Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Medya Ünlü radyocu artık televizyonda

        Dokuz yıldır program yaptığı Power FM’den geçen haftalarda ayrılıp Virgin Radio’ya transfer olan radyocu Bay J’nin önünde bugün yeni bir kapı daha açılıyor. Star TV’nin “Çal Kalbimi” isimli yeni izdivaç programını sunacak. Bu konuda fazlasıyla heyecanlı olan sunucu “Kariyerime sadece radyo programcısı olarak devam etmek istemedim ve transfer oldum. Artık TV’de de varım. ‘Çal Kalbimi’ klasik izdivaç programları gibi değil; kavga gürültü yok, bol eğlence var” diyor.

        Star TV’de program sunmaya başlıyorsunuz. “Çal Kalbimi” nasıl bir program?

        Yabancı formatlı bir izdivaç programı. Orijinal ismi “Take Me Out”. İzdivaç programı denilince akla şu an yayımlananlara benzer bir şey gelmesin. Bizimki komik bir şov-yarışma programı. Zaten yıllardır radyolardan “Evlenmeyin” diye bağıran ya da kocasını bıktıran kadın esprileri yapan biri olarak izdivaç programı sunmayı kabul etmemin nedeni de işin çok eğlenceli olması. Formatımızda birbirinden güzel 30 kadın ve bir tane erkek, yani beyaz atlı prens var. Prens etaplardan geçerek kadınlara kendini ispatlamaya çalışıyor. Ben de bu etaplarda onu destekliyorum. Programda yüzde 100 erkek tarafıyım. 30’a karşı bir hiç adil değil, bari 30’a karşı iki olsun.

        Radyoda sadece sesinizle tanındınız. Pat diye ortaya çıkmak, gizemi bozmak kariyerinize zarar verebilir mi?

        Gizem meselesi şöyle: Brad Pitt de değilim Danny DeVito da. Yani insanlar yüzümü görünce “Aman tanrım, bu da neymiş?” gibi bir şok yaşamadılar, sokaktaki on kişiden dokuzuna benzeyen standart bir adamım. Fanatik dinleyicilerim arasında “Sakın yapma Bay J” diyenler çok oldu ama dokuz yıl boyunca bu tür teklifler geldi ve ben değerlendiremedim. Artık hayalimdeki işleri yapmak istiyorum.

        Daha önceki teklifleri neden değerlendiremediniz?

        Power FM’in kuralları nedeniyle. Cem Hakko harika bir patrondur ve her şeyden önemlisi bir radyo sevdalısıdır ancak kendine has bazı kuralları var. Radyo programcılarının yüzlerini göstermelerine, dublaj yapmalarına, röportaj vermelerine ya da TV’de iş yapmalarına izin vermez. Bunların büyüyü bozacağına inanır. Dokuz sene bu kurallara karşı gelmeden çalıştım, gelen sit-com ve talk şov tekliflerini kabul etmedim. Gerçi iyi de oldu, kendimi çok da hazır hissetmiyordum. Virgin Radio’dan teklif geldiğinde de “Artık zamanı” dedim. Bu söylediklerimden, Power ile çok kötü bir ayrılık yaşadığımız anlaşılsın istemem ama tabii ki biraz buruk oldu. Bizim Power’la aramızda aşk ilişkisi vardı ve ben mutlu biten bir aşka henüz rastlamadım.

        Geveze ile birlikte Virgin’e transfer olmanız çok konuşuldu. Bu transferin başka sebepleri de var mı?

        Hemen söyleyeyim, konuşulduğu gibi yüksek maaş değil. Virgin bir dünya markası, uluslararası şöhreti olan bir kurum. İçinde yer almak istedim. Diğer bir neden de, söylediğim gibi Power FM’deki “yasaklı” dönemin bitmesi gerektiğine karar vermem. Yaşım 40, artık radyo programcılığı dışında işlerde de yer almak istiyorum. (Milliyet)

        “Sizi tanıyorum ama kim olduğunuzu bilmiyorum”

        Her iki programınızın reklamı da gerek TV’de gerek billboard’larda bolca yapılıyor. Sokakta yüzünüz tanınmaya başladı mı?

        Mesela geçen gün mağazada ödeme yaparken kasadaki kız dik dik suratıma bakıp “Ben sizi bir yerden tanıyorum” dedi. Ben de “Ne güzel. Kimim ben?” dedim, durdu. “İşte onu bilemiyorum” dedi. Benzer bir olayı markette yaşadım. Adam “Okan Bayülgen’in programında çok komiktiniz, sizi izledik” dedi. Ben de “Teşekkürler. Peki kimim ben?” dedim. Cevap yine aynı: “İşte onu bilemiyorum.” Herhalde zamanla sorunun cevabını da almaya başlarım.

        Kaderleri Geveze ile birlikte yazılmış

        -Gerçek ismimi söylemek istemiyorum çünkü 19 yıldır Bay J olarak yaşıyorum, insanlar beni

        o isimle biliyor. Radyoda ve şimdi de televizyonda Bay J olarak varım. Merak edenler internetten bulabilir zaten.

        -40 yaşındayım. Radyoculuğa tesadüfen başladım. Yakın arkadaşım Geveze ile Taksim’de bir yerlerde canlı müzik yapıyorduk. Genç Radyo’nun sahibi de dinleyiciler arasındaymış, sahnedeki şakalaşmalarımızı beğenip “Aynısını radyoda yapar mısınız?” dedi. “Tamam” dedik.

        -Sonra Radyo Klas’tan teklif geldi. 1991-1997 arasında orada çalıştım.

        -1999’da da Number 1 FM’de Geveze’nin askere gitmesiyle boşalan sabah programını yapmaya başladım.

        O programla tanındım.

        -Geveze askerden geldiğinde aynı saatte Power FM’e program yapmaya başladı. Aramızda feci bir rekabet vardı, ikimiz de birinci program olmaya oynuyorduk. Sonra Power FM baktı ki Geveze beni geçemiyor, “Sen de bizde program yap” dedi. Zaten sabah kuşağından pek hoşlanmıyordum, kabul ettim. Böylece sabahları Geveze’ye akşamları bana emanet olmaya başladı. Dokuz sene Power FM’de kaldık ikimiz. Bir ay önce de Virgin’e geçtik. Yine o sabahçı ben akşamcıyım.

        “Benim dinleyicim akıllıdır”

        Radyo dinleyicisinin alışkanlıkları kuvvetlidir, eli otomatik olarak hep aynı kanala gider. Bu transferin dinleyici kitlenizi azaltmasından korkmadınız mı?

        Evet, öyledir biraz. Arabada bir kanal ayarlıdır ve hep o çalar. Ama korkmadım, program saatinde Power FM’i açıp “Aa demek artık burada çalışmıyor, ne yapalım” diyenler olacaktır tabii ki ama benim dinleyicim çok akıllıdır, kolay mı 19 sene? Aramızda farklı bir bağ oluştu.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa