Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Güz Şarkıları'nın solisti Güvenç Dağüstün: Güz Şarkıları, şiiri olan tüm insanlara bir selam

        Güvenç Dağüstün... Gözüme baktığındaiçimi okuyan, ömürlük yolculuğumuzdaşimdilik 10 yılı devirdiğimizdostum. Opera kökenli, dinlediğim engüzel, duyduğum en sözünü sakınmayan,en yürekli seslerden biri. Sahnedeşarkı söylerken gözlerini kapar ve durubir su gibi akar, tabii siz de onunla birlikte...Kendisi bugünlerde Fazıl Say’ın,Nâzım Hikmet, Can Yücel, Cemal Süreya, Ece Ayhan, Behçet Aysan, Ahmed Arifve Attila İlhan’ın şiirlerinden bestelediğişarkılardan oluşan ‘Güz Şarkıları’adlı albümle gündemde. Ada Müzik etiketinitaşıyan albümdeki şarkılar, EceDağıstan’ın piyanodaki şahane yorumuve Güvenç’in güzeller güzeli sesi aracılığıyla buluşuyor bizlerle, tabii birbirindendeğerli 13 müzisyenin eşliğiyle... HT Magazin'den Ece Saruhan'ın haberi...

        REKLAM

        OYUN İZLİYOR GİBİ HİSSETTİM

        Albümü, raflardaki ve dijital platformlardakiyerini almadan önce dinleyenşanslılardanım ben. Güvenç’in “Albümünkayıtlarıyla sana geliyorum” mesajıylabaşlayan bir akşamda, o, odada çocuksubir heyecanla volta atarken, ben kendimigüzün en şanslı yapraklarından biri gibihissederek şarkılar arasında duygudanduyguya savruldum. Doğu’yla Batı’nınharmanlandığı albümde, Türk musikisi devar, caz da, kabare müziği de... Hayatımınşairi Nâzım Hikmet’in ‘Akrep Gibisin’inive Ece Ayhan’ın ‘Zambaklı Padişah’ınıdinlerken, “Oyun izliyor gibiyim” dedimGüvenç’e. Sadece dinlemiyorsunuz,izliyorsunuz da; öyle bir albüm işte!Emeği geçen herkese teşekkürlerimle,buyurun canım ‘Gü’yle sohbetimize.

        Fazıl Say’la uzun yıllara dayanan bir dostluğunuz var. Nâzım Oratoryosu’nun solistisin, Say’ın ‘İlk Şarkılar’ albümünde ‘İnsan İnsan’ı seslendiren 4 sesten biriydin. Nihayet solistinin sen olduğun bir Fazıl Say albümü geldi. Bu fikir hep aklınızda var mıydı?

        Evet hep vardı ama ne zaman olacağınıben de bilmiyordum. İlla ki bir günFazıl şarkılar yazacaktı ve ben söyleyecektim.İlk 2 albümünü kadın sesi düşünerek yazdı ve solisti Serenad Bağcanoldu. Çok güzel albümlerdir ikisi de. ‘GüzŞarkıları’ biraz benim sesimi düşünerekyaptığı şarkılardan oluşuyor, benim üzerimedikilmiş kıyafetler aslında. Bir gün“Bütün projelerini unut, bu albümü kaydediyoruz”diye mesaj attı. Önce şakayapıyor sandım. Birkaç saat sonra evdebuluştuk, baktım bayağı yazmış.Çok kısa bir süre sonra notalarınıda verdi bana. Albümdeçalacak müzisyenlerin listesini deçıkarmıştı, üzerine biraz konuştuk ve sonunda Ece (Dağıstan)ve benimle birlikte 15 kişilik birekip oluşturduk.

        Ece’yle de Viyana’daki okul yıllarınızdan beri dostsunuz...

        Öyle. 1999’da Viyana’ya gittiğimde ilk arkadaşlarımdan biri Ece’ydi. O zamandan beri kardeş gibiyiz, ailelerimiz de birbirini tanıyor. Avusturya’da, Avrupa’nın başka yerlerinde ve Türkiye’de beraber çok çalıp söyledik. Fazıl ve Ece de çok eski arkadaş, yıllar sonra ilişkileri romantik bir ilişkiye dönüştü. Aramızdaki bağlardan hareketle ‘Güz Şarkıları’ için tam bir aile işi diyebilirim.

        ‘ODA MÜZİĞİ GİBİ’

        Fazıl Say, “Bugüne kadar yaptığım şarkı albümlerim arasında, hem Türkiye’de hem dünyada en sevileninin ‘Güz Şarkıları’ olacağını hissediyorum” demişti. Ve albüm çıkalı beri çok satanlarda, en çok dinlenenlerde...

        Fazıl başından beri yaptığı işten emindi ama Ece ve ben gerilimli bir süreç- ten geçtik. Prova sürecinde Fazıl turnede, stüdyo kayıt sürecindeyse Çin’deydi. Albümü kendimiz kaydettik. 6 günlük bir stüdyo sürecinin son günü Fazıl, Çin’den dönüp yaptığımız işi dinledi. “Sevecek mi sevmeyecek mi?” gerilimi yaşadık. Beklentilerinin boşa çıkmadığını gördü. Dinleyiciden de karşılığını alınca çok mutlu olduk. ‘Güz Şarkıları’ 15 kişinin bir araya gelip beraber müzik yaptığı bir bütün, oda müziği olarak tanımlanabilir. Ben yapanlardan biri olmama rağmen her dinlediğimde içinde başka bir şey buluyorum. Belki çok sevilmesinin nedeni de bu. Eskiden 90’lık kasetleri alıp bir şarkıyı 30 kere arka arkaya kaydederdik filan ya, bu albüm tekrar öyle bir yeri doldurdu galiba. İnsanlar albümü kendileri için alıyorlar, sonra 10 tane daha alıp arkadaşlarına hediye ediyorlar. Genelde 10 şarkılık bir albümde 2 şarkı yürür, kalanlar albüm dolsun diye vardır ama bu albümdeki her şarkının sevenleri var. İnsanlar sahne aldığım yerlerde “Güz Şarkıları’nı istiyoruz” diye bağırı- yorlar. Yakında konserlerimiz de olacak.

        ‘FAZIL'IN BESTELERİNDE ŞİİR HAK ETTİĞİ MÜZİĞİ BULUYOR'

        Her şiirin bizde kendiliğinden oluşturduğu bir ritim var ve şiir bestelemek bu yüzden çok zor bence...

        Evet, her şiirin öncelikle sen okuduğunda kendi içinde hissettiğin bir ritmi var. Sonra, ‘Akrep Gibisin’i mesela ben önce çocukken babam Yusuf Dağüstün’den dinlemiştim. 1977’de yaptığı plakta da var. Nâzım Hikmet’in kendi sesinden biliyoruz, Genco Abi’nin (Erkal) okuyuşu var. Yeni bir beste hem söyleyen hem de dinleyecek olanlar için bir risk. Çok iyi bestelenmeyecekse şiir bestelenmemeli. Fazıl Say bestelediği şairleri çok iyi anlamış bir besteci. Babasından ve aile yapısından dolayı hayatı onlarla beraber geçmiş. Şiir, hak ettiği müziği buluyor bence Fazıl Say’ın bestelerinde.

        En çok ömrü hayatın şiirini kaybetmemek için direnmekle geçenlere iyi geldi bence bu albüm. Adı ‘Güz Şarkıları’ ama benim içimi bahar coşkusuyla, “Bu kış uykusu bir gün bitecek” umuduyla doldurdu...

        Ne güzel bir his oluşturmuş sende. “Şiirini kaybetmemek” deyince aklıma, ben ortaokuldayken babamın söylediği bir söz geldi. Bir gün birlikte otururken babam bana “Sen şiirini kaybettin” dedi. Ben şiir yazardım ama o dönem yazmıyordum, önce onu kastettğini sandım “İleride yazarım yine” dedim. “Ondan bahsetmiyorum. Bazı insanların kafalarının üzerinde bir ışık vardır, herkeste yoktur o ışık, kafasında o ışık olanlar şiiri olan insanlardır. Hayatın boyunca o insanları ara bul, sadece onlarla ilişkin olsun, öbürleriyle işin olmasın” dedi. Bu öğüdün kıymetini zaman geçtikçe daha iyi anladım. ‘Güz Şarkıları’ şiiri olan, şiirini kaybetmemek için direnen tüm insanlara bir selam. Şiirin yeniden gündeme gelmesi, bestelenmesiyle şiire de selam. Kaybettiğimiz şairlere bir selam ve Sivas’ta yakı- lan Behçet Aysan’dan, ömrü memleket hasretiyle geçen Nâzım Hikmet’ten bir özür dileme aynı zamanda.

        ‘VASAT ÖLÜME MAHKUMDUR'

        ‘Güz Şarkıları’, niteliksiz işlerin kılıfı “Halk bunu istiyor” klişesini ne de güzel çürüttü! Kendisine sunulduğunda nitelikli olanın da hakkını veriyor bu halk işte!

        Sen iyi bir şey yaparsan, iyi bir şey üretirsen bu bir şekilde ulaşması gereken yere ulaşıyor ve gerekli takdiri görüyor. Aynı şekilde çok vasatın değerli sayıldığı durumlar da var ama vasatın kalıcılığı olmuyor. Güzel olan, iyi olan, iyiyi amaçlayan her zaman yaşayacaktır. Dolayısıyla en karanlık, en vasata boğulduğu günde bile vasat olanın ölüme mahkûm olduğunu bilmeli ve korkmamalı insan!

        ‘ÇOCUKLAR ÇOK SESLİ MÜZİKLE BULUŞMALI'’

        Bir anne, bebeğinin ‘Güz Şarkıları’nı dinlerken uykuya daldığı halini paylaştı sosyal medyada, çok güzel bir kareydi. Çok sesli müziğin çocuklara değmesi o kadar kıymetli ki...

        Çocukların ‘Akrep Gibisin’i söyledikleri videolar da paylaşılıyor. Ritmik yapısı nedeniyle çocuklar tarafından sevileceğini tahmin etmiştim, öyle de oldu. Tomurcuk Vakfı’ndaki Down sendromlu çocukların şarkıyı dinleyip dans ettikleri video da beni çok etkiledi. Dediğin gibi çocukların çoksesli müzikle buluşması çok önemli. Umarım çocuğuna ilk kez böyle bir şey dinleten aileler, bundan sonra Mozart ve Bach’ı da dinletirler. Çoksesli müzik dinleyen, onunla büyüyen bir çocuğun ileride kötü bir insan olabileceğini düşünmüyorum.

        "ÖĞRENMENİN SONU YOK"

        “ÖĞRENMENİN sonu yok, sahne hep öğreniliyor” diyen Güvenç Dağüstün ekliyor:

        “Pavarotti öldüğünde hâlâ şan hocası vardı, gidip İtalya’da dersini yapıyordu. ‘Güz Şarkıları’nı çıkarırken ben de İzmir’e gidip İbrahim Yazıcı’yla birlikte parçaları tekrar tekrar çalıştım. O kadar iyi sahnesi olan adamlar var ki onların sahnelerini ders gibi izliyorum. Soner Abi (Olgun) mesela. Onu sahnede izlerken telefonuma notlar alıyorum.”

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa