Habertürk
Yerel Haber Hattı 0536 266 79 69
KONUŞMAYI BAŞLAT
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

HT MAGAZİN ÖZEL

Röportaj: Duygu Hamdioğlu

 

Dikkatimizi önce aynı anda tam 42 ülkede yayınlanan bir yarışmayla çekti. Hadise'nin sahne performansına eşlik ettiği Eurovision Şarkı Yarışması'nda zeytin yeşili eteği ve Yunan tanrılarını andıran seksi vücuduyla sahne aldığında ise tüm kadınların gözlerini kamaştırdı. Şimdilerde herkes ondan bahsediyor. Kızlar! Hazır mısınız? Uğur Yıldıran karşınızda!

 

Eurovision'dan sonra özellikle kadınlar tarafIndan büyük ilgi gördünüz. Bekliyor muydunuz böyle bir ilgiyi?
Hayır. Sadece on saniye göründüm. Eurovision'un benim için iyi bir başlangıç olacağına inanıyordum fakat bu kadar yoğun bir ilgi de beklemiyordum. Eurovision şovundan sonra kahvemi aldım ve konser alanından çıktım. Birden bir kalabalığın bana doğru çığlıklar atarak ilerlediğini fark ettim. Önce neler olduğunu anlayamadım. Ünlü biri geldi sandım. Hâlbuki bana geliyorlarmış. Yarışmadan sonra Moskova'da yürüyemiyordum.

Nasıl başladı dans maceranız?
Gazi Üniversitesi Spor Akademisi Jimnastik Bölümü'nü kazandıktan sonra dansla tanıştım. Okula başladıktan sonra, jimnastik çalışırken zorlu dans hareketlerini kolaylıkla yapabildiğimi gördüm. Sokaklarda dans ediyordum. Serseriyim, sokak kültürünü seviyorum, ne yapayım?

Keşfedilmeniz nasıl oldu?
Bir gün yine sokakta dans ederken Milli Takım Eski Antrenörü Fatih Osman Çelebioğlu buldu beni. Hayatımda o çok önemli bir isimdir. 19 yaşındaydım, beni aldı ve bir dans stüdyosuna yerleştirdi. Orada kalıyordum, temizliğinden de ben sorumluydum, bütün temel dans figürlerini öğrendim. Altı ay içinde evrim geçirdim. Günde 19 saat çalışıyordum. Sabah kalkıp dansa başlıyordum; vals, Arjantin tango, Latin Amerika, yaklaşık iki buçuk yılda hepsini öğrendim. Beş kez Türkiye şampiyonu oldum.

Daha sonra?
Tarkan'la, Kenan Doğulu'yla çalıştım. Kenan'ın 'Festival' albümünün ilk iki yılında konserlerinin koreograflığını üstlendim. Tarkan'ın 'Start The Fire' klibi ve güzellik yarışması performansının koreografisini de ben gerçekleştirdim.


Eurovision'a nasıl dâhil oldunuz?
Hadise'nin ekibi buldu beni. "Eurovision benim için sanatsal bir anlam taşımıyor, teşekkürler" deyip reddettim önce. Sonra Yonca Evcimik ile Süheyl Atay geldi ve bunun benim için iyi bir aşama olacağına inandıklarını söylediler. Öyle de oldu gerçekten fakat yine de mutlu değilim. Çünkü hiç profesyonel çalışılmadığını gördüm. Çok eski kafalılar. Dünya'da 90'larda yapılan işleri biz daha yeni yapıyoruz. Olmaz, 2010 yılına girmeye hazırlanıyoruz, artık değişmemiz gerekiyor. Biz dans etmeyi popo sallamak sanıyoruz. Eurovision gibi bir yarışma baştan sonuna kadar yanlıþ bu açıdan. Çünkü sanatın yarışması olmaz. Sanatın ‘en beğenileni' olmaz. Olursa sanat ‘sanat' olmaktan çıkar. Şov olur. Sanat hislerle yapılmıyor, herkesin tek amacı para kazanmak.


Benimle Dans Eder Misin Yarışması'na katılmıştınız ama...
Evet, biraz da çevremin ısrarlarıyla katıldım. Fakat daha sonra bunun bir dans yarışması olmadığını gördüm. Oy için insanların ajitasyon yapmaları bana çok ters geldi. Ben boynum bükük televizyona çıkıp "Bana para lazım, aileme ev alacağım' diyemem, gerekirse başka bir iş yaparım. Bunun için de elendim. Ben bir sanatçıyım. Kendime kolaylıkla "sanatçı" diyebiliyorum çünkü ben her an sanatla yaşıyorum. þðyorum. Ne yaptığının farkında olan bir insanım.

Eurovision ekibine dâhil olduğunuz için pişman mısınız gerçekten?
Hayır pişman olmadım ama benim zaten bir sürü projem vardı. Bunları şimdi gerçekleştirdiğimde "Eurovision'dan sonra oldu" denmesini istemiyorum. Eurovision sadece hızlandırdı. Benim zaten yapacaklarım vardı, sadece bekletiyordum biraz. İleride beni bir yazar olarak da görecekler. Bir klibin senaristi de olabilirim, şarkıcı da... Hep şunu söylüyorum; sanat bir bütün ve bize yanlış öğretildi.


Peki sanatın bu kadar dalıyla aynı anda aktif olarak ilgilenmek, tek bir alanda gelişimi engellemiyor mu sizce?
Amacım belli, bir şeyler anlatmak istiyorum insanlara. Sokakta olmaya devam edeceğim, öğreneceğim çok şey var.

Nedir projeleriniz?
Şu an elektronik müzikle ilgili bir proje üzerinde çalışıyorum. Yüzde 70, hiçbir benzeri olmayan bir tarz, çok da popüler bir şey yapmak istemiyorum. Ne şarkı söylemek yeterli ne de ritm. Benim tek amacım iyi müzik yapmak olacak. Aslında albüm çıkarmak, klip çekmek istemiyorum. Sadece konserler olsun, insanlar beni canlı izlesinler istiyorum.

Şimdi nasıl geçiyor günleriniz?
Kendimi geliştirmekle geçiyor zamanım. Benim derdim çok büyük aslında. Dünyaya bir son için geldik, hepimiz öleceğiz, o gün geldiğinde "en azından denedim" diyebilmeliyim. Türkiye'deki sanat anlayışının değişeceği günleri hayal ediyorum, adımı dünyaya duyurmak istiyorum. Bunun için sonuna kadar çalışacağım.

Tüm bunların yanında kadın hayranlarızın sayısında da ciddi bir artış oldu...
Bu kadar seksi olduğumu bilmiyordum doğrusu... Ben kendimi yazıda, dansta, müzikte görüyorum. Kafamı böyle şeyleri düşünerek yormuyorum. Tek gecelik ilişki yaşamam, aldatmam, yalan söylemem. Dolayısıyla sanırım olması gereken bir adamım şu an.

Peki nasıl kadınlar ilginizi çekiyor?
Bunu bana eskiden sorsaydınız "sarışın, mavi gözlü" derdim ama şu anda aradığım tek bir özellik var; zeki olması... Akıllı kadınları beğeniyorum.