Habertürk
Yerel Haber Hattı 0536 266 79 69
KONUŞMAYI BAŞLAT
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
HABERTÜRK'te yayınlanan Saba Tümer'le Bu Gece programının bu akşamki konuğu 167 gün cezaevinde kalan manken Tuğba Özay'dı. Özay, pişmanlıklarını, umutlarını, hayallerini ve aşk hakkındaki düşüncelerini Saba Tümer'le paylaştı... İşte o keyifli sohbetten bazı notlar:

Yaşamın sevmekle sevilmekten ibaret olmadığı 167 gün


Aslında tekrar aynı konuları gündeme getirmek beni de korkutuyor. Antipati yaratacakmışım gibi geliyor. 1 hafta oldu çıkalı. Doğan kitaptan çıkardık. Büyük destek verildi bana. Ama en büyük destek babamdan geldi. İçeriden geldiğim dönemde günlük tuttum. İlk iki hafta şok gfeçirdim. Sonrasında kitaba başladım bir baktım ki 600 sayfa olmuş

İçerdeyken yazdığın kitap

Evet. Tüm notların ilk halleri elimde var

VİDEO İÇİN TIKLAYIN

Yazarken deftere mi yazıyordun?

Evet kantinden alıyordum. Bazen 15 sayfa yazıyprum. Orası farklı bir yer. Özgürlüğüme kavuştum. Oradakilerin bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını diliyorum. Hayat bu. Kimse başıma gelmez demesin.
Bazısı var ekonomik şartlardan bazıları namus kurbanı.. Çok çeşitli kişiler var orada...

Kantinden defteri alıyorsun...

Umarım bu defter bitmeden özgürlüğüme ulaşırım dediğim oldu. 3 defter bitirdim. 4.ye gelmişken özgürlüğüme kavuştum...

"BİR ANDA DİBE VURDUM"

Sevdalanmak mıydı yanlışın senin?

Zaman zaman duygularıma yenik düştüm. Bu da beni bir çıkmaza sürükledi. Esasında mantıklı bir insanımdır. Olaylara yaklaşımım mantıklıdı. Bazen öyle oluyor ki zayıf anımdan yakalıyort. Duygusal ilişkimden dolayı yaptığım olaydan dolayı özgürlüğümden olmadım. O zaman herkesin cezaevine girmesi gerekirdi.
Bütün ilgimi çeken 3. sayfa haberleri veya magazinin içinde olup da 3. sayfaya yansıyan şeyleri takip ettim. Kim suçlu dedim? Ben sistemi sorgulayan biriyim. Adalete güveniyorum. Sonuçta doğru oldu.

Sana en çok dokunan şey ne?

14 senedir Tuğba Özay'ım. Çok çalışıyordum. Ne özel hayatım ne sosyal hayatım vardı. Kendime hiç zaman ayırmıyormuşum. Hep o kaosta kendimle ilgilenmemişim. Hayatla randevularımı ertelememek lazımmış. Kendimi eleştirdiğim çok zaman oldu. Özellikle annemi babamı üzmüş olduğum için üzüldüm. İnsanın kendini inandırması o kadar zor ki. Bir anda dibe vurduğunu hissediyorsun. Bir çıkışı var tabii ama hep bir mücadeleyle geçiyor hayat.

O kadar çok şey düşündüm ki karar çıktığında. Hakkımda çok yanlış haberler de yazıldı. Hiçbir dayanağı olmayan iddialar da ortaya atıldı.

"İÇİMDEN GELDİĞİ GİBİ YAZDIM"


Cevap vermek istersen hangisi...

O kadar çoktu ki. Yaşamış olduğum olayın şekli de böyle değildi. Fazlasıyla gündem yaratıldı. Önyargıları parçalamak atomu parçalamaktan zordu. İnsanlara ne diyeceğim dedim. Sonra kime neyin hesabını vereceğim dedim. Sonrasında yazmaya başladım. İçimden geldiğince yazdım..

İnsanların çok büyük desteğpini gördüm. Türkiye'nin 4 bir yanından, dünyadan birçok mektup geldi, ailemin yanında olması beni motive etti. Bir süre adaptasyon sorunu yaşadım. Hepimizin başına her an herşey gelebilir o yüzden bazı konularda kendimi geliştirmiş olduğunu düşündüğüm için atlatmam kolay oldu...

"ÇOK ZOR ŞEYLER YAŞADIM"

İnsanlara güveniyordun kırılma noktası oldu mu? Tek çocuk olduğundan dolayı mı insalcılsın?

Çocukluğumdan beri insancılım. Dostlarım önemli oldu. Ailem beni o yönde yetiştirdi. Ama kafamızda büyüttüğümüz dünya çok farklı. Ben Pollyannacılık oynuyorum. Negatif enerjileri de olsa insanların ben iyi niyetimden kurtulamıyorum. Ama tavır sahibi bir insanım. Ondan kimseye ödün vermem. Çizgi film izlerken bile ağlayabilirim. Bazen insanlar benden korkabiliyor. Ben öyle biri değilim. Özümde iyi niyetimi kaybedeceğime inanmıyorum. Hayatımda gelemeyeceğim insanlarla aynı havayı soludum ve onları anladım. Yakın dostlarım hep söyler dostlarım için öncelikli dostları ben olurum. Dinlerim, yanlarında olurum. Benim için çıkara dayalı ilişkiler söz konusu olamaz. Gönül ilişkilerimde hata yapıyorum.
Aslında hiç hatam yok. Çok şey konuşursak herkesin herşeyi ortaya saçılır.
Ama susma hakkımı kullanıyorum.

Çok zor şeyler yaşadım. Çok ağır biçimde eleştiren insanın başına onun açısından hiç hoş olmayan birşey geldi. Üzüldüm. Kadınız sonuçta. Çok zordu.

Hepimiz hata yapabiliriz. Sevgisiz bir toplum olamaz. Herkes birbirinin mutsuzluğundan mutlu oluyor. Herkes birbirini eleştiriyor. Keşke herkes mutlu olsa da birbirimizin mutluluğuna göz dikmesek...

"EZİK BİRİYLE BİRLİKTE OLAMAM"

Babanı güçlü olarak tarif ediyorsun, erkek profili de güçlü. Sevgilisiyle de onu mu arıyor? Neden arızalı adamları sever kadınlar?

Benim lider bir yapım var. Öne çıkan, sivrilen biri oldum. Çok yönlü bir çocuktum. Tiyatro ekibi kurardım. Kendi kendime yetebilen biri olduğum için yalnız kaldığımda birşeyden korkmazdım. Okulda da sivrilen bir çocuktum. Böyle bir insanın hayatındaki insanın pasif olması mümkün değil. İki lafı biraraya getiremeyecek, ezik biriyle olamam. Kadın olarak sevdanın arkasında gidebilecek biriyim. Sevdanın önünde kurşuna da gidebilirim. Onun dışındaki güç beni ilgilendirmez.

Öyle yalan bir haber çıktı ki. Tahammülü çok zor. Hala beni eleştirenler var belki de. Onları kendi dünyalarına bırakıyorum. Aslı astarı olmayan bir haber çıktı. Bilmem kaç trilyon almışım, zeytinyağı fabrikam varmış. Yalan bu! İspatlasınlar onlara fazlasını vereceğim. İnsanların hayatıyla bu kada oynanmamalı. Milyonlara kendimi ifade etmek zoruma gidiyor. Ben kimsenin parasını yemedim. Gidenler hep benden aldı götürdü. Ben bir erkeğin boyunduruğu altında yaşayacak biri değilim. Ama aşk başka birşey.  Şöhretli bir kadını taşımak çok zordur. Benim babam bile benimle dışarıda dolaşmaktan rahatsız olur. Belli bir süre sonra beni taşıyamıyorlar. Geçen sene ilk kez babamla rafting yaptık. İnanılmaz mutlu olmuştum. Onunla aslında daha çok hayatı paylaşmak istiyorum.

"HAPİS GÜNLERİM KAYIP DEĞİL"

Özel günler benim için önemlidir demiştin. Yılbaşı sonrasında ne diledin? Ne için dua ettin?

Yaptı yaptı Allah'a sığındı diyebilirler. Bana göre en önemli ibadet insancıl düşünmektir. Yılbaşının ertesi günü, sabah çok erken kalktım. Avluda durduk bir kız arkadaşımla. Ailem için güzel şeyler diledim, özgürlüğü diledim...

Kazandığım ve kaybettiğin neler var?

İnsanların en acı zamanlarından bile birşeyler çıkarması gerektiğine inanıyorum. Şan, şöhretin değeri yoktu. Hayatım boyunca biraraya gelemeyeceğim insanlarla aynı kaptan yemek yedik. Bir kız arkadaşım vardı orada, mahkemesi benden önce olduğu için ağladı. Bunun tarifi imkansız. Kaybettiğimse her şerde bir hayır vardır. O döneme kayıp olarak bakmak istemiyorum. Oradaki dönemimde bile olumsuz düşünmedim.

Lanet edip de ölmek istediğin oldu mu?


Kaçmamı gerektiren birşey yoktu. Ailem beni düşündürüyordu. Kahroldum. Onlar hep televizyondaydı. Benim annem o kadar güçlü bir kadın ki. Hep susmayı tercih etti. Onca yorumlara rağmen sustu. Ben doğrularımı biliyordum bu beni ayakta tutuyordu. Sevgi aslında herşeyin çözümü... Yıllardır tanımadığım kuzenlerimi gördüm...

Aşırı seksi imajı mı bu başına gelenler?

Bu da bir yaklaşım... İnsanların zihniyetini bilemem. Yorum yok...

"KİTABIMI FİLM YAPMAK İSTEYEN YAPIMCILAR VAR"

Kalemi de güçlü bir insanım. 6 ayın sonucunda 600 sayfa çıktı. Ama asla dizi yaparım film yaparım düşüncesiyle çıkmadım yola. Kitapta kendimle ilgili özeleştirilerim, ailem, oradaki hayatım var. Film olarak yapmak isteyenler var kitabımı. Okuyup beni arayıp ağlayan insanlar var. Film olursa ben kamera arkasında olmayı tercih ederim.