Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Ruh Sağlığı Neden aynı dizileri tekrar tekrar izliyoruz?

        Her birimizin ekranlara bağlandığı ve asla vazgeçemediği belli başlı diziler var. Bu satırları okurken sizin de hayatınıza dokunan diziler, izlerken sanki kendi evinizdeymişsiniz gibi hissettiren dizi karakterleriyle kurduğunuz duygusal bağ gözlerinizin önünden geçiyordur. Kimine göre bu dizi, 1994-2004 yılları arasında tam 10 sezon boyunca ekranda kalmış ve yayınlanmasının üstünden 30 yıl geçmesine rağmen hala her kuşağa hitap eden Friends, kimine göre 2005-2014 yılları arasında tam 9 sezon sürmüş ve bugün bile 'İzlediğim en iyi diziydi' dedirten How I Met Your Mother. Türk yapımı denildiğinde de hiç şüphe yok ki çoğumuz için; hala arkadaş ortamlarında akıllara kazınmış Burhan repliklerinin, tekrar edilerek kahkalarla gülündüğü Avrupa Yakası. Bu liste böyle sürüp gider... Bizler zamanında çok güldüğümüz ya da ruhumuzu okşayan bu dizileri izlemeye muhtemelen hep devam edeceğiz. Dizinin başını da sonunu da ezbere bilsek de, yine yeniden izlemek bize hep keyif verecek.

        ESKİ GÜNLERE ÖZLEM Mİ, TAKINTI MI?

        Psikiyatri Uzmanı Dr. Seda Tanrıverdi Oluğ, hepimizin belli başlı tutunduğu bu dizileri tekrar tekrar izlemenin eski günlere özlem mi yoksa bir takıntı mı olduğu sorusuna şu yanıtı veriyor:

        "Diziler 1970’li yıllardan beri hayatımızdalar. Zaman içerisinde TV dizilerine dijital platformlarda üretilen içeriklerin de eklenmesiyle seçenekler artsa da yine de bazı dizileri tekrar tekrar izlemekten vazgeçmiyoruz. Friends’i veya Avrupa Yakası'nı tekrar tekrar izlememizin bilimsel olarak da açıklanmış birkaç nedeni var" diyor.

        Çok sayıda seçenek arasından aynı diziyi tekrar izlemeyi seçmemizin ve izlerken keyif almamızın kişiden kişiye değişen farklı sebepleri olduğunu söyleyen Oluğ, Journal of Experimental Social Psychology dergisinde yayınlanan bir makalede sevilen TV programlarının duygular üzerine etkisinin araştırıldığını söylüyor.

        "YENİDEN OYNAT" TUŞUNA BAĞLILIĞIN SEBEBİ YALNIZLIK HİSSİ Mİ, AİDİYET Mİ?

        Peki "Yeniden oynat" tuşuna bu kadar bağlı olmamızın olası sebepleri neler olabilir?

        Psikiyatri Uzmanı Dr. Seda Tanrıverdi Oluğ'a göre, bu dizi izleme davranışımızı ortaya çıkaran ortak sebepler şöyle:

        Yalnızlık hissi: Araştırmanın sonucu insanların kendilerini yalnız hissettiklerinde favori televizyon dizilerine yöneldiklerini ve daha az yalnız hissettiklerini gösteriyor.

        Aidiyet hissetme isteği: Favori dizileri izlerken yaşanan aidiyet ve tanıdıklık duygusunun kişilerin daha uzun süre keyif almalarına yol açtığını gösteriyor. Karşınızdaki kişinin ne söyleyeceğini ve ne yapacağını zaten bildiğiniz bir etkileşimde konfor alanınızdasınızdır ve tek yapmanız gereken orada oturup keyfini çıkarmaktır...

        Olumsuz duyguları tamponlama: Araştırma, favori televizyon programları hakkında düşünmenin, benlik saygısı ve ruh halindeki düşüşlere, reddedilme duygularındaki artışlara karşı tampon oluşturduğunu gösteriyor.

        İrade rezervlerini yenileme: Makale, sevilen bir TV programının tekrarını izlemenin, irade veya özdenetim rezervlerini tüketen insanlarda işleri halletme dürtüsünü geri kazanmaya yardımcı olabileceğini buldu.

        Araştırmanın yapıldığı Buffalo Üniversitesi Bağımlılık Araştırma Enstitüsü'nde araştırmacı bilim insanı olan Jaye Derrick, "İnsanlar dikkat, motivasyon gibi değerli zihinsel kaynaklardan oluşan sınırlı bir havuza sahiptir" diye açıklıyor.

        Derrick, "Onları bir görevde kullandıklarında, bu sınırlı kaynağın bir kısmını tüketirler. Bu nedenle, bir sonraki görev için daha az irade ve özdenetime sahip olurlar. Yeterli zaman geçtiğinde bu zihinsel kaynaklar yenilenecektir. Ancak onları daha hızlı bir şekilde geri kazanmanın yolları olabilir" diyor.

        HERKES 'TELEVİZYON İZLEMEYİ BIRAK' DİYOR AMA...

        Psikiyatri Uzmanı Dr. Oluğ, her zaman koltuktan kalkmamız, televizyon izlemeyi bırakmamız ve hareket etmemiz gerektiğini duyuyoruz. Peki ya belirli koşullar altında televizyon izlemek, zor bir görevin üstesinden gelmek için ihtiyaç duyulan zihinsel desteği sağlıyorsa? diye soruyor.

        Derrick'in araştırmasına göre, bu yollardan biri de en sevilen TV programını yeniden izlemek.

        Oluğ, "Bunu rahatlatıcı buluyoruz; çünkü karakterlerin ne söyleyeceğini ve ne yapacağını zaten biliyoruz. Sevdiğiniz bir dizinin tekrarını izlerken, yeni bir uyaranı algılamak için çaba harcamamız gerekmiyor. Özdenetim ya da irade için gereken zihinsel enerjiyi harcamıyoruz. Aynı zamanda, dizinin karakterleriyle 'etkileşimimizden' keyif alıyoruz ve bu aktivite enerjimizi geri kazandırıyor" diyor.

        SEVİLEN DİZİYİ İZLEMEK ENERJİYİ ARTIRIYOR

        Oluğ, çalışmayı şöyle özetliyor: "Katılımcıların yarısından konsantre olmalarını ve çaba göstermelerini gerektiren bir görevi tamamlamaları istendi. Diğer yarısından ise benzer ancak onlara daha fazla özgürlük tanıyan ve çok daha az çaba gerektiren bir görevi tamamlamaları istendi. Ardından katılımcıların yarısından en sevdikleri televizyon programı hakkında yazmaları, diğer yarısından ise odalarındaki eşyaları listelemeleri istendi ("nötr" bir görev). Bunu takiben, katılımcılara iradelerindeki azalma ya da yenilenmeyi ölçmek için test uygulandı. Yapılan deneyin sonucunda sevdikleri TV dizisi hakkında yazan katılımcıların kendilerini çok daha enerjik hissettiklerini, ayrıca daha çok çaba gerektiren görevi yaptıklarında sevdikleri dizi hakkında daha uzun süre yazdıklarını ortaya koydular. En sevdikleri televizyon programı hakkında yazmak enerji seviyelerini geri kazandırdı ve bu, zor bir bulmacada daha iyi performans göstermelerini sağladı.

        İkinci çalışmada ise katılımcılardan günlük tutmaları istendi. Her gün çaba gerektiren görevlerini, medya tüketimlerini ve enerji seviyelerini rapor ettiler. Zahmetli görevler yapmaları gerektiğinde, en sevdikleri televizyon programının tekrarını arama, en sevdikleri filmi tekrar izleme veya en sevdikleri kitabı tekrar okuma olasılıkları daha yüksekti. Bunları yapmak enerji seviyelerini yeniden yükseltti."

        TANIDIK KURGUSAL DÜNYANIN ONARICI BİR ETKİSİ VAR

        Tanıdık bir kurgusal dünyanın ölçülebilir bir onarıcı etkisi olduğunu kaydeden Psikiyatri Uzmanı Dr. Oluğ, şöyle devam ediyor: "Ancak bu, insanların herhangi bir TV programının önünde kendinden geçmesi gerektiği anlamına gelmiyor. Araştırmanın ilginç sonuçlarından biri de onarıcı etkinin, favori dizileri yeniden izlemeye (ya da favori filmleri yeniden izlemeye veya favori kitapları yeniden okumaya) özgü olması. Sadece televizyonda ne varsa onu izlemek aynı faydayı sağlamıyor."

        SEVİLEN BİR TV PROGRAMINI İZLEMEK, GENEL İYİLİK HALİNİ ARTIRMAYA YARDIMCI

        Ayrıca şaşırtıcı bir şekilde, sevilen bir televizyon programının yeni bir bölümünü ilk kez izlemenin de aynı faydayı sağlamadığını belirten Oluğ, "Araştırmanın bulguları, televizyon izlemenin bizim için tamamen kötü olduğu yönündeki bazı düşünceleri ortadan kaldırabilir. Şiddet içeren televizyon içeriklerinin saldırganlığı artırabileceğini ve televizyon izlemenin artan obezite salgınına katkıda bulunabileceğini gösteren araştırmalar olsa da, sevilen bir televizyon programını izlemek genel iyilik halini artırabilecek çeşitli faydalar sağlayabilir."

        Psikiyatri Uzmanı Dr. Seda Tanrıverdi Oluğ
        Psikiyatri Uzmanı Dr. Seda Tanrıverdi Oluğ

        Kaynaklar:

        1. Derrick, Jaye L., Shira Gabriel, and Kurt Hugenberg. "Social surrogacy: How favored television programs provide the experience of belonging." Journal of Experimental Social Psychology 45.2 (2009): 352-362.

        2. Derrick, Jaye L. "Energized by television: Familiar fictional worlds restore self-control." Social Psychological and Personality Science 4.3 (2013): 299-307.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa