Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Değişiklik paketindeki 15. madde tartışılıyor

        Anayasa değişikliği için hazırlanan teklif taslağı dün açıklandı, birçok madde üzerinde tartışma yaşanıyor. Bugünkü polemik sayfamızı Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçilmesini düzenleyen paketteki 15’inci maddeye ayırıyoruz. Anayasa’nın 146’ncı maddesini değiştiren 15. maddeye göre; Cumhurbaşkanı; 3 üyeyi Yargıtay, 2 üyeyi Danıştay, 1 üyeyi Askeri Yüksek İdare Mahkemesi genel kurullarınca kendi başkan ve üyeleri arasından her boş yer için gösterecekleri 3’er aday içinden; 3 üyeyi Yüksek Ögretim Kurulu’nun kendi üyesi olmayan yüksek öğretim kurumları öğretim üyeleri arasından göstereceği 3’er aday içinden; 5 üyeyi üst kademe yöneticileri, serbest avukatlar veya Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından; 2 üyeyi ise yüksek öğrenim görmüş TC vatandaşları arasından seçecek. Son iki üyenin hukuk mezunu olma şartı aranmadan yüksek öğrenim görmüş T.C. vatandaşları arasından seçilmesi uygun mu? Herhangi bir fakülte mezunu Anayasa Mahkemesi üyesi olabilir mi? Hukukçulara sorduk...

        Gülin YILDIRIMKAYA

        gulinyildirimkaya@haberturk.com

        ‘Kurulda doktor da olmalı sosyolog da karşı çıkmak yanlış’

        Dicle Üni. Hukuk Fak. Öğr. Üy. Prof. Dr. FAZIL HÜSNÜ ERDEM:
        ‘Sağlık alanına ilişkin çıkarılacak bir kanunun Anayasa’ya uygunluğu denetlenirken sağlıkçıların da bu konuda görüşlerinin alınmasında, bu işe dahil edilmesinde herhangi bir beis yok’
        YENİ pakette genel olarak muhakkak eksiklikler var, esas itibarıyla yapılması gereken yepyeni bir Anayasa’ydı. Bu Anayasa’da ne kadar değişiklik yaparsanız yapın, hâkim olan otoriter ve devletçi ruhu silebilmek mümkün değil. Yeni Anayasa yapılamadığına göre ya da yapılma noktasında bir mutabakat oluşamadığına göre, mevcut Anayasa’da olumlu anlamda değişikliklerin yapılması hiç yoktan iyidir diyebiliriz. Genel olarak bakıldığında hem demokrasi hem hukuk devleti hem de insan hakları açısından olumlu gelişmeleri ifade eden değişiklik tekliflerinin var olduğunu söylemek mümkün. 15. maddede geçen Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçimine dair ifadeye de olumlu bakmak gerekiyor: Mevcut düzenlemede zaten Cumhurbaşkanı’nın üst düzey bürokratlar arasından atama yapma yetkisi vardı. Bu üst düzey bürokratlar tıp kökenli olabileceği gibi mühendis de olabiliyordu. Yeni düzenlemede dışarıdan herhangi bir üniversite mezununun da dahil edilebilecek olması bir yönüyle zaten uygulanan bir uygulama.
        ‘CUMHURBAŞKANI ATAMA YAPARKEN DİKKAT EDER’

        Ancak bu düzenleme geçtiği ve Anayasa hükmü haline geldiği takdirde sanıyorum Cumhurbaşkanı atamaları yaparken dikkat de eder. Anayasa yargısını bilmek hiç kuşkusuz önem taşıyor üyelik söz konusu olduğundan ama şöyle bir yanı da var: Anayasa yargısı parlamentonun çıkarmış olduğu kanunları denetlerken aynı zamanda birtakım teknik düzenlemeleri de denetleme yoluna gidiyor. Dolayısıyla bu teknik düzenlemelerde teknik bilgisi olan kişilerin varlığı aslında önem taşıyor. Bu kişiler tıp mezunu da olabilir, sosyoloji mezunu da olabilir.

        ‘FARKLI ALAN UZMANLARINA İHTİYACIMIZ VAR’

        Çoğunluğun hukukçulardan oluşması mahkemenin işleyişi açısından politik sonuçlar doğurabilir, hukukçu dışındaki kişilerin seçilmesinde herhangi bir beis olmasa gerek. Sağlık alanına ilişkin çıkarılacak bir kanunun Anayasa’ya uygunluğu denetlenirken sağlıkçıların da bu konuda görüşlerinin alınması, bu işe dahil edilmesinde herhangi bir beis yok. Dolayısıyla kategorik olarak karşı çıkmak doğru değil, bazı branşlarda yararlı bile olabilir. 15. maddenin bu ifadesi bana göre ucu açık ve sorun yaratacak bir madde olarak görünmüyor.

        ‘Demokratikleşmeyle açıklanabilecek bir karar değil, hukukçu olmayan üyeler atanmamalı’

        Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.Mithat SANCAR:
        ŞİMDİKİ düzenlemede de bütün üyeler hukukçu değil. Cumhurbaşkanı yedi üyeyi doğrudan atıyor, bunlardan beşi üst düzey yöneticiler. Ben Anayasa Mahkemesi’nde hukukçu olmayan üyelerin fazlalığına hep karşıyım. Şu anki sistemde de, mevcut önerilen sistemde de aynı şey var. Üst kademe yöneticilerin veya yüksek öğrenim görmüş vatandaşın başka yerlere seçilmesi belki düşünülebilir ama Anayasa Mahkemesi’nde tartışılan konular büyük çoğunlukla çok önemli hukuksal bilgi gerektiren konulardır ve genel hukuk bilgisi bile çoğu zaman yetersiz kalır. Anayasa hukuku, kamu hukuku bilgisi çok gereklidir. Anayasa Mahkemesi’nin yapısını oluştururken buna mutlaka dikkat etmek gerektiğini düşünüyorum. Hem bürokratların hem de sıradan vatandaşların atanmasını ben doğru bulmuyorum. Bu Anaysa Mahkemesi’nin yapısının demokratikleşmesiyle açıklanabilecek bir şey değil.

        ‘Yüksek öğrenim görmüş her TC vatandaşının Anayasa Mahkemesi’nde ne işi var? Bir makine mühendisi veya biyoloğun rahatlıkla Anayasa Mahkemesi üyesi olamaması lazım’

        Selçuk Üni. Hukuk Fak. Öğr. Üy. Prof. Dr. YAVUZ ATAR:
        MEVCUT düzenlemede 15. maddedeki ifade çok açık uçlu ve sakıncalı. Yüksek öğrenim görmüş her TC vatandaşının Anayasa Mahkemesi’nde ne işi var? Dışarıdan seçilecek bu iki üyeyi bırakın, üst kademe yöneticilerden de beş kişi seçilecekmiş. Üst kademe yöneticilerin bile bu kadar olması çok sakıncalı, bu beş tane vali demek anlamına gelebilir, böyle bir şey olabilir mi? Biz Anayasa Mahkemesi kaliteli olsun diye senelerdir uğraşıyoruz, biz bugüne kadar neleri eleştirdik, neler oluyor... Şu andaki üç üst kademe yöneticisinin bile yanlış olduğunu düşünürken bunu beşe çıkarıp, iki üyeyi de dışarıdan seçecek olmak çok ama çok sakıncalı. Yeni düzenlemede iki daire yapılması planlanıyor, herhalde dışarıdan gelecek bu üyeler de dışarıdan gelecek başvuruları inceleyecek! Herhalde böyle düşündüler! Son derece ucu açık bir ifade, çok yanlış buluyorum. Bir makine mühendisi veya biyoloğun rahatlıkla Anayasa Mahkemesi üyesi olmaması lazım...

        ‘Herhangi biri seçilemez, mutlaka şartları olacaktır’

        Eski Anayasa Mahkemesi Başkanvekili GÜVEN DİNÇER:
        ANAYASA Mahkemesi kuruluş maddesinde üyelik şartlarının yer aldığı bir madde vardır, tüm şartlar yazılıdır. Herhangi biri üye olarak seçilemez mutlaka belirli ölçütleri vardır, öbür maddeye bakmak ve o şartları incelemek gerekiyor.

        ‘Dışardan seçilebilecek değerli insanlar var, bu güzel bir gelişme’

        Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. YILDIZHAN YAYLA:
        ANAYASA paketindeki YAŞ kararlarına, 12 Eylül’e, HSYK kararlarına yargı yolunun açılması ile askere sivil yargı yolunun açılması gibi maddelerdeki değişikliklerin iyi ve doğru olabileceğini düşünmekteyim. Değişiklik bu kadarla kalacaksa güzel. Ama eğer yargıyı iyice pasifize edecekse, yargısal denetimi kapatıyorsa, açmayacaksa kötü olabilir. Yargının etki altına alınmaması gerekmektedir. Bu değişiklik paketinde de yargı etki altına alınırsa sonucu kötü olur diye düşünüyorum.

        Pakette Anayasa Mahkemesi 19 üyeden oluşacak, görev süresi 12 yılla sınırlı olacak ve bir üye 2. defa seçilemeyecek. Üyelerin 16 tanesi Cumhurbaşkanı, 3’ü Meclis tarafından seçilecek. Mahkeme 3 daireden oluşacak. Yüce Divan kararlarına itiraz edilebilecek şeklinde de bir madde var. Bu biraz yargıya

        müdahale gibi görünüyor. Bu kısmın eski haliyle kalması daha iyi olabilirdi. Yargıya pek dokunmamak lazım. Bu değişiklik paketinde eksiklikler değil biraz fazlalıklar var.

        Mesela Cumhurbaşkanı’nın Anayasa’ya 16 üye seçmesi fazla. Bu kısım biraz sakıncalı. Bence bu rakamlarla çok fazla oynamamaları gerekiyordu. Yoksa yargı yolunun açılmasıyla ilgili maddeler çok iyi hazırlanmış bana göre. Anayasa Mahkemesi’ne de bireysel başvurular olabilir, bu da çok güzel bir gelişme. Bir de Anayasa Mahkemesi’ne iki üye de dışarıdan, yüksek öğrenim görmüş, T.C. vatandaşı kişilerin seçilme durumu var. Bunun sorun doğuracağına dair görüşler var ama bu durum bir problem yaratmaz.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa