekli servetinden bahseden Mayweather’a neden tepkisiz?

        ARTIK GÖRMEMEK ZOR

        Zenginlerin -her şeye olduğu gibi- sağlık hizmetlerine de daha kolay ulaştığı bir sistemde geriye kalan bizler için yeni bir şey yok. Fakat -biraz klişe kaçacak ama- gelişen teknolojinin nimetlerinden biri de şu ki artık zengin ve fakir arasındaki uçurumun farkına varmamak epey zor. Yoksul ülkeler gıda yetersizliği gibi en temel sorunlarla boğuşurken ABD gibi zengin ülkelerde, mesela dünyayı derin değişikliklere ve dolaylı buhranlara sürükleyen Facebook, Google ve diğer teknoloji şirketlerinin anavatanı Silikon Vadisi’nde bazı üstün zekâlılar -burada kinaye yoktur-, yaşlanma etkilerini ortadan kaldırmak veya insan ömrünü yüzlerce yıl uzatmak için hayatın kodlarını hack’leme arayışı içerisinde. Bu ne yaman çelişki!

        O DÜNYA KARDASHIAN’LARA KALIR

        Öncelikle burada bir kişinin hayatının yapay yollarla yüzlerce yıl uzatılıp uzatılmayacağı konusunda felsefi bir soru var. Ardından etik açıdan bir soru daha: Dünyada bir yığın insan kanser, AIDS ve daha bir sürü hastalıkla boğuşurken bilimsel kaynaklar bu gibi çalışmalar için tahsis edilmeli mi edilmemeli mi? Belki sorulması gereken en mühim soru, bu tıbbi devrimden kimlerin yararlanabileceği... Dünyada kamu sağlığı mercilerinin birkaç yüz yıl yaşamayı evrensel bir hak olarak kabul edeceğine ya da “yaşlanmayı durduran iksir”in Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne veya Detroit’e ulaşacağına inanmakta güçlük çekiyorum. İnanmıyorum. Onun yerine tüm bunlar elitlerin; Mayweather’ların ya da Kim Kardashian’ların arasında dolaşır durur.

        Yüzyılın dövüşü Son dönemin en iyi boksörleri ABD’li Mayweather ve Filipinli Pacquiao geçen hafta Las Vegas’ta ringe çıktı. “Yüzyılın dövüşü”nün büyük ödülü 100 milyon doların üzerindeydi. Mücadeleyi, “Bay para” Floyd Mayweather kazandı.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa