Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Röportajlar Özge Fışkın'dan ikinci albüm

        PINAR ERBAŞ

        GAZETE HABERTURK- HT PAZAR

        Bursa’da doğup büyümüş. Sonra Hacettepe Üniversitesi’nde biyoloji okumak için gittiği Ankara’da, kendi grubunu kurarak müzik yapmaya başlıyor. “Ben müzisyen olacağım” dediğinde ihtisas yaptığı bölüm çoğu kez olduğu gibi kolunda altın bilezik olarak kalakalıyor. Ve albüm çıkarmak isteyenler için alışılmış bir durak; ver elini İstanbul. Sene 1998. Burada Ankara’dan tanıştığı müzisyenlerle buluşuyor. Bunlardan biri Bora Uzer, onu Ozan Doğulu ile tanıştırıyor. O da onu Sertab Erener’e paslıyor. Sene 2000. “İşler tıkırında ilerlemiş” diyorum, “İstediğim şeyleri bir şekilde çağırabiliyorum. İyi düşününce oluyor” diyor. 5 yıl boyunca Sertab Erener’e Türkiye ve yurt dışındaki performanslarında arka vokal yapıyor. Bu sürece Eurovision dahil.

        Evet ekran karşısında hop oturup hop kalktığımız o gece Özge de Sertab’ın kıyafetinden sarkan kumaşları çekiştiren dansçılardan biri. Tabii artısı var, vokal de yapıyor. “Sahne camdı ve çıplak ayak dans ediyorduk. Zemin ayağımın altından kayıyor gibi hissettim. Çok büyük sorumluluktu. Alnımın akıyla çıktım” diye anlatıyor o geceyi. Ankara’daki canlı performanslarına periyodik olarak İstanbul’da da devam ediyor. Öyle ki Hayal Kahvesi’nde çıktığı, piyasada ölü gün diye adlandırılan çarşambaları bile büyük bir seyirci kitlesini oraya getirmeyi başarıyor. 2007’de çıkardığı ilk albümü “Kilitler” belki müthiş bir çıkış sağlamıyor ama iyiden iyiye bilinirliğinin artmasına sebep oluyor. Ve işte yeni albümü “Bir Avuç Fotoğraf” raflarda... Özge Fışkın’la kariyerini ve düetlerini konuştuk.

        Çok iyi bir sese sahip biri olarak arka vokal yaptığınız o uzun dönemde içiniz kıpır kıpır olmuyor muydu? Ne zaman bana sıra gelecek demiyor muydunuz?

        20’lerde gelecekle ilgili böyle kaygılarım vardı. Her şeyi doğru düzgün yapabilmek için aşırı çalışıyordum, titiz davranıyordum. Pozitif özellikler ama bunların kurbanı olmamak lazım. Zamanla hayatı ıskalamadan, dozunda kullanmayı öğrendim. Ve en önemlisi hiç “Pes ediyorum” demedim. Buna sebep olabilecek çok şey oldu. Planladığım, düşlediğim ama dış etkenler nedeniyle o hayallerimin tıkır tıkır işlemediği zamanlardan bahsediyorum. Ama ben çok sabırlı biriyimdir. Birinci ve 2. albüm arasında 4 buçuk yıllık bir süre var. Uzun bir süre. Ama böyle bir albüm hazırlamam için o süreye ihtiyacım vardı demek ki. Hem bu kadar uzun soluklu bir geçmişim olmasaydı Demir Demirkan, Levent Yüksel, Sertab Erener gibi isimlerle çalışamazdım belki de. Ki onlardan çok şey öğrendim.

        Ne gibi?

        Kontrol edemeyeceğim şeyler için kaygılanmaktan vazgeçmem gerektiğini Sertab’tan öğrendim mesela. Çok sıkı prova yapar. Ne istediğini her zaman bilir. Ve kafasına koyduğunu yapana kadar uğraşır. Pes etmez. Sahneye çıkmadan önce kendini rahatlatacak, çayını içebileceği, düşünebileceği bir süre ayırır ki doğru bir enerjiyle sahneye çıkabilsin. Sertab’la çalışmadan önce de böyleydim. Ankara’da çıktığım yerler, kurduğum ekip hep içime sinmiştir. Hepsine çok düşünerek karar vermişimdir. O yüzden başladığım günden bu yana attığım adımlarla ilgili hiçbir pişmanlığım yok.

        ‘Kendi hayallerine beni ortak ettiler’

        Ozan Doğulu, Levent Yüksel, Sertab Erener... Büyük isimler. Sizi tehdit olarak görselerdi yine de destek verirler miydi?

        İyi niyetli olduklarını düşünüyorum, çünkü müziği negatif duygularla yan yana getiremiyor benim kafam. Bu işi yapmak için ciddi bir özgüven gerekiyor. Başından beri sırtımı dayadığım şey bu. Müzikle benim gibi benzer ilişki kurmuş, saygı duyduğum pek çok müzisyen de kendi hayallerine beni ortak ettiler. Ben de zevk alarak yer aldım o hayallerde.

        Sizin için dönüm noktası olan, “O şarkı” dediğiniz hangisi?

        İlk albümdeki “Bıraktım” çok özel bir şarkı. Bir de Levent Yüksel’le yaptığımız “Unutulurmuş” düeti çok ilgi görmüştü.

        Sadece Levent Yüksel değil, Demir Demirkan, Şebnem Ferah gibi isimlerle yaptığınız düetler de solo performanslarınızdan daha çok tıklanmış. Bu iyi mi kötü mü sizce?

        Bence iyi. Bu sayede daha geniş kitlelere ulaşabiliyorum.

        BURÇLAR

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa