Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Kalp Sağlığı Uzman Diyetrisyen Güneş Aksüs, “ABD’de kolesterol sınırı değişiyor” haberi hakkında konuştu

        GÜNEŞ AKSÜS / HT MAGAZİN

        Sosyal medyada dönen iyi hazırlanarak çıkan haberler var. Uğraşılmış, çaba sarf edilmiş, kimin yaptığı belli olmayan haberler. Hani Cem Yılmaz “Benim fotoğrafımı koyup yanına uçak fotoğrafı koyuyorlar. Uçak almış diye haberim çıkıyor” diyor ya; aynı o hesap. Bazı fotoğrafları, bazı değerli yazarları ve hekimleri yan yana koyup “İşte bunlar haksız, Canan Karatay haklı” diye görseller hazırlanmış. Neredeyse üzerine “Bunu 9 kişiye dağıtırsan dileğin kabul olur” diye yazacaklar. Keşke böyle şeylere ayırdığımız vakti gerçekten araştırmalara ayırsak.

        Ben size durumu anlatayım. Şimdi, öncelikle şunu bilelim. Maç yapar, siyaset yapar, takım tutar gibi bilimi tartışıyoruz. Bu bir televizyon programı değil, maç hiç değil! “Karatay kazandı, Alakali Diyeti gol yedi”, “Bak gördün mü kolesterol serbest artık”, “Biz kazandık” gibi yazılar beni deli ediyor. Bunlar nasıl yorumlar, nasıl öneriler? Bir haber nasıl herkesin sağlığını tehlikeye atar? Yavaşlayın, maç izlemiyoruz. İnsan sağlığı bu!

        KOLESTEROL İYİ Mİ KÖTÜ MÜ?

        Habertürk’ün internet sayfasının hazırladığı bir haberde “ABD’de kolesterol sınırı değişiyor” ve “Kolesterol kaygı sebebi değil” haberiyle ilgili konuya yorum yapmamı istediler. Oraya da yazdım. Böyle şeylerde tek bir doğru olmaz. “Kolesterol zararlı değilmiş” deyince, bizim millet ilaçlarını bırakıyor ya da sabah akşam et yiyebileceğini sanıyor. Yok öyle bir şey! Hiçbir şey sınırsız olmaz, olamaz, su bile! ABD’de yapılan çalışmayı herkes biliyor, okumuş hatta o çalışmada bulunmuş gibi davranıyor. Biraz sakin! Ne yapmışlar, ne diyorlar bir görelim.

        Sağlıklı beslenen, sağlıklı yaşayan, her şeyi yiyebilen birinin spor yapmasına rağmen kolesterolü yüksek olabiliyor. İlaç kullansın mı kullanmasın mı? Kolesterolü düşürsün mü düşürmesin mi? Bunlara kişinin hayatına göre karar verilir. Hekimler kolesterolü sınırın üstünde görünce vermiyorlar ki o ilacı! Kişinin nasıl yaşadığına bakılıyor, öyküsü dinleniyor, yedikleri içtikleri değerlendiriliyor. Alkol alıyor mu? Düzenli uyuyor mu? Doktor muayene ediyor, takip ediyor. Bunun yanında başka bir problem var mı? Ensülin direnci veya şeker sorunları var mı? Böbrekte durumlar nasıl? Bunlara bakmadan karar vermiyor.

        Ben de ilaçsız yaşamaktan yanayım ama gerektiğinde ilaç kullanmanız lazım. Bunun için yapacağınız tek şey güvendiğiniz doktora gitmek. Sırf ilaç vermek için değil gerçekten ilaç almanız gerektiği için ilaç yazan doktor bulmak bazen zor. Zaten bu boşluk yüzünden iyi hekim ve iyi olamayan hekim karıştırılıyor. “Adı profesör olan herkes doğru söyler düşüncesine” kapılmayın. Size gereksiz yere ilaç verdildiğini düşünüyorsanız başka bir doktordan fikir alın.

        TAKIMLAR KARŞI KARŞIYA

        Bu ortalıkta dolaşan saçmalıkta Karatay’ı öveceğim diye bazı profesörleri harcamışlar. Neymiş, onların hepsi yanlış biliyormuş. Bunlar oyunmuş. Gerçekten ayıp! O kötülediğiniz doktorların biri en değerli kalp cerrahlarımızdan, diğeri de Türkiye’nin en iyi dahiliye hekimlerinden biri. Kimse kusura bakmasın. Eğri oturup doğru konuşalım. Bu isimler Karatay’dan önce de vardı. Yıllardır en değerli bilgilerle sadece doğruyu söylediler. Karatay’a destek veren isimlere bakalım. Göğüs hastalıkları uzmanı beslenme mi anlatıyor? O zaman cerrahlar da alerji anlatsın. Bu mu bilim? Bu mu tıp?

        Peki değişti mi söylemler? Hayır! Değişen yeni araştırma sonuçlarına göre ne varsa bununla ilgili yorumlar. Yumurta meselesi yeni değil. Karatay serbest bırakmadı yumurtayı. Yumurta neredeyse 7-8 yıl önce aklandı. Prof. Dr. Osman Müftüoğlu da yazmış ve anlatmıştı. Yumurtanın kolesterolü yüksek ama kandaki kolesterolü yükseltmiyor. Bu sebeple yasaklardan çıkıyor. Bunlar araştırma sonuçlarına göre netleşen bilgiler. Yani “Ben yedim benimkini yükseltmedi. Herkes 4 yumurta yesin” diye bir öneri yapılamaz. Kolesterolün zararlı olmadığını ve gerekli olduğunu bu yazılardan biliyoruz.

        Yıllardır bu böyle. Karıştırılan bilgi şu! HDL yani koruyucu kolesterolün düşük olması kalp krizi ve felç riskini artırabiliyor. Ama bu herkese göre değişiyor. Kolesterolü yüksek yiyecekler yiyen herkesin kolesterolü yükselmiyor. Bazı kişilerin hatta vejeteryenlerin et yemedikleri halde kolesterolleri yüksek çıkabiliyor. Kolesterol ne kadar yüksekse o kadar iyi anlamına gelmiyor. Her gün sucuk, salam ve yağlı et yiyip kolesterolü yüksek olmayan kişiler de biliyorum. Bunun tam tersini de... Burada sadece kolesterol değil bizim çekindiğimiz; kalp sağlığı, damarlar, böbrek…

        GUT NASIL OLUNUYOR?

        Karatay ve Dukan Diyeti yapıp mutsuz olanlar anlatsın bir de... Nasıl gut oluyorlar, nasıl tansiyon problemi yaşıyorlar, nasıl panik atak geçirmişler, nasıl hipoglisemiye girmişler. O tahlil sonuçlarını da ben mi koyayım buraya? Kardiyologlara danışıyorum. Prof. Dr. Nevrez Koylan hocam “Biz görüyoruz sorun olanları. Onlar sosyal medyada yok! Böyle haberler duyulsa kimse böyle diyetler yapmaz” diyor. O hastaların şikâyetlerini biz görüyoruz. Neden her şeyi dozunda ve dengede yemeyi doğru kabul edemiyoruz? Bol bol et, süt, yumurta yemektense “İhtiyacınız kadar yiyin” demek çok mu zor?

        GERÇEKLERİ ANLATIN

        Yıllardır binlerce kişiyle çalıştım. Hepsi tam undan yapılmış ekmeklerini, meyvelerini, etini, balığını, sebzesini, yağını yedi; sütünü içti. Hafta sonu kahvaltıda tereyağı yediler ve o gün biraz fazla yürüdüler. Börek de yediler, dürüm de... Bazen çikolata da kaçabilir, bir kadeh bir şey de.... Sağlıklı beslenmenin, sağlıklı yaşamın içinde her şey olur, olmalı. Bu şekile zayıflayan tüm danışanlarımın kolesterol ve şeker ilaçlarını bıraktığına, tansiyon ilaçlarının dozunun nasıl düştüğüne tanık oldum. Benim gibi çalışan uzmanlar da tanık olmuştur. Zayıflayınca ensülinin dozunu azaltan diyabetliler... Bu konuda çalışan arkadaşlarım görüyor işte; bunlar ancak sağlıklı ve dengeli beslenmekle mümkün. Yasaklarla değil!

        BİR SORU YAZAYIM, İYİCE KARIŞSIN KAFAMIZ...

        Bir de bu et meselesini, “Detoks yapın, alkali beslenin” diyenlere soralım mı? Ya da daha doğrusunu yapıp işin uzmanı olan onkologlara... Yani sürekli kanserle uğraşan hekimlere... Fazla et ve doymuş yağ alımının kanserle ilişkisini konuşalım mı? Merak etmeyin. Ben onlardan da bilgi alıp sizlerle paylaşacağım. Özellikle meyve yemeden diyet yapanlar için, şeker var ya meyvede? Etin içindeki C vitamini koruyacak bizi. Olmayan C vitamini! Gerçekleri anlatın!

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa