Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Ekmeleddin İhsanoğlu, Şişko fareler trafolara giriyor (Cumhurbaşkanlığı seçimi)

        Cumhurbaşkanı adayıEkmeleddinİhsanoğlu, Türkiye genelinde gerçekleştirdiği ziyaretler kapsamında ikinci kez İzmir'e geldi. Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi toplam 7 partinin desteğini alan İhsanoğlu'nu havalimanında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun yanı sıra milletvekilleri, il başkanları, parti il gençlik kolları karşıladı. Yoğun izdiham arasında Kendisine sevgi gösterisinde bulunanlara elini uzatan İhsanoğlu, seçim otobüsüne binerek havalimanında ayrıldı. Partililer sıkı sık 'Ekmek içinEkmeleddin' sloganları attı.

        İhsanoğlu Karşıyaka'da Zübeyde hanım mezarını ziyaret etti, ardından Atatürk Müzesi bahçesinde açıklamalarda bulundu.

        İşte İhsanoğlu'nun konuşmasından satırbaşları:

        Yargı meselesi çok hassas bir mesele. Yargıya siyasetin karışmaması lazım. Adli işlerin siyasetin karışmaması lazım. Şimdi bakınız biz 90 senedir laiklik üzerinde titreye titreye belirli bir noktaya geldik. Laiklik dinin siyasete, siyasetin dine karışmaması demektir. Bazı radikal gruplar anlayışlar var ama onlar büyük ekseriyetin karşısında bunu kabul etmek durumundadır.

        Yargı siyaset ilişkisinde bunu oturtmamız lazım. Bir ülkede yargı siyasete, siyaset yargıya karışıyorsa orada adalet olmaz.

        "HERKESLE KAVGALIYIZ"

        Gazze meselesinde, hükümetimiz ne yaptı? Yas ilan etti. İcraat olarak yas ilan etti. Bu saygıyla karşılayacağımız bir husus. Onun dışında nutuk attık. Telefonlar yaptık, bağırdık çağırdıki bir tane şişe kan, bir battaniye, bir konserve kutusu gönderemedik. Neden? Çünkü herkesle kavgalıyız. Bu yardımın iki kapısı var. siz o iki devletle kavgalısınız.

        Biz yol gösterdik, 2008-2009 ‘da aynı hadise. Bu İsrail’in zalimce saldırıları devam edecek. Bu şartlar olduğu sürece bunlar devam edecek. Güvenlik Konseyi’nin kapısında kilit olduğuna göre bu olacak. Ben başka bir yol tarif ettim. Yine BM güvenlik mekanizması yoluyla. Ama dinlemiyorlar yalan söylüyorlar, küfrediyorlar.

        "13-14 YAŞINDAKİ KIZA TECAVÜZ EDİLİYOR"

        Bir taraftan Gazze’deki kardeşlerimizle dayanışma içerisindeyken, ırak Türklerinin uğradığı katliamlar, kızların uğradığı tecavüzler unutuluyor. Sırf Filistinli mi olmak lazım? Biraz da Türklerle Allah rızası için dayanışma içerisinde olalım. Dün Türkmen liderler geldiler bana, öyle feci hadiseler anlattılar ki. 13-14 yaşındaki kıza, mükerreren defalarca tecavüz ediliyor, filme çekiyorlar sonra da elektrik direğine asıp öldürülüyorlar. Böyle bir vahşet. 50 bin kişi susuz, gıdasız. Barınaksız, bunlara hiç kimse bir şey yapmıyor. Varsa yoksa Gazze. Ama Gazze’ye de yapılan bir şey yok. Yoksa sonumuz biraz kavgalı bir süreç olacak. Biz kavga değil vatanımızda huzur istiyoruz ki, yurt dışında itibar istiyoruz. Yurtta sulh cihanda sulh istiyoruz.

        Ekmeleddin İhsanoğlu, Atatürk Müzesi'nde yaptığı basın toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı.

        Soru: Cumhurbaşkanı seçildiğiniz takdirde Türk siyasetinde neler değişecek?

        Biraz önce bazı şeyleri sıraladık. Biz yarışa başlar başlamaz bir seviye getirdik. Biraz milletin ayağının yere basmasını şey ettik. Herkes anayasanın, mevcut anayasaya saygılı konuşmaya başladı. Şimdi yapılacak şey şudur. Biz, görmüşsünüzdür, manifestolarda her şeyden önce ülkede huzuru sağlamamız lazım. Bizim toplumumuz, konuşmakla şöhret bulan “toplumumuz tef gibi gergin olmuş” bu tefi yanlış çalanlar var. istikrar içinde, Türkiye maceraya sürüklenmemesi lazım. Fakat bu istikrar devam ederken bu kutuplaşmayı sona erdireceğiz. Bir ve beraber bir millet olarak dirliğimizi sağlayacağız. Sevgi ekeceğiz, saygı ekeceğiz, bunun tohumlarını elde edeceğiz.

        Bu kardeşiniz uluslararası ilişkilerden tecrübeleri oldu. Dünya liderleriyle, komşu devletlerle. Biz bunu bu komşularımızla olan münasebetlerimizi düzelteceğiz. Gündemimizin en baş maddeleri içerisinde, hukukun üstünlüğü. Ve buna bağımlı, yargının bağımsızlığı. Bugün Türkiye’de hukukun üstünlüğünden bahsetmek mümkün değil.

        Türkiye’de hiçbir zaman, askeri diktalar zamanında dahi, yargının bu kadar darbe aldığını, kanunların bu kolaylıkla değiştiğini, biz bizim neslimiz bunu hatırlamıyor. Biz bunun siyasi tarihimizde de böyle bir şey görmedik. Onun için hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı ve sosyal adaletin gerçekleştirilmesi çünkü Türkiye’de yoksulluk çizgisinin altında yaşayan çok insan var. bu insanların bir an evvel dertlerine derman bulmak lazım. Kredi borcu olan kardeşlerimiz, bu sarmal içerisinde, her ayın sonu-başı, ben bu krediyi nasıl ödeyeceğim diye yüz binlerce milyonlarca insanımız var. bunu muhakkak mevcut hükümetle meclisle muhalefetle bunun bir çaresini bulup o sıkıntıları gidermemiz lazım.

        "ADAMIN AĞZI VAR DİLİ YOK"

        Faiz diye aleyhte konuşuluyor, merkez bankasının başkanı azarlanıyor, yazık adamın ağzı var dili yok.

        Eşim hatırlattı haklı olarak. Kadın meselesi ve buna bağlı olarak engelliler meselesi özel önem arz eden konudur. Teferruata girmeyeceğim, biz bu şerefli yolculuğa çıktığımız günden itibaren kadınlarımızın toplumumuzdaki etkin rolünü keşfettik. Benim her yerde gördüğüm kadınlar, genç küçücük kızlarımızdan, ileri yaşlardaki annelerimize teyzelerimize kadar başı açık kapalı olsun, tahsil seviyeleri farklı olsun. Hepsi bu konuda çok ileri fikirli. Açık açık söylüyorlar, bizim oyumuz sizden yana. Ben bu yarışı hanımlarımızın, gençlerimizin ve engellilerimizin desteğiyle kazanacağım.

        Soru: Hukukun üstünlüğü vurgusu yaptınız. Bugün Türkiye operasyonla uyandı. Bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyiz?

        Ben de maalesef bundan sabah erken saatte haberdar oldum ve ben de çok üzüldüm. Adli tahkikat intikam duygusu içinde olmamalıdır. Gerçekten suç işleyen varsa ister polis ister bakan olsun devletin hangi görevinde birisi olursa olsun, böyle bir şey yapmışsa kanun karşısında eşit muamele alarak yargılanarak cezası neyse alması lazım. Bu uzun zamandan beri bir takım emniyet mensuplarına, yargı mensuplarına, savcılara polislere emniyet müdürlerine lekeleme kampanyaları başlatıldı. Bunlardan bazı, onurlarını kıran bir şekilde tutuklananlardan bir kısmı serbest bırakılmıştı. Biz de her şeye rağmen vicdanlı hakimler vardı. Birbirlerine kelepçeleniyorlar, bu ayıptır. Bu yakışmaz bize. Bin senelik devlette bu olmaz. Biz sırf 90 yıllık cumhuriyet değiliz. Biz bu devleti daha dün kurmadık ki. bu çok ayıptır bu yakışmaz. İnsanlar bunu yapanlar ve yaptıranlar yarın pişman oldukları zaman yine Türk adaletine müracaat edeceklerdir. “Adalet mülkün temelidir” yani devletin temelidir. Temeli çürürse o devlet çöker.

        Soru: Başbakan Erdoğan’ın bir açıklaması vardı “benim oyum yüzde 56” diye. Sizin bir tespitiniz var mı?

        Bizim tespitimiz yüzde 60.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa