Habertürk
Yerel Haber Hattı 0536 266 79 69
KONUŞMAYI BAŞLAT
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

Beş aylık hamile olan ve kızı Su'yu 2 Şubat günü kucağına almaya hazırlanan Pınar Altuğ, hamilelik sürecini, annelik heyecanını Kelebek'e anlattı:

Su çok istenilen bir bebek. Zaten ben düğünden hemen sonra doktoruma gittim, bebek sahibi olmak istediğimizi söyledim. Çok geçmeden de hamile kaldım. İlk öğrendiğimde çok ağladım. Yağmur da öyle. Sonra bu mutlu haberi ailelerimizle paylaştık. O geceyi hiç unutamam. Biz çekirdek bir aileyiz. Hepimiz birbirimize sarılıp gözyaşı döktük. Yağmur ile flört ediyorduk. Bir gün aramızda "Yağmur ve Pınar... Bir gün bir kızımız olursa, adı Su olmalı" diye konuştuk. Bu aklımızda kalmış. Hamileliğim gündeme gelince, bir de kız olduğunu öğrenince, hemen aklımıza Su geldi. Yağmur, Pınar, Su... Çok sulu bir aileyiz. Su berekettir ve ben bereketli bir aile olduğumuza inanıyorum.

Hamilelik nasıl geçiyor?

- Çok güzel... Hamilelik eğer bu kadar keyifli bir şey ise, inan birkaç tane daha doğurabilirim. Ama Demet Şener’den pek iyi şeyler duymuyorum. Biliyorsunuz Demet ilk hamileliğini çok rahat geçirmişti. Şimdi çok sıkıntı yaşıyormuş.

Şu an kaç aylık hamilesiniz?

- 21. haftaya girdim. Beş aylık hamileyim ve beş kilo aldım. Allah’a şükür her şey çok normal gidiyor. 14 kiloya kadar kilo alabilirim. Ondan fazlasını almak istemiyorum.

Su, istenilen bir bebek değil mi, sürpriz olmadı yani?

- Evet, çok istenilen bir bebek. Hatta üstüne çalışılan bir bebek  İlk öğrendiğimde de çok ağladım. Yağmur da öyle. Sonra bu mutlu haberi ailelerimizle paylaştık. Sonra da hamileliğimi medyadan saklama çalışmalarımız başladı

Neden?

- Bunu doktorumuz istedi. "10 haftaya kadar aile hariç hiç kimse bilmeyecek" dedi. Çünkü bir anne adayı, 10 haftaya kadar gebe ilan edilmezmiş.  Biz de doktorumuzun sözünü dinledik ve kimseye söylemedik. Ama 6.5 haftalıkken yakalandık. Küçük kuzenim sayesinde... O, okulda arkadaşlarına söylemiş, oradan annelere gitmiş, annelerden de bir şekilde medya ulaşmış.

Yağmur, Pınar, Su... Çok hoş bir tamamlama...

- Neden Su? Biz Yağmur ile yeni flört ediyorduk. Konunun nasıl açıldığını hatırlamıyoruz ama aramızda, "Yağmur ve Pınar... Bir gün bir kızımız olursa, adı Su olmalı" diye konuşmuştuk. Bu aklımızda kalmış. Hamileliğim gündeme gelince, bir de kız olduğunu öğrenince, hemen aklımıza Su geldi ve kızımıza Su ismini koymaya karar verdik. Yağmur, Pınar Su... Çok sulu bir aileyiz (gülüyor). Su berekettir... Ben bereketli bir aile olduğumuza inanıyorum. Bebeğimin de bereketiyle geldiğine inanıyorum. Çünkü Yağmur da, ben de yepyeni işlere başlıyoruz.

Evet, siz yeni bir programa başlıyorsunuz değil mi?

- TV-8’de akşam kuşağında, kadın programı yapacağım. Heyecanlıyım. Güzel bir iş olacağına inanıyorum. Çünkü bilinen kadın kuşaklarının çok dışında bir program olacak. Elbette ki çok önemli konulara değineceğiz ama bizde gözyaşı olmayacak. Bu arada Yağmur da yeni bir diziye başlıyor. "Çılgın Dersane", dizi film olarak ekrana gelecek. Tabii bir de "Avanak Kuzenler 2" filminin çekimlerine başladılar. Yani Yağmur da yoğun bir döneme giriyor.

Bebekten sonra neler değişti hayatınızda?

- Hayatımızda çok fazla bir değişiklik olmadı. Ama Yağmur’la aramızda şöyle konuşmalar geçmeye başladı: "Beni seviyor musun? Evet dünyadaki her şeyden çok ama bebek doğduktan sonra bu fikrim değişebilir, sıralama değişebilir." İkimiz de birbirimize bu cevabı vermeye başladık.

Birbirinizi ihmal etmeyin!

- İhmal etmek yok! Ama ister istemez ikimizin odak noktası öncelikli olarak bebek olacak. Olmazsa zaten bu işte bir anormallik var demektir. Fakat bu demek değil ki ben kocamı sevmekten vazgeçeceğim. Asla! O olmasaydı, bebeğim olmazdı. Ama ister istemez aklımız, kalbimiz onun için çalışacak. Bu çok normal. Yağmur’un da beni ihmal edeceğini sanmıyorum.

Hamilelik sırasında yataklarını ayıran çiftler bile var...

- Ben hiçbir dönemde çiftlerin yataklarını ayırmalarından yana değilim. Kavga bile edilse, mutlaka o yatağa barışıp, beraber girilmelidir. Bu, benim bakış açım. Biz, ne kadar hasta da olsak ya da başka bir durum da olsa, yatağımızı asla ayırmayız. Dediğim gibi biz, ayrı vakit geçirmekten hoşlanmıyoruz. Değil ki geceleri ayrı uyuyalım... Bu mümkün değil. Ben Yağmur’u yalnız bıraksam da o benim peşimden gelir zaten. (gülüyor)

Kızınızı medyadan saklayacağınız gündeme geldi, doğru mu?

Niye saklayayım ki? Ben hayatımı bugüne kadar saklı mı yaşadım ki bundan sonra da saklanarak yaşayayım. Fakat medya, kızımın bir bebek olduğunu unutup, onun hayatını kısıtlamaya kalkarsa, karşısında beni bulur. Annesi olarak o zaman canavar kesilebilirim. Bu başka bir şey. Benim mesleğim göz önünde olan bir meslek. Beni istedikleri kadar görüntüleyebilirler. Ama çocuğumun bu kadar kameralar altında olmasına gerek yok. Çünkü o, bunu hak etmiyor. O her parka gittiğinde üzerinde kameralar olacaksa, evet o zaman çocuğumu saklayacağım. Her gün peşimde bir gazeteci olursa, ben o gazeteciyi yok ederim. Ne yapar eder, onu atlatmaya çalışırım, müdürü ile konuşurum vs. Yani bir şekilde çare bulmaya çalışırım. Herkes benim hayatıma saygı göstermek zorunda. Çünkü ben kimseye saygısızlık etmiyorum...

Bu yüzden mi yurtdışında doğum yapmaya karar verdiniz?

- Hiç böyle bir niyetimiz olmadı. Böyle yazdılar ama asla doğru değil. Amerika’da ya da başka bir yerde doğum yapmayı bir gün bile düşünmedik. Bir, ülkemin suyu mu çıktı, iki, ben güzelliklerin paylaşıldıkça büyüdüğüne inananlardanım. Ailemden uzakta bir doğum yapmayı asla istemiyorum. Ben Türk’üm, Türk olmaktan da hiç şikayetçi değilim. Onun için benim çocuğumun da başka bir ülkenin vatandaşlığına hiç ihtiyacı yok. Çifte pasaporta sahip olmasın.

Yağmur yanımdayken hiç korkmuyorum

Hayatımda aldığım en doğru karar, Yağmur’la evlenmek... Daha doğrusu bana ettiği evlenme teklifini kabul etmek. Diğer en doğru kararım ise ondan bir bebek sahibi olmak. Kocamın yanındayken, "Dünyada hiçbir şey bana zarar veremez, bana bir şey olursa o hep benim yanımda olur, beni korur" diye düşünüyorum. Yağmur bana hep bunları hissettiriyor .

Hamilelik kurslarına katılacak, yogayı deneyeceğim

Hamilelik kurslarına, yoga’ya falan gidecek misiniz?

- Evet, gideceğim. Hem nefes teknikleri hem de bebek bakımı ile ilgili bir kursa gideceğim. Yağmur’la birlikte gideceğim. Normal doğum yapacağım için tabii ki son anda bir aksilik olmazsa, o yüzden bu kursların faydalı olduğuna inanıyorum. Normal doğum istiyorum, çünkü bebeğimi ilk gören ben olmak istiyorum. Allah kısmet ederse doktorumun bana verdiği tarih, 2 şubat 2009... Kızımı göreceğim günü iple çekiyorum.

Kızınızın göbek bağını ne yapacağız konusunda bir planınız var mı?

- Yok, hiç düşünmedik... Şu an hamileliğin heyecanını yaşadığım için ona sıra gelmedi açıkçası...

Biliyorsunuz bu konuda çok enteresan şeyler yaşanıyor... Mesela en çok moda olan Harvard Üniversitesi’ne gömmek.

- Öyle mi? Ben Boğaziçi Üniversitesi’nin bahçesine gömeceğim o zaman. Boğaziçi de ülkemin en iyi üniversitesi. Ama dediğim gibi bunları daha hiç düşünmedik. Hele o gün gelsin, Yağmur’la birlikte ne yapacağımıza karar veririz...