Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem "Beş ana olayla karşı karşıyayız"

        Bu yıl sıradışı bir yaz yaşıyoruz. Aşırı sıcaklar, bol yağışlar, yer yer sel felaketleri… Galiba olay sadece meteorolojik bir olay değil.

        Siyasal meteoroloji açısından olaya bakınca da, inişli çıkışlı özel bir dönem yaşadığımızı görüyoruz.

        5 başlıkta bu dönemi niteleyen ana olayları birlikte değerlendirmemize yardımcı olacaktır.

        1- Yeni bir ekonomik tabloya geçtiğimizi görüyoruz.

        2- AKP siyasetinin çeşitli yeni açılımlarına ve aşamalarına tanık oluyoruz

        3- Yaz başlarında TSK’ya yönelik bir sindirme kampanyasına tanık olmuştuk. Şimdi yargıya yönelik sindirme, yıpratma kampanyası yürütülüyor.

        4- Eğitim konusunda Türkiye kendisiyle yüzleşme noktasına geldi. Eğitim açısından yalın gerçekler bir kez daha ortaya çıktı.

        5- Beşinci olarak da Kürt açılımı konusunda yeni bir açılım görülüyor.

        EKONOMİ

        Yeni bir aşamaya geldik. Doğal olarak ekonomideki küçülme vatandaşın ekonomik konumunu ciddi etkiler biçimde, zamlarla, dolaylı vergilerle, elle tutulur somut bir aşamaya geldi. Bunun altında ne yatıyor?

        Türkiye daima büyüyen bir ekonomi olarak gelişmiştir. 2008 yılından itibaren küçülen bir ekonomiye dönüşmüştür. 2009’da çok çarpıcı bir biçimde ekonomik daralma ortaya çıkmıştır. AKP’nin uzun süre kararlılıkla sürdürdüğü mali istikrar politikasını bir kenara bıraktığı ve olağanüstü harcamalara yöneldiği, siyasi amaçlarla olağan dışı bir harcama dönemine girdiği, bunun sonucunda da bütçenin delik deşik olduğu gerçeğidir.

        Bütçe 6 ayda 23 milyar liralık açık, yıl sonunda da 50 milyar liralık bir açığa yöneldi.

        İşte bu tablo vatandaşın tepkisini çeken vergi zamlarının altındaki tablodur. Birden bire yeni bir zam dalgasının geliyor olması, KDV’ye ÖTV’ye zam yapılması, harçların yükseltilmiş olması, lokantalarda KDV’lerin yükseltilmesi, değerli kağıtlara ciddi zam yapılması AKP’nin seçimlerde yaptığı harcamaların bedelini vatandaştan çıkarmak üzere uyguladığı ekonomi politikasıdır.

        Bugün Türkiye neden bu zamlarla karşı karşıya? Çünkü AKP önce 2007 sonra da 2009 seçimlerinde oy kazanmak için para harcamaktan çekinmemiştir. Halkın kemer sıkmasını kaçınılmaz hale getirecek bu uygulama devam edecektir. Kemerde sıkacak delik kalmamıştır ancak yeni delikler sıktıracaklardır.

        Zamla bu iş bitmeyecek, devlet borçlanmaya başlayacaktır. Zam yapan bir ekonomi politikası Türkiye’ye yön vermeye başlamıştır.

        DARBE BELGESİ

        "Yaz başından itibaren TSK'ya yönelik belgelerin ortaya atıldığına şahit olduk. Başbakan'ın dediği gibi TSK'nın içinde cunta kurulduğunun kanıtı varsa , derhal gereği yapılmalı. Bu konuda Başbakan ve hükümet yetkilileri kıyameti kopardı. Belgeler unutuldu mu? Ne oldu? Ne yapıldı? Türkiye neden günlerce bunu konuştu? Türkiye'yi sarsan bu olay için şimdi ne yapılıyor? Bu olayın altında ne yatıyor? Buı komployu kimler hazırlamıştır? Devletin hangi birimlerinde bu belge hazırlanmıştır ve sızdırılmıştır? Devletin bu belgeyi ciddiye alması için kimler aracı olmuştur? Tüm bunların cevabının verilmesini istedik.

        Bu olayın üstü kapatılıp unutulamaz. Türkiye'de TSK'yı yıpratma konusunda sistematik bir çabanın yürütülmekte olduğu gerçeğini görmemk mümkün değildir. Bu çabanın kimler tarafından verildiğinin ortaya çıkarılması gerekir. Bu konular boşlukta bırakılamaz. Silahlı Kuvvetler Türkiye'nin en önemli kurumlarındandır. Bu konuları kendi haline terk ederek, memleketin kaderini nasıl olacağı belli olmayan bir sürece terk edemeyiz. Özellikle hükümet ve TSK kendi aralarındaki ilişkiyi çok sağlam bir temel üzerinde kurup, geliştirmelidir. Buna çok ihtiyaç vardır.

        Türkiye'de TSK'nin AB'ye girmeyi amaçlayan, demokratik reformlar yapmak isteyen bir ülkeye kendini adapte etme ve bunu içine sindirme gayreti içinde olduğunu dışarıdan biz gözlemliyoruz.

        Bugüne kadar çıkarılan birtakım yasalara biz de destek verdik. TSK'da yeniden yapılanmaya dönük ciddi bir çaba var. Yeni konsepte göre TSK'nın da kendi yerini yeniden belirleme çabası içine girdiğini görüyoruz. Burada bir problem yok. Problem, bu doğal dönüşümün bir hesaplaşmanın dayanağı haline getirilmesidir. Kaçınılması gereken budur. Bugün biz Türkiye'de demokratik bir evrim mi yaşıyoruz, yoksa TSK'ya yönelik bir intikam alma, husumet politikası mı izliyoruz?

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa