Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'ndan açıklama, Suriye tapesi, Suriye toplantısının dilenmesi

        Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, güvenlik toplantısının illegal dinlenmesine ilişkin, "Böyle bir toplantıda her şey konuşulur, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekası, halkın huzuru, her bir vatandaşımızın güvenliği söz konusuysa orada her şeyi ben konuştururum, kim ne derse desin" dedi.

        Davutoğlu, Ülke TV'nin canlı yayınına katılarak, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

        Güvenlik toplantısının illegal dinlenmesini değerlendiren Davutoğlu, bir ülkenin güvenliğine saldırının pek çok yolla gerçekleştirilebileceğini belirterek, son dönemlerde birçok ülkede teknolojik aygıtlar kullanılarak stratejik aklın ve devletin refleksinin bulunduğu yerlere nüfuz edildiğini söyledi.

        Davutoğlu, 17 Aralık'tan bu yana servis edilen ses kayıtları ile güvenlik toplantısına ilişkin kayıtların aynı merkezden gelip gelmediğine ilişkin soru üzerine, bu olayın 2 sene, hatta 6 ay önce meydana gelmesi halinde tek başına bir mesele olarak algılanabileceğini ifade ederek, "Ama çok açık bir şekilde Türkiye'nin üç hayati seçimi var önümüzde, mahalli seçimler, cumhurbaşkanlığı seçimleri, genel seçimler. Yani gelecek sene takriben Haziran ayına kadar Türkiye bir seçim dinamizmini, gelgitini, diyalektiğini ne derseniz deyin yaşayacak. Birileri bunu biliyor" diye konuştu.

        Bazı çevrelerin, biriktirdikleri tape ve görüşmelerle siyasi yapıyı dizayn etme çabası içine girdiğine işaret eden Davutoğlu, "Kimse artık sütre arkasına saklanmamalı, ne yapacaksa çıksın ve bu memleket hakkında ne düşünüyorsa söylesin" dedi.

        Olayın zamanlamasına da dikkati çeken Davutoğlu, her şeyin tetkik edilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Tek bir iğnenin hesabını verememek durumundan Allah'a sığınırım" ifadesini kullandı.

        "CESEDİMİZİ ÇİĞNEMEDEN BU MİLLETİN İSTİKBALİNİ ÇİĞNETMEYİZ"

        Olaya ilişkin haberleri Burdur'a seyahat ederken yolda aldığını aktaran Davutoğlu, söz konusu haber düşer düşmez daha önceki operasyonları yapan ve yayan bütün çevrelerin, aynı köşe yazarlarının, aynı sosyal medya takipçilerinin bir anda olayın üstüne atladıklarını ve ağır hakaretlerde bulunduklarını söyledi.

        Ortada tahrif edilmiş bir dinleme olduğunu ve kendilerinin bile açıklama yapmadan neredeyse 4 saat tetkik için beklediklerini aktaran Dışişleri Bakanı, "Şimdi sizin köşe yazarlarınız bu şeyden gayet memnuniyet ifade edecekler, hesap soracaklar, sonra ertesi gün siz açıklama yazacaksınız, 'Bizim bunlarla alakamız yok, kimse sorumlusu bulunsun' diye" değerlendirmesinde bulundu.

        Davutoğlu, 12 yıldır gece gündüz çalıştıklarını vurgulayarak, "Diyelim ki hatalarımız var çıkar söylersiniz. Diyelim ki eleştirmek istiyorsunuz, eleştirirsiniz, fikir özgürlüğü var. Ama yıkmaya kalkışırsanız bu birikimi, biz bunu yıktırmayız" dedi.

        Bu konuda tereddüt etmeyeceklerinin altını çizen Bakan Davutoğlu, "Cesedimizi çiğnemeden bu milletin istikbalini çiğnetmeyiz. Çünkü buraya geldi bu iş, varoluşsal bir mesele haline geldi" diye konuştu.

        "GENEL BİR İFADE OLARAK SÖYLEDİ, ÜSTÜNE ALINAN ALIR"

        Güvenlik toplantısının illegal dinlenmesini bir "savaş ilanı" olarak nitelendirdiğinin hatırlatılması üzerine Davutoğlu, "Bunu herhangi bir grubu kastederek söylemedim. Eğer bir ülkenin haremi ismetine böyle girilmişse, virüs ta beyne kadar gelmişse bu bir savaş ilanıdır. Genel bir ifade olarak söyledim, üstüne alınan alınır. Kim yapmışsa bunu araştıracağız ama samimilerse çıkarlar, önce o 3-4 saatlik ifadelerinden özür dilerler" dedi.

        Davutoğlu, söz konusu toplantının formel bir toplantı olmadığını da belirterek, diğer odada yapılacak toplantıya girmeden önce 3 kurumun birinci dereceden yetkililerini odasına çağırdığını ve ön bilgi aldığını, oradaki konuşmaların da mahiyet itibariyle karıştırılmış bir şekilde tahrif edildiğini vurguladı.

        Dört kişinin katılımıyla yapılan bir toplantının ister istemez beyin fırtınası şeklinde geçeceğine işaret eden Davutoğlu, "Böyle bir toplantıda her şey konuşulur, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekası, halkın huzuru her bir vatandaşımızın güvenliği söz konusuysa orada her şeyi ben konuştururum, kim ne derse desin" ifadesini kullandı.

        "FETRETİ BİTİRİYORUZ"

        Hükümetin son 10 yıl içinde devleti önemli ölçüde tanzim ettiğine dikkati çeken Davutoğlu, Osmanlı'da Fetret Dönemi'nin bitişini hatırlatarak, "Biz 90'lı yılların fetretinden sonra, ekonomik krizler, terör, siyasi istikrarsızlıklardan sonra devleti tanzim ediyoruz, fetreti bitiriyoruz" dedi.

        Birilerinin Türkiye'nin stratejik aklını nasıl bozacağını düşündüğünü belirten Davutoğlu, "Şu anda bizim yıkılmasına izin vermeyeceğimiz en önemli şey özgüvenimiz" diye konuştu.

        Davutoğlu, 90'lı yıllardaki fetretin üç ayağının siyasi kaos, ekonomik kriz ve terör olduğunun altını çizerek, bu üç alanı yeniden inşa ettiklerini vurgulayarak, AK Parti'nin denklemden çıkması durumunda ekonomik ve siyasi kriz yaşanacağını söyledi.

        "İLK DEFA DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI BÜNYESİNDE BÖYLE BİR ŞEY YAŞIYORUZ"

        Daha önce Oslo sürecinde ve İmralı zabıtları konusunda benzer olaylar yaşandığı hatırlatılarak, "Bu iki olay size daha tedbirli olmaya sevk etmedi mi?" sorusunun yöneltilmesi üzerine Davutoğlu, ilk kez böyle bir olay yaşandığını ve şu anda çok ciddi bir soruşturma yürüttüklerini söyledi.

        Son dönemde kritik konularda onlarca, hatta yüzlerce toplantı yaptıklarını hatırlatan Davutoğlu, "Şu ana kadar ilk defa Dışişleri Bakanlığı bünyesinde böyle bir şey yaşıyoruz. Dikkatliydik fakat teknolojik imkanlar öyle bir hale geldi ki hani 'Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu' der ya Köroğlu, insan unsurunun da müdahil olduğu durumlarda bazı şeylere ne kadar dikkat ederseniz edin sıkıntıyla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Bunu mazur göstermek için söylemiyorum, bunun sorumluları bulunacak" dedi.

        Davutoğlu, bundan sonra personel, sistem ve binayla ilgili daha fazla tedbir alacaklarını vurgulayarak, "Türkiye'nin ölçeği artık çok büyüdü, dolayısıyla tedbir ölçeğini de büyütmemiz gerekiyor" diye konuştu.

        KILIÇDAROĞLU'NUN AÇIKLAMALARI

        Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına ilişkin, "Tarihin hiç döneminde sorumlu bir siyaset adamı bu derece kendi ülkesine ihanet içinde olmamış, çok açık söylüyorum. Bir ülkede iktidara talip olan birisinin o devletin itibarını koruması lazım. Siyasi mücadele vermeye tamam ama devlet itibarını, devletin güvenliğini neredeyse istihsaya alacak şekilde davranmak kimseye yakışmaz" dedi.

        Kılıçdaroğlu'nun bugün yine kendisine saldırdığını ifade eden Davutoğlu, "Akşehir'e gider, 'Kırşehir' der, Mersin'e iner 'güneydoğumuzun incisi' der, sonra da gelir bize zeka yapmaya çalışır. Bu, bir insanın kapasite eksikliği" değerlendirmesinde bulundu.

        Devletin mahremine giren böyle bir saldırıya herkesin ortak tepki vermesi gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, Kılıçdaroğu ve sözcülerinin sarf ettiği sözlerin demokrasiye inanmış ve devlet geleneğinden gelen siyasetçilere yakışmadığını belirterek, "Kafalarında 27 Mayıs Türkiye'si var hala, özümseyemediler" diye konuştu.

        Davutoğlu, 30 Mart'ta yapılacak yerel seçimlere ilişkin, "Bu seçim, AK Parti ile diğer partiler arasındaki veya parti dışı faktörler arasındaki bir seçim değil. Bu seçim istikrarla kaos arasındaki bir seçimdir, toparlanmayla tabiri caizse yeniden tanzimle, restorasyonla fetret arasında bir seçimdir. Halkımızın bu bilinçle oy vermesinin gerekli olduğunu düşünüyorum" ifadesini kullandı.

        AA

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa