Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nasuhi Güngör Kurultay, MHP ve "devlet aklı"
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Dün Ankara’da MHP’nin 14. Olağan Büyük Kurultay’ını takip ettik. Erken saatlerde, muazzam bir organizasyonla tıklım tıklım dolan bir salon. Sloganlardan sahne düzenine ve en önemlisi program akışına kadar saat gibi işleyen bir kurultay. Bu izlenimi, benzeri organizasyonlarda o salonlarda yaşadığımız sorunlara atıf olsun diye sizlere aktarıyorum.

        Kuşkusuz seçimlere iki hafta kala, Cumhur İttifakı’nın ikinci büyük üyesinin ve liderinin vereceği mesajlar önemliydi. Nitekim Genel Başkan Devlet Bahçeli, konuşmasının sonunda “Bu benim final seçimim” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a verdiği mesajla gündeme damgasını vurdu.

        “Sayın Cumhurbaşkanı, ayrılamazsın. Türk milletini yalnız bırakamazsın. Cumhur İttifakı olarak yanındayız. Yeni yüzyılın kurtarıcı lideri olarak seni görmek istiyoruz.”

        Kurultayda verilen bu mesajı anlayabilmek için, MHP’nin siyaset tarzı ve kritik zamanlardaki rolü üzerine bazı değerlendirmeler yapmak istiyorum.

        27 YIL VE KRİTİK HAMLELER

        Devlet Bahçeli, tam 27 yıldır partisinin başında. Kritik zamanlarda kendine özgü üslubuyla yaptığı çıkışlarla, Türkiye’de siyasetin önünü açtığı ya da rotasını belirlediği çok sayıda örnek var bu uzun dönemde. 2002 seçimlerine giden yolu işaret etmesi, 2007’de cumhurbaşkanlığı krizinde çözümün önünü açması, 2015 Haziran seçimlerinin daha ilk akşamında yaptığı çağrı ve nihayet Cumhur İttifakı’nın kuruluşundaki katkısı bu hamlelere sadece birkaç örnek.

        Bunların hesapsız ve çoğu zaman tepkisel çıkışlar olduğunu düşünenler sonuçta hep yanıldı. Siyasi çıkar ve iktidar nimetlerinin paylaşımı üzerinden okumaya çalışanlar da aynı akıbete uğradı. Devlet Bahçeli ve partisinin siyasi duruşunun, devlet aklına sağladığı katkılar üzerinden okunmadığı takdirde anlaşılması kolay değil.

        Cumhurbaşkanına yaptığı “Yeni yüzyılın kurtarıcı lideri olarak seni görmek istiyoruz” çağrısının da.

        CUMHUR İTTİFAKI'NIN MİLADI

        Dünkü kurultaya Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından gönderilen kutlama mesajı, ittifakın miladına işaret ediyordu.

        “15 Temmuz darbe gecesinden beri devletimizin bekası, milletimizin huzuru, ülkemizin güvenliği için Cumhur İttifakı çatısı altında MHP ile yol yürüyoruz.” İttifakın resmileşmesinden çok daha önce, bir büyük tehdit karşısında şekillendiğini ifade etti Cumhurbaşkanı Erdoğan.

        Bir de şu alıntıyı yapalım aynı metinden: “Cumhuriyetimizin ilk asrından en büyük demokrasi ve kalkınma atılımı olan, ilk tohumlarını Devlet Bahçeli'nin attığını bildiğimiz 2023 hedeflerini birlikte hayata geçirdik.” Bu da Bahçeli’nin daha genel başkanlığının ilk yıllarında cumhuriyetin yeni yüzyılına dair ortaya koyduğu hedef ve çağrılara yönelik bir atıftı. Tam burası bu siyasi hareketin rolüne ve geleceğe dair “kurucu önerileri”nin gücüne işaret ediyor.

        SÖYLEMİN GÜCÜ VE HEDEFİ

        MHP, bir doktrin partisi. Hemen her dönemde kritik metinler üretiyor. Bahçeli’nin grup konuşmalarında, güncel siyasetin tartışmaları yer alsa da; asıl vurgular devlet hayatı ve ülkenin geleceği üzerinde şekilleniyor. İçeriğine katılıp katılmamak ayrı bir tartışma. Ancak altını çizmek istediğim üç nokta var.

        Birincisi burada inşa edilen söylemin gücü. İkincisi kendi geçmişiyle olan bağı ve tutarlılığı. Üçüncüsü, gündelik siyasetin üzerinde kalarak “devlet aklı”nı zengin ve derin kılmayı hedeflemesi.

        Mesela buradan bakıldığında hemen her kabine tartışmasında ortaya çıkan “MHP’ye bakanlık verilecek mi” başlığının ne denli anlamsız olduğunu görebiliriz. Aksini duymadım ve bilmiyorum. Bu konuda hiçbir talepleri olmadı AK Parti’den.

        Peki bu tavır, ana uğraşı siyaset olan bir yapının esasen siyaset yapmadığı anlamına mı geliyor? Başka bir soruyla sadece tevazu ya da geride durmaktan ibaret bir tavır mı? Elbette değil. Aksine MHP’nin siyasetteki gücünün kaynağı ve rolü tam olarak burası.

        DEVLET AKLI DEYİNCE

        “Devlet aklı”na dair pek çok tarif bulabilirsiniz. Şöyle özetleyebilirim kendi anladığım kadarıyla. Devletin davranış ve eylemlerini yönlendiren ilkeler ve yasaların yanı sıra; hedeflerine dair bir yol haritası. Çok farklı aktörlerin doğal katkısının yanında; kurumsal yapıların da ürettiği öneri ve yaklaşımların bileşkesi. Dolayısıyla “devlet aklı”, devletin kendisini bilmesi ve yön vermesi için ihtiyaç duyduğu tecrübe, duyarlılık ve tüm bunlar için gereken irade aynı zamanda.

        Bugün MHP’yi konuştuğumuz için söz konusu alanda onun katkısını tarif etmeye çalışıyorum. MHP, 2015 itibariyle bir ittifak zemininde Türkiye’nin nereye gittiğine ve karşı karşıya olduğu tehditlere dair kendi fikir ve önerilerini siyaset zemininde paylaşıyor. Bu sadece entelektüel bir faaliyet olarak değil, yukarıda tarif etmeye çalıştığımız “devlet aklı”nın işleyişinde aktif rol almak ve katkı sağlamak için ortaya konuluyor.

        Türkiye’de milliyetçilik yükseliyor, bunun anlamı, kapsamı ve gelecek öngörüsü nedir diye soranların; bu noktaya bakmaları daha doğru bir tercih olabilir. Dahası, ülkeyi yönetmeye talip olan herkesin, kendisinin bu yöndeki katkılarının ne olacağına kafa yorması da Türkiye için daima zenginlik ve umut kaynağı olacaktır.