Şampiyonlar Ligi karşılaşması sonrası alınan galibiyet lig yarışı adına önemliydi.
Sarı-Kırmızılı takım Pendik karşısında, Manchester United maçının kadrosuna göre değişiklik yapmıştı.
Okan Buruk; Angelino, Ndombele, Mertens’i yedek bekletirken, Abdülkerim ve Zaha’yı dinlendirmek amacıyla kadroya almamıştı.
Galatasaray’ın geniş kadrosunda kimin oynadığı çok da önemli değildi aslında.
Karşısında güçsüz bir takım olan Pendikspor vardı.
Nelsson ile Tete’nin de uzun zaman sonra 11’de sahaya çıkması dikkat çekti.
Taraftar bu maçı nasıl olsa kazanırız beklentisi içerisindeydi. Öyle de oldu. İkinci yarı atılan gollerle 3 puan alındı.
Özellikle ilk yarısı temposuz, yavaş ve yavan geçen bir maçtı.
Her iki takım da ilk 30 dakika şut atamadı.
Pendikspor, öncelikle gol yememeyi düşünmüştü. Kalabalık bir savunma bloğu ile rakibine gol şansı vermek istemediler.
Bu taktik anlayışları 69. dakikaya kadar gerçekleşti.
Pendikspor, savunma anlamında başarılı olsa da, ofansif olarak zayıf kaldı. Son hareketleri yapmakta beceriksizdiler.
Az adamla öne çıktılar. Etkili olamadılar.
Galatasaraylı oyuncular 50 bin taraftar önünde oynamaya alışmış. Mahalle arasında yapılan maçı doğal olarak yadırgadılar.
Motivasyon olarak kendilerini maça veremediler. Üç gün önce oynadıkları yüksek tempolu bir maçın ardından fiziksel yorgunlukları göze çarptı. Kendilerini zorlamadılar.
Bireysel yetenekli oyuncular ile sonuç alacaklarına inançları vardı.
İkinci yarı, maçın rengi ve ritmi değişti. Okan Buruk’un yaptığı değişiklikler sonucu etkiledi.
Okan Hoca, Kazım’ın yerine Barış’ı görevlendirdi. Barış, savunma ve ofansif oynama konusunda başarılıydı. Oyuna girdikten sonra takıma enerji kattı.
İlk golde kaleci Erdem’in sektirdiği topu iyi takip eden Bakambu’nun fırsatçılığı sonuç verdi.
İkinci golü atan Ziyech, yine ceza sahası dışından çok güzel bir şut attı. Erdem, biraz önde kalmasının bedelini ağır ödedi.
Kötü bir oyun sonucu alınan 3 puan Galatasaray adına sevindirici oldu.
Takım performansının bu kadar düşük seviyede olması yadırgansa da, M.United maçı nedeniyle hoşgörü ile karşılandı.
Dikkat çeken bir başka konu ise, Icardi’nin sessizliği oldu. Golcü, yine boş geçti. Savunma arasında kayboldu.
