Ressam Fikret Mualla'nın Renklerde Kaybolan Hayat'ı
Ressam Fikret Muallâ'nın hayatını konu alan 'Renklerde Kaybolan Hayat' filmi seyirciyle buluşuyor. 2008'de çekimlerine başlanan ve maddi imkânsızlıklar nedeniyle 10 yılda tamamlanan filmin bu yıl vizyona girmesi bekleniyor. Bu vesileyle Muallâ'nın hayatına yakından baktık...
Hayatı
9 Nisan 1903'te İstanbul'da doğan Muallâ, Saint Joseph ve Galatasaray Lisesi'nde okudu. Annesi ve anneannesi 1918'de İspanyol gribinden öldü ve babası yeniden evlendi. Babası mühendislik eğitimi alması için İsviçre'ye gönderdi fakat o Berlin'e gidip resim yapmaya başladı. HT Pazar'dan Serdar Yazıcı'nın haberi...
Şehirleri resmetmeyi seviyordu
Muallâ, İstanbul ve Paris'in insanlarını, sokaklarını, kafelerini, sirklerini resimlerine taşıdı. Renklerle oynamayı seven sanatçı guaj tekniğine yakınlık duydu.
31'inde ilk sergi
Alman asıllı sinema oyuncusu Marlene Dietrich'e âşık oldu fakat topal olduğu için karşılık bulamadı. Topal kalmasının sebebi ise futbol sevdası... 1927'de İstanbul'a döndü, İstanbul'da ilk sergisini 31 yaşında açtı. 1954'te Dina Vierny Galerisi'nde iki sergi, 1957'de Marcel Bernheim Galerisi'nde, 1960'ta France Bertin Galerisi'nde ve 1964'te Bruno Bassano Galerisi'nde sergi açtı.
Fikret Muallâ ve Abidin Dino sanatçının paraya muhtaçlığını protesto için dileniyor. (1934)
'Her yerde kötü portre!'
1936 yılında Fikret Muallâ'nın ünlü bir Degüstasyon olayı var. Bir gün Beyoğlu'nda bulunan Degüstasyon Lokantası'na uğrar. 0 yıllarda Degüstasyon, İstanbul'daki ressam, ozan ve yazar takımının devam ettiği en ünlü restoranlardan biri. Yahya Kemal'ler, Peyami Safa'lar, Nazım Hikmet'ler... Degüstasyon'da yer alan Atatürk portresi kötü çizildiğinden dolayı sinirlenip 'Niye her yerde hep aynı kötü portre?' diye çıkışır. Resmi kötülemesi Atatürk'e hakaret olarak yorumlanır. Tutuklanarak karakola götürülür. Bakırköy Akıl Hastanesi'nde deli raporu çıkartılır. Hapishanede yatmamak için 2 yıl orada kalır. Burada Neyzen Tevfik'le aynı odayı paylaşır.
Kişisel arşivlerde İstanbul belleği Taha Toros arşivi
Akıl hastanesinde yattı
Muallâ içki yüzünden polisle başı belaya girince 1953'te Sainte Anne Akıl Hastanesi'ne yattı. 1956'da tekrar aynı hastaneye yattı. Akıl hastanesinde birçok çizime imza attı. Yakın dostu ressam Abidin Dino hastane günleri için, "Fikret Muallâ, kendini çizgilerle tedavi ediyordu. Sıkıntısını, acısını, korkusunu dışa vurmakla yeniyordu" demişti. Ferit Edgü ise şöyle demişti: "Her şey, bir hastanenin içinde, çaresiz insanların yaşadıkları 'anlardandır. Bu desenleri bir story board gibi yan yana dizdiğimizde, Sainte-Anne'daki günlük yaşamın filmini izler gibi oluruz, hatta filmin kahramanlarını bile."
Au Marche (1957)
Picasso'yu reddetti
Ses Dergisi'ndeki işleri müstehcen bulununca hakkında dava açıldı, davadan beraat etti ve Paris'e yerleşti. 1946'da Pablo Picasso ile tanıştı. Denilene göre Picasso, Fikret Muallâ'yı çok sevmiş ve beraber çalışmayı teklif etmiş ama Muallâ teklifi geri çevirmiş.
Pablo Picasso
Kendi kaleminden...
5 Kasım 1946'da Fikret Adil'e yazdığı mektuptan bir bölüm: "Pentürle hayatımı kazanıyorum. Daha ziyade kendimi öldürüyorum. Elimdeki avucumdaki ne ölecek, ne yaşayacak kadardır. Üstüm başım bitik, ne elbisem kaldı ne de çamaşır, kış fena halde geldi. Ömrüm pentür yapmak, desen çizmekle geçiyor. Paris'in ücra bir köşesinde dünyadan uzaklaşmakla uğraşıyorum. Maddi mücadele yoruyor. Sanat bu vaveylalı alemde tıpkı bir kedi miyavlaması gibi geliyor, bu alem insanlarına"
Auvers-sur-Oise (1949)
Yarı ekspresyonist, yarı fovist
Ressam, doğanın olduğu gibi temsili yerine duyguların ve iç dünyanın ön plana çıkarıldığı ekspresyonizm ve çiğ ve sert renklerin doğrudan kullanımı tekniği fovizm ile kendine bir tarz yarattı.
1967
19 Temmuz 1967 yılında Fransa'nın güneyinde Reillanne'da yaşamını yitirdi ve Paris Kimsesizler Mezarlığı'na gömüldü. Kemikleri 1974'te getirilerek Karacaahmet Mezarlığı'na gömüldü.
Japon eleştirmenden yorum
Japon sanat eleştirmeni Youki Desnos, Muallâ için şu cümleleri kurdu "Onun en korkmuş surat resimlerinde bile asla yapmacık bir çizgi göremezsiniz. Her detay iyi araştırılmış ve apaçık".
3 milyon 144 bin TL
Forbes Türkiye'nin 2017 Sanat Raporuna göre Türk resminde en çok ciro yapan 5 sanatçı arasında Fikret Muallâ 3 milyon 144 bin liralık ciroyla 3'üncü sırada yer aldı. Muallâ çalkantılı ve bohem hayatıyla, sanatıyla tarihe iz bıraktı.
3 tabloya 191 bin TL
Cem Yılmaz 2010 yılında düzenlenen bir müzayedede Fikret Muallâ'nın 3 tablosunu satın aldı. 'Poker' tablosuna 120 bin TL, 'Kadın ve Çiçek' tablosuna 24 bin TL, 'Sokak' tablosuna ise 47 bin TL teklif vererek sıkı bir Fikret Muallâ bayram olduğunu gösterdi.
Sürrealist Kompozisyon (1948)
Bir guaj eseri 190 bin TL
Geçen yıl bir müzayedede guaj eseri 190 bin TL'ye satıldı.
Kelepir fiyatına tablo
2014'te online açık artırma sitesi eBay'de kelepir fiyatına Fikret Muallâ tablosu satışa sunuldu. 1958 tarihli tablo 2 bin 750 dolara satışa çıkarıldı.
Renklerde Kaybolan Hayat
Film sanatçının yaşam hikâyesini anlatan uzun metraj bir biyografi-drama. Dostu, yazar-gazeteci Hıfzı Topuz'un anlattıkları ve Metin Güngör'ün araştırmaları en önemli kaynak. Çekimlere 2008'de başlandı ancak ekonomik nedenlerden dolayı 2018'de anca bitirildi. Filmin süresi 2 saat 15 dakika.
Filmin bütçesi 2 milyon dolar
Metin Güngör'e göre en az 20 milyon dolar bütçeye sahip olması gereken film 2 milyon dolarlık bütçeyle çekildi.
Hangi oyuncu kimi canlandırıyor?
Metin Güngör / Fikret Muallâ
Selen Görgüzel / Semiha Berksoy
Okan Bayülgen / Pablo Picasso
Ali Poyrazoğlu / Yaşlı Fikret Muallâ
Bedri Baykam / Neyzen Tevfik
Bora Gencer / Nâzım Hikmet
Öznur Kula / Muallâ'nın annesi
Mehmet Tokat / Muallâ'nın babası
Neslihan Maltepe / Picasso'nun eşi
Hıfzı Topuz / Hıfzı Topuz'un kendisi, gençliğini Korkmaz Polat canlandırıyor
Hakan Vardar / Dr. Mazhar Osman
'Kimse destek çıkmadı'
Filmin yapımcısı ve yönetmeni Metin Güngör filmle ilgili "Kültürümüzü tanıtıyoruz, müthiş bir şey yapıyoruz ve kimsenin katkısı olmadı. Tek destek çıkan Hakan Vardar oldu. 0 dönemin elbiselerini verdi ve sanat yönetmenliğini yaptı. Filmde drama, komedi her şey var" diyor.