Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Yaşam Abdullah Gül ile Ekmeleddin Bey'in beraber yayınladıkları Kutsal Topraklar Albümü... Murat Bardakçı yazdı

        MURAT BARDAKÇI / HT GAZETE

        Mekke ve Medine hakkında bugüne kadar yayınlanmış fotoğraf albümlerinin en mükemmelini, İslam İşbirliği Teşkilâtı'nın bünyesindeki İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi "IRCICA" geçtiğimiz günlerde yayınlandı.

        Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün himayesinde yapılan yayının ilginç taraflarından biri ise, girişteki iki ayrı önsözden birinin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, diğerinin de cumhurbaşkanlığı adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu tarafından yazılmış olması...

        DÜN, Ankara'dan üzerinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kartvizitinin bulunduğu ve mükemmel şekilde yayınlanmış hediye bir kitap geldi: "Osmanlı Dönemi Fotoğraflarıyla Haremeyn", yani Mekke ile Medine'nin Osmanlı zamanında çekilmiş olan fotoğrafları...

        Oldukça büyük boyda ve tam 12 kilo ağırlığında olan kitap, genel sekreterliğini bundan birkaç ay öncesine kadar şimdi cumhurbaşkanlığına aday olan Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun yaptığı İslam İşbirliği Teşkilâtı'nın bünyesindeki İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi "IRCICA" tarafından hazırlanmış ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün himayesinde yayınlanmış. Eserde, fotoğrafın 19. asır ortalarında Osmanlı topraklarına gelmesinden itibaren Mekke ve Medine'de çektirilmiş yüzlerce resim yeralıyor. Türkçe, İngilizce ve Arapça açıklamalarla yayınlanan fotoğrafların çoğu Sultan Abdülhamid tarafından çektirilmiş resimlerin teşkil ettiği "Yıldız Albümleri"nden alınmış; bazıları da Medine'nin Birinci Dünya Savaşı senelerindeki unutulmaz müdafii Fahreddin Paşa'nın kolleksiyonundan temin edilmiş.

        HÜZNE SEVKEDİYOR

        Kutsal toprakların kudsiyetine uygun ve oraları hatırlatır şekilde bastırılmış olan albüm, üzerinde Cumhurbaşkanlığı forsunun bulunduğu yine kitap şeklinde devâsâ bir kutuda muhafaza ediliyor ve kutu, Kâbe'nin "kisve"sinin, yani siyah örtüsünün benzeri olan ve nano teknoloji ile özel şekilde dokunmuş siyah, kalın bir kumaşa sarılı. Ön ve arka kapaklara ilâve edilmiş diğer kapaklar açıldığında, içlerinden Mekke ile Medine'nin bundan yüz küsur sene önce çekilmiş birkaç metre uzunluğundaki panoramik fotoğrafları çıkıyor.

        Kitaptaki fotoğraflar, dikkatli şekilde bakanları artık vârolmayan ve unutulmuş bir Haremeyn'e, Osmanlı zamanının Mekke'si ile Medine'sine götürüyor. Kâbe'nin ilerisinde vakti zamanında Mekke'yi koruyan Türk askerlerinin garnizonu olan ama birkaç sene önce buldozerlere teslim edilerek yerine Zemzem Kuleleri'nin dikildiği Ecyad Kalesi'ni bütün haşmeti ile görüyorsunuz. Harem-i Şerif'i çevreleyen Türk revakları size o günlerin hüznünü yansıtıyor, Kâbe'nin çevresinde asırlar boyunca vârolmuş ama 1925'ten itibaren kademeli olarak yıktırılmış olan daha birçok mekân ve hatıra, bu hüznü daha da derinleştiriyor. Medine'yi İngiliz desteğindeki isyancı Araplar'a karşı koruyan Fahreddin Paşa'nın fotoğrafları ise, hüznü derin bir ıztıraba naklediyor.

        Kitabın bugün için fotoğrafları kadar önemli olan bir başka tarafı daha var: Önsözleri...

        Eserin "Takdim" başlıklı ilk önsözünü, yayını "himayesinde" yaptıran Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yazmış. Gül, önsözünün sonlarına doğru "Bu vesileyle başta Sultan İkinci Abdülhamid olmak üzere mukaddes mekân ve emanetlere dört yüzyıl boyunca lâyıkıyla hizmet etmiş olan ecdadımızı şükranla yâdediyorum" diyor.

        ALBÜMLERİN EN İYİSİ

        "Paha Biçilmez Bir Koleksiyon" başlıklı ikinci önsöz ise, İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi "IRCICA"yı kuran ve senelerce başında bulunan, ardından da İslâm İşbirliği Teşkilâtı'nın birkaç ay öncesine kadar genel sekreterliğini yapmış olan Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu'na ait!

        Bu iki girişi, IRCICA'nın Genel Direktörü Halit Eren'in önsözü ve eserde yeralan fotoğraflar ile ilgili açıklamaların yeraldığı uzun bir incelemesi takip ediyor.

        "Mekke ile Medine'nin tarihî görüntülerine yer veren ve aynı konuda şimdiye kadar yayınlanmış albümler arasında en mükemmeli olan bu kitap, kutsal topraklara merak duyan hemen herkesin elinin altında bulunsa" diyeceğim ama az sayıda basılmış olduğu için buna maalesef imkân yok.

        Dolayısı ile, bu esere bendeniz gibi sahip olanlar, kendilerini şanslı addetmelidirler!

        ESKİ İFTARSOFRAMIZ

        Mahlût turşusu

        HIYAR, dolmalık kabak, kavun ve karpuzun küçüklerinden yeteri kadar bir boyda alınıp, birarada az haşlanır. Sudan çıkartılır, üzerleri bıçakla delinip sırlı kavanoza veya fıçıya yerleştirilir, ağzına kadar sirkeyle doldurulup kapatılır, 15 gün bekletilir. Artık sofraya gelmeye hazır olmuşlardır. Eğer bir sonraki seneye kalmaları arzu edilirse, konulan sirke üç defa değiştirilir ve içerisine küçük yeşil biberle ufak doğranmış havuç da ilâve edilir. Sirkenin mutlaka kavanozun tepesine kadar doldurulması gerekir.

        HATTIN ÜSTADLARI

        Ahmed Karahisari

        ASIL adı Ahmed Şemseddin olan ve sanat hayatına İkinci Bayezid'in tahta çıktığı yıllarda başlayan Ahmed Karahisari, 1470'lerde Afyon'da doğdu, 1556'da İstanbul'da öldü.

        Hocası Esedullah-ı Kirmanâ'nın etkisinde kalarak Yakut'un üslubunu benimseyen Ahmed Karahisari, 13. asırda yaşayan ve çok önemli bir hat ekolü kurmuş olan Yakut'un Osmanlı ülkesindeki temsilcisi oldu. Yakut'un yazıda nisbeten sağlamayı başardığı anatomik güzelliği ve dinamizmi daha ileri götürerek onu aştı. Başka bir ifadeyle, Yakut'un sıradan bir takipçisi olarak kalmadı, üstünlüğü sayesinde meraklıları peşinden sürükleyecek bir üslup meydana getirdi ve bu üsluba "Ahmed Karahisari Ekolü" adı verildi. Karahisari'nin sülüs yazılarında ciddi ve azametli, muhakkak yazılarında ise abidevî bir duruş ve görünüş sezilir.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa