Kayserispor - Galatasaray maçının yazar yorumları

Fatih Terim, Kayseri'den önemli bir 3 puanla getiriyor takımını.. Hoca, hocalık yaparsa takımları hep şampiyonluk yarışında olur. Başkanlık istiyorsa o da yakışır.. Şartları bellidir, liste yapar seçime girersiniz. Yani bence Fatih Hoca da başarılı olur, Terim Başkan da.. Ama her ikisini birden yapmaya çalışınca ikisini de yapamıyor. En az 7-8 maç da kulübenin sakin olacak olması da futbolcular açısından şans bile olabilir. Daha sakin kalabilir, her hatalarında kenara bakmazlar..

İBRAHİM YILDIZ: Galatasaray, takım olarak doğru bir oyun ortaya koydu. Sistem iyi işledi. Kelimenin tam anlamıyla kusursuzdular. Ne yaptığını bilen bir oyuncu grubu vardı sahada. Disiplinli oynadılar. Maçın başında öne geçmeleri büyük avantaj oldu. Bunu iyi değerlendirdiler. 3’lü savunma, önde oynayan 5 kişinin çok koşması nedeniyle rahattı. Fazla iş düşmedi…

Zaman zaman Belhanda ve Feghouli öne çıkan isim oldular… 3 golle biten Kayseri karşılaşmasında test edilen bir sistem vardı. Bundan sonra aynı sistemi göreceğiz anlaşılan. Fatih Terim yine, “şapkadan kuş çıkarmayı” başardı… Galibiyet, eksiklikleri ve cezaları unutturdu. Zirve yarışında ki takip sürüyor. Kim ne derse desin, krizi fırsata çevirmeyi bilen bir takım var. Futbolcuların gayreti elbette takdir edilmeli. Terim’in hakkını da teslim etmeyi unutmayalım…

UĞUR MELEKE: Galatasaray’ın maça çıkaracağı 11 tahmin ediliyordu ama esas soru işareti Maicon’un orta sahanın mı, yoksa savunmanın mı göbeğinde oynayacağı idi. Terim, Maicon’a 80’lerde oynadığı “süpürücü libero” rolünü verdi. Maicon, “libero Fatih” rolünü başarıyla oynadı.

Galatasaray’daysa galibiyetin anahtarı sağ kanattaki asimetrik kalabalıklaşmaydı: Sağ kenar Mariano, sağ iç Feghouli, santrfor Henry veya Sinan’ın aynı bölgede yarattıkları kalabalık, pozisyonların anahtarıydı. Bu sezon sadece bir maça birlikte ilk 11’de başlayan, o da sadece 20 dakika süren Belhanda-Feghouli ikilisinden özellikle Feghouli’nin o gamsız görüntüsünden biraz uzaklaştığını da not etmek gerek.

Sadece 8 gün önce, Ali Sami Yen’deki Fenerbahçe derbisinde Belhanda, (taç kararı yanlış verilmiş olsa da) çocuk gibi küsüp pozisyonu bıraktığı için Galatasaray, beraberlik golünü yemişti. Faslı oyuncu o maçtan belli ki gereken dersi çıkarmamış. Kayseri’de de 8’inci dakikada çok benzer bir şekilde lehine faul düdüğü çalınmadığı iddiasıyla oyunu bıraktı. Topu kazanan Lopes’in üretimiyle maçın ilk net pozisyonunu Kayseri yarattı. Belhanda işini ciddiye almalı.

HAKAN ÜNSAL: Galatasaray’ın oyunu için en doğru tanım, tam bir deplasman takımı gibi oynadığıdır. Tam bir takım savunması, tam konsantrasyon, rakibe verilen az pozisyon, girilen fazlaca pozisyon ve net bir galibiyet. Galatasaray, bu doğru oyunu diğer deplasmanlarda oynarsa zor kaybeder.

Onyekuru ve Feghouli özelinde takımın genelinde de var olan iyi oyunun birinci derecede sistemden kaynaklandığını düşünmüyorum. Bu, Galatasaray’ın ismi ve armasınının temsil edildiğinin farkına varıldığı bir tepkiydi ve doğru zamanda doğru şekilde verildi. Maçın genelinde tüm takım çok doğru, çok disiplinli, fedakarlık yaparak ve iyi mücadele ederek oynadı. Sanırım herkes, bu şekilde oynansaydı deplasmanlarda bunca kayıp olmazdı diye düşünmüştür.

LEVENT TÜZEMEN: Sinan tercihi dışında Fatih Terim'in belirlediği kadro "Güvenli oynamak ve kazanmak için, iyi savunma yapmak gerekir" felsefesine uygundu. Galatasaraylı oyuncular hücumdan savunmaya çabuk dönmeye özen gösterdiler. Futbolcuların ayrıca topa hakim olma konusunda ısrarcı davranmaması, kontrollü oynaması ve rakip savunmanın arkasına Onyekuru ile Feghouli'yi kaçırmayı planlaması akıllıcaydı.

Jogging yapar gibi sahada koşan, rakibi bile kovalamayan Sinan Gümüş önce kendine, sonra da Terim'e ihanet eder bir oyun sergiliyor. Sinan çok güçsüz. O Sinan penaltı istediği pozisyonda ayakta kalır, vücudunu iyi kullanır ve topu asla kaybetmezdi. Sinan topla rakip kaleye dikine kopup gideceği pozisyonları da buldu ama güçsüzlüğü yüzünden verimli olamadı.

ÖMER ÜRÜNDÜL: Hem yorgun hem derbideki cezalardan dolayı moralsiz hem de sakatlıklarla birlikte rekor sayıda eksiği olan Galatasaray, Kayseri deplasmanında çok önemli 3 puanı farka giderek kazandı. Maç iki taraf açısından da kontrollü başladı ama 18'inci dakikada Feghouli'nin katkısıyla başlayan atak sonucu Onyekuru'yla skor avantajı yakalanınca Galatasaray'a direnç ve moral geldi.

Bu maça göre hazırlanan takım tertibi ve sistem, başarıya ulaşmış oldu. En önemlisi de hiç bir arada üçlü savunma oynamamış Ozan-Serdar ve Maicon'un hatasız futbollarıydı.

OSMAN ŞENHER: Onyekuru’nun resmen patladığı bir maç oldu. Allah’ım o ne sürat, ne tempo... Real Madrid’te oynarken Cristiano Ronaldo’yu bana hatırlattı. İkinci golde belki de Selçuk iki seneden beri ilk defa böyle bir pas verdi. Demek ki cezalı ve sakat futbolcuların oynamayacak olmasından sonra artık Selçuk bir kaptan olarak takımına yararlı olmaya karar verdi. Kayserispor karşısındaki bu Selçuk’a şapka çıkartılır. Kusura bakmasınlar ne Fernando, ne Donk, ne de Ndiaye bu Selçuk’u kesemez... Dilerim, bu temposunu devam ettirir...

Feghouli, Belhanda’yı da rahatlatmış... Hani Belhanda’ya kızıyoruz ‘sorumluluk almıyor, mesuliyet almıyor’ diye... Feghouli ile beraber iyi bir ikili oldular ve Belhanda hiç durmadı. En tempolu maçını oynadı. Feghouli uzun zamandan beri ilk 11 şansı bulmuyor. 87 dakika sahada kaldı ve takımın en iyilerinden birisiydi. İlk defa böyle rakibine pozisyon vermeyen, kanatları çok iyi kullanan ve bütün takım olarak gol arayan bir Galatasaray gördüm.

Ve göreceksiniz dün geceki futbolla Galatasaray bu sakatları ve cezalıları aramayacak. Herkesin aklının başına gelmesi için bu takımın bir şok yaşaması lazımdı. O şok yaşandı, bitti. Hani Fatih Terim diyor ki, “Kenetlenmemiz lazım” diye... İşte dün geceki Galatasaray kenetlendi.