Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan Habertürk'e konuştu

        ÖZEL RÖPORTAJ - Kübra PAR / HABERTÜRK

        MHP 30 Mart yerel seçimlerinde oylarını artırmasıyla dikkat çekmişti. Geçen hafta hem Bahçeli'nin ‘üçgen formülü' hem de Cemil Çiçek'in Engin Alan'ın tahliyesine yönelik yasa önerisi gözleri bir kez daha MHP'ye çevirdi.

        Devlet Bahçeli'ye yakınlığı ile bilinen MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Celal Adan ile buluşup son gelişmeleri konuştuk. Söz Kürt meselesine geldiğinde MHP'nin bildiğimiz tavrından ödün vermese de bu durumun MHP'nin demokrat olmadığı algısı yaratmasından şikâyetçi. Türkiye'de "milliyetçi olan demokrat değildir gibi yanlış bir algı var. Hal bu ki biz milliyetçilik ve demokrasinin ruh ikizi olduğuna inanıyoruz. Parti içi demokrasi de çok güçlü" diyor...

        Cumhurbaşkanı adayı konusunda gözler hep AK Parti'de. Muhalefet aday belirlemede neden bu kadar geç kaldı?

        Şu anda hiçbir siyaset partinin adayı belli değil dolayısıyla bir gecikme yok.

        Kutuplaşmanın arttığı bir dönemde Bahçeli'nin çatı adayı önerisi olumlu karşılandı ama başarılı olacağına dair şüpheler var...

        Toplumdan gelen taleple bu öneriyi yaptık. Sayın Bahçeli geçmişten referanslarla geleceği iyi okuyan bir lider. Hiçbir açıklaması tesadüf değil, tüm uyarılarında haklı çıkıyor. Kutuplaşmayı giderecek milleti bütünleştirecek herkesin "benim Cumhurbaşkanım" diyeceği bir adayın çıkmasını uygun gördü. Öyle bir aday bulmalıyız ki sosyal demokratlar, milliyetçiler, maneviyata değer verenler, muhafazakârlar ve laikler ona oy versinler. Aslında bu kesimler arasında bir ihtilaf yok. Aynı camide, aynı düğünde, aynı eğlencedeler. Milletimizi kutuplaştıran siyasal iktidar oldu. Televizyonlarda Gül-Erdoğan ekseninde bir dayatma yapılıyor. Cumhurbaşkanlığına, arkasında 17 Aralık süreci olan birinin yargılanmadan aday olması doğru değil. Sayın Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı'na talip olmaması gerekir.

        Erdoğan'ın ilk turda Cumhurbaşkanı seçilme potansiyeli varken bu gerekçeler ne kadar etkili olur?

        Sayın Bahçeli'nin açıklaması olmasa medya sadece Erdoğan ya da Gül'ün adaylığına odaklanmıştı. Buna karşı MHP çıktı ve parti taassubunun ötesinde her kesimin oy vereceği bir çatı adayı tarif etti.

        Herkesin kucaklayacak bir aday kulağa hoş geliyor ama pratikte ne kadar gerçekçi? O aday kim olacak?

        Milliyetçi, muhafazakâr, manevi değerlere önem veren, laik, demokrat biri olmalı.

        Bir ideal insan tanımlıyorsunuz ama öyle biri var mı sahiden?

        Türkiye'de bu değerlere sahip çok ciddi insanlar var. İsim ortaya konulduğunda göreceksiniz...

        Olası adaylar netleşti mi? Mutfakta neler oluyor?

        Ciddi çalışmalar yapılıyor. Herhangi bir ismi söyleyip yıpratmanın anlamı yok. Sevindirici olan bu projeye Türkiye'den her kesimin sahip çıktığını görmemiz... AK Parti tabanından da ciddi destek alıyoruz.

        AK Parti tabanı Erdoğan'ın adaylığından memnun değil mi? Neden sizin adayınıza destek versinler?

        AK Parti'nin seçmeni ile yönetimi arasında ciddi bir ihtilaf var. Büyük kesim ehvenişer diye oy veriyor. Kutuplaşmadan rahatsızlar. Medya 30 Mart seçimlerini AK Parti'nin zaferi olarak gösterdi, oysa 2 milyon 300 bin oy kaybettiler. Anadolu insanı yerel seçimlerde iktidar partisine oy verme eğilimi gösterir, aksi takdirde hizmet alamayacağından endişe eder. Buna rağmen AK Parti oyları 21 milyondan 19 milyona indi.

        Yerel seçimde AK Parti'ye oy verseler dahi Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde fikirlerini değiştirebilirler mi?

        Elbette... Devlet Başkanlığı bir belediye başkanlığı ya da Başbakanlık değildir. Cumhurbaşkanlığı yemini ile Meclis yemini farklıdır. Cumhurbaşkanı "tarih huzurunda" yemin eder. Onu siyasallaştıramaz, bir siyasi partinin bloğunda tutamazsınız.

        Bahçeli'nin çizdiği profildeki bir adaya CHP seçmeni oy verir mi?

        Seçmenler arasında büyük bir fark yok. Halkı kutuplaştıran siyaset olgusuna karşı çıkıyoruz zaten. Bütün kesimlere güven veren birini bulma arayışındayız.

        Çıkacak aday siyaset üstü biri olursa etkili bir kampanya yürütebilir mi?

        Halk kendi kampanyasını destekler.

        Erdoğan'ın siyasi tecrübesi ve karizmasıyla yarışabilir mi?

        17 Aralık ve 25 Aralık o karizmayı çizdi. AK Parti teşkilatındakiler bile şüphe içindeler. Halkın yüzde ellisinin nefret ettiği bir Cumhurbaşkanı olmamalı.

        Çatı aday bulma çabası bir anti-Tayyip Erdoğan kampanyasına dönerse yerel seçimlerdeki gibi AK Parti oylarını konsolide etmez mi?

        Sayın Devlet Bahçeli'nin çatı önerisi Tayyip Erdoğan'ın seçilip seçilmemesi üzerine kurulmuş bir proje değil. Türkiye'yi kutuplaştıran, PKK'yı siyasallaştıran, 17 Aralık'ta evinden para çıkan, beş bakanı hırsızlıktan içeri alınan bir adam Cumhurbaşkanı olamaz. Tayip Erdoğan değil de Ali ya da Veli de olsa fark etmez...

        'ENGİN ALAN'I İSTİSMAR EDEREK TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ELİNİ RAHATLATMAK İSTİYORLAR'

        Cemil Çiçek Engin alanın tahliyesi için özel bir formül önerdi. MHP bu teklifi neden desteklemiyor?

        Çok acımasız bir süreçle karşı karşıyayız. Engin Alan'ı istismar ederek terör örgütünün elini rahatlatmak istiyorlar. Anayasa'nın 14. Maddesi devlete karşı işlenen suçları ceza kapsamına alıyor. Orada yapılacak bir yumuşatma devlete karşı eylem yapan bütün PKK'lıları rahatlatacak, ucu Öcalan'a kadar uzanacak. Askere polise kurşun sıkanlarla onu eşitleyerek verilecek haklara Engin Alan'ın da itirazı vardır.

        Fazla kötü niyetli değil misiniz?

        Yasalar tek bir kişi için çıkarılmaz. Engin Alan için kapılar kapanmış değil. Yargılamanın adil yapılmadığı yönünde bir kanaat oluştu. Alan, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yaptı, oradan olumlu karar çıkmak üzere. Ayrıca Adalet Bakanlığı yargılamanın haksız yapıldığına dair Yargıtay marifetiyle itirazda bulunabilir. Bu imkânları kullanmak varken ceza almış bir bölücü milletvekiliyle bir kahraman askeri eşitleyen bu süreci samimi bulmuyorum.

        Engin Alan'ın kızı Tülin Alan, Cemil Çiçek'in teklifini geri çevirmenize kızdı...

        Olabilir, duygusal davranabilir, saygı duyuyorum.

        Çanakkale ziyaretinde Başbakan'ın karşısında ayağa kalkmadığı için Engin Alan'dan intikam alındığı söylentilerine ne diyorsunuz?

        Olabilir. Bu ülkede Başbakan'a karşı çıkan herkes vatan haini ilan ediliyor...

        Balyoz'un arkasında Cemaat olduğuna inanıyor musunuz?

        Uzun zaman olmasına rağmen savcının polisin karşısına çıkarılan kimse yok. Buna hükümetin cevap vermesi lazım.

        'SANDIK DOĞRU YOLDA OLDUĞUMUZU GÖSTERDİ'

        17 Aralık ve 30 Mart süreci size ne öğretti? Sandıktan ne mesaj aldınız?

        MHP'nin duruşunun doğru olduğu mesajını aldık.

        Yeterli miydi bu?

        Elbette yetersiz ama iktidar partisinden kopan 2 milyon 300 bin oyun MHP'ye gelmesi temel stratejimizin doğru olduğunu gösteriyor. Herkesin kapısını çalıp bu doğruları anlatabilseydik çok daha fazla oy alırdık.

        Peki, MHP neden yüzde 40'lara 50'lere varacak düzeyde oy alamıyor?

        Önümüzdeki seçimlerde bunun hayal olmadığını göstereceğiz. Türkiye'de devlet düşmanlığı yapmak prime dönüştürüldü, siyaset dışarıdan tanzim edildi. 28 Şubat süreci buna katkı sağladı. 2001-2002 ekonomik krizi AK Parti'nin önünü açtı. Millet kendi iradesine tehdit olduğu zaman buna tepki koyuyor. Bu seçimde de milli iradenin tehdit altında olduğunu söylediler. Artık bu istismarı yıkacağız.

        AK Parti'nin 3 dönem boyunca birinci parti olmasını açıklamaya yeterli mi bu?

        Gelişmelerden halkın büyük bölümü haberdar olmadı. O tapeler sansürlenmeden televizyonda bir ay yayınlansın, bunlar sokağa çıkamaz! "İstikrarsızlık olursa başımıza ne gelir?" endişesi bu iktidarın devam etmesine katkı sağladı. Bir de yerel seçimlerde "AK Parti İstanbul ve Ankara'yı kaybederse düşer" anlayışıyla medya sadece Sarıgül ve Topbaş'ı çıkarıp, MHP adayını çıkarmadığı için seçmene ulaşmakta zorluk çektik. Aksi halde çok daha fazla oy alırdık.

        Suçu sadece medyaya yıkmak ne kadar doğru? Rasim Acar pek bilinmeyen bir isimdi ve karşısında Sarıgül ve Topbaş gibi iki iddialı aday vardı...

        Sarıgül'ü bir projeye dönüştürdüler ve millete dayattılar. Milliyetçilik fikrine karşı büyük bir düşmanlık yürütülüyor, MHP anti-PKK olarak tanımlanıyor. Oysa MHP'nin vatandaşı kucaklayan sosyal politika projeleri çok güzeldi.

        Ama Devlet Bahçeli'nin söylemlerinde sosyal politika önerileri değil Kürt meselesi öne çıkıyor...

        MHP Kürt karşıtı hareket olarak gösterilmeye çalışılıyor oysa Türk-Kürt çatışmasını durduracak tek irade MHP'dir. PKK siyasallaştıkça halkla aramıza duvar ördü. Batı'da baskıdan kurtulan Kürt vatandaşlar bize oy veriyorlar.

        Kürt vatandaşların sorunları olduğu biliniyorken çözüm süreci neden AK Parti'nin tekeline bırakılıyor? MHP neden ezber bozacak, Kürtleri mutlu edecek açılımlar yapmıyor?

        Binlerce ülkücü işkenceden geçti, hiçbiri çıkıp bir karakola taş atmadı ama Sayın Bülent Arınç "Diyarbakır cezaevine düşseydim ben de dağa çıkardım" dedi. AK Parti Kürt sorunu diye adlandırdıkları sorunu Abdullah Öcalan'ın elini güçlendirecek şekilde tanzim etti. Terör örgütü lideriyle görüşerek onu siyasallaştırdı, Türkiye'yi ayrıştırdı. Asıl paralel devlet Güneydoğu'da kuruluyor. Öcalan, devlete ortak edildi. Aslında biz bin yıldır aynı kazanda kaynamışız. Neden İstanbul'da Kürt sorunu yok da Diyarbakır da var? Çünkü orada terör örgütü meşrulaştırılıyor.

        'MİLLİYETÇİ OLAN DEMOKRAT DEĞİLDİR ÖNYARGISINI YIKTIK'

        MHP kendini anti-PKK ve Kürt meselesi karşıtlığı üzerinden kuran bir parti, bu yüzden geniş tabanlara hitap edemiyor eleştirisinin haklılık payı yok mu?

        MHP kurulurken PKK yoktu, onun alternatifi bir hareket olarak görmek doğru değil. MHP devleti kuran ve Türk milliyetçiliği fikrini temsil eden bir siyasi hareket. İdealinde, kalkınan, güven içinde yaşanan, mutlu bir Türkiye var.

        Kimlik siyasetini ve çok kültürlülüğü öne çıkaran başka bir dünya sistemine doğru geçtik. Bu dönüşüm ulus devlet milliyetçiliğini zayıflatmadı mı?

        Putin mi milliyetçi değil? Merkel mi milliyetçi değil? Obama mı milliyetçi değil? Milliyetçiliğin bitmesi sosyolojik olarak ilme aykırıdır. Ülkeleri kalkındıran temel ideoloji milliyetçiliktir. MHP değerler çatışmasını ikinci plana iten, değerlerin kalkınmada itici güç olmasını isteyen bir hareket. Tarihin, coğrafyanın ve bugünkü şartların bize yüklediği sorumluluk göz önüne alındığında Milliyetçi olmadan ve Milliyetçiliği demokrasiyle taçlandırmadan Türkiye yönetilemez. Milliyetçilik ve demokrasi ruh ikizidir. Bu iradenin temsilcisi de Sayın Bahçeli'dir. Bahçeli Gezi olaylarında da paralel yapılanma iddiaları karşısında da herkesi sandığa davet etti. Türkiye'de "milliyetçi olan demokrat değildir" gibi bir algı vardı. Sayın Bahçeli bu yanlış algıyı yıktı. Türkiye'nin asla bölünmeyeceğini, sosyal adaletin inşa edileceğini, demokrasiye sonuna kadar sahip çıkılacağını ama Milliyetçiliğin de vazgeçilmez olduğu gerçeğini ortaya koydu.

        'MHP'DE PARTİ İÇİ DEMOKRASİ ÇOK GÜÇLÜ'

        MHP içinde parti içi işleyiş nasıl?

        Devlet Bahçeli partide demokratik tüm mekanizmaları çalıştırır. MHP'nin il ve ilçe kongreleri genel merkezin müdahalesi olmadan özgürlük içinde geçer. Delegenin iradesine saygı gösterilir. Devlet Bahçeli ulaşılması en kolay liderdir.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa