Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Hrant Dink, suikastın 11. yılında anılıyor

        Uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, ölümünün 11. yılında anıldı.

        Dink'i anmak isteyenler, geniş güvenlik önlemlerinin alındığı Şişli Halaskargazi Caddesi'ndeki Agos gazetesinin önünde, saat 12.30'dan itibaren toplanmaya başladı.

        Gazete önündeki törene, Hrant Dink'in ailesi, arkadaşları ve meslektaşlarının yanı sıra HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, CHP Milletvekilleri Barış Yarkadaş, Selina Doğan, Mahmut Tanal, oyuncu Nur Sürer ve Menderes Samancılar'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı.

        Üzerinde "Su çatlağını bulur Hrant 11. yıl" yazan pankartın asıldığı gazete binasının girişinde, Hrant'ın arkadaşları insan zinciri oluşturdu. Katılımcılar Dink'in öldürüldüğü noktaya kırmızı karanfil bıraktı. Törende "Sarı Gelin" türküsü, Türkçe ve Ermenice olarak çalındı.

        Anma törenine katılanlar, "Buradayız Ahparig", "Hrant için adalet için", "Öldür diyenler yargılansın" şeklinde sloganlar attı.

        Tören kapsamında ayrıca, Hrant Dink'in öldürüldüğü saat 15.05'te saygı duruşunda bulunuldu. Saygı duruşu sırasında her yıl olduğu gibi Hrant Dink'in kendi sesinden "Su çatlağını buldu" hikayesi dinletildi.

        Dink ailesinin avukatlarından Fethiye Çetin, anma töreninde yaptığı konuşmada, bundan 11 yıl önce, Hrant Dink'in, bu kaldırımda, ensesinden vurularak katledildiğini belirterek, "Aylar öncesinden Hrant'ın evi ve Agos çevresinde keşif yapıp kroki çizen, tetikçi timi koordine eden jandarma, polis ve istihbarat görevlileri o gün burada, bu kaldırımlarda, kafelerde, simitçi dükkanlarında uzun süreden beri planladıkları cinayetin işlenmesini bekliyorlardı." dedi.

        Çetin şöyle konuştu:

        "Cinayetin, plana uygun bir şekilde işlendiğinden ve tetikçilerin kaçtığından emin olduktan sonra bu defa, cinayet soruşturması yapıyormuş gibi aslında cinayetin izlerini ortadan kaldırmaya, delilleri karartmaya, sonradan silecekleri kamera görüntülerini toplamaya giriştiler. Cinayeti başından sonuna kaydetmiş olmalarına rağmen, delil topluyormuş gibi soruşturma yapıyormuş gibi yaptılar. Ve bu 'mış gibi yapma' hali hiç bitmedi."

        Hrant Dink cinayetinin, siyasi cinayetler ve suikastlar geleneğinin ilki olmadığını ve maalesef sonuncusu da olmadığını belirten Çetin, "Ama Hrant Dink cinayeti, toplumda hesap edemedikleri bir tepkiye yol açtı. 'Artık yeter' dedirtti. Cenaze töreninde yüz binleri buluşturdu ve birkaç tetikçiyle kapatmak istedikleri dosyayı bir türlü kapatamıyorlar. Çünkü sizler ve bugün burada bulunamayan ama yürekleri burada olanlar, bu ülkenin yiğit ve iyi insanları, 11 yıldır soğuğa, kara, kışa, yağmura, baskıya rağmen hakikati ve adaleti talep etmekten vazgeçmediniz." ifadelerini kullandı.

        Törenin ardından katılımcılar Agos gazetesinin önünden ayrıldı. Tören nedeniyle kapatılan yollar da tekrar araç trafiğine açıldı.

        85 SANIKLI DAVA DEVAM EDİYOR

        Hrant Dink davası, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor. Yeni iddianamelerle FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in de dahil edildiği 11'i tutuklu, 10'u firari 85 sanıklı davada, FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında da tutuklu bulunan eski İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek ve eski İstihbarat Dairesi Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer'in de aralarında bulunduğu sanıkların çoğunun savunması alındı.

        KAMU GÖREVLİLERİNE İSTENEN CEZALAR

        AA'nın aktardığına göre, hazırlanan 168 sayfalık iddianamede, Ramazan Akyürek ile Coşgun Çakar'ın "tasarlayarak kasten öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı örgüt kurmak, resmi belgede sahtecilik, resmi belgeyi yok etme ve görevi kötüye kullanma" suçlarından da 23 yıldan kırk dörder yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

        Sanıklardan Ali Fuat Yılmazer'in "tasarlayarak kasten öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı örgüt kurma, resmi belgeyi yok etme ve görevi kötüye kullanma" suçlarından, 19 yıldan 32 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması öngörülen iddianamede, dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olan Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç ve eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'in "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi ve görevi kötüye kullanma" suçlarından, 15 yıl altışar aydan yirmi ikişer yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

        Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'un, "görevi kötüye kullanma" suçundan 6 aydan ikişer yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilen iddianamede, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve eski Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarattan Sorumlu Müdür Yardımcısı Hasan Durmuşoğlu'nun "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, görevi kötüye kullanma ve resmi belgeyi yok etme" suçlarından 18 yıl altışar aydan 29 yıl altışar aya kadar hapis cezasına çarptırılması talebinde bulunuldu.

        Cinayetin işlendiği dönemde İstihbarat Daire Başkanlığı'nda görevli Komiser Yılmaz Angın, İstihbarat Daire Başkanlığı C Büro Şube Müdür Yardımcılığı görevini yürüten Tamer Bülent Demirel ve Osman Gülbel, Trabzon'da polis memurluğu yapan Muhittin Zenit, Mehmet Ayhan, Onur Karakaya, Komiser Yardımcısı Özkan Mumcu, Trabzon İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı görevini yürüten Ercan Demir ve Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü yapan Faruk Sarı hakkında, "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilen iddianamede, bu sanıklar hakkında ayrıca ''silahlı örgüte üye olmak, resmi belgede sahtecilik, resmi belgeyi yok etme ve görevi kötüye kullanma'' suçlarından çeşitli hapis cezaları istendi.

        İddianamede, dönemin İstihbarat Daire Başkanlığında görevli Şube Müdürü Yunus Yazar, eski İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdür Yardımcısı Ali Poyraz, o dönem komiser olan Hamdi Egbatan, Mehmet Akif Yılmaz, Serkan Şahan, Ömer Faruk Kartın, polis memuru Mehmet Uçar ve dönemin mülkiye müfettişi Şükrü Yıldız'ın ise "silahlı örgüte üye olmak, resmi belgede sahtecilik, resmi belgeyi yok etme ve görevi kötüye kullanma" suçlarından çeşitli hapis cezalarına çarptırılmaları talep edildi.

        AGOS GAZETESİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ DANZİKYAN: 'VUR' DİYENLER ORTAYA ÇIKSIN

        Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan, Agos gazetesi genel yayın yönetmeniyken 19 Ocak 2007'de uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden gazeteci Hrant Dink'in yerinin doldurulamayacağını belirterek, "Yargılama daha da sürecek gibi gözüküyor. Uzun sürsün ama Hrant Dink'i 'vur' diyenler ortaya çıksın, bizim talebimiz budur." dedi.

        Şurada Paylaş!
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa