Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Yargı Hrant Dink davasında 5 sanık için tahliye

        İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Hrant Dink davasında, 5 sanığın tahliyesine karar verdi. Habertürk Haber Merkezi'nden Serdar Kulaksız'ın haberine göre,Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davada, 4'ü jandarma görevlisi 5 sanık tahliye edildi. Yurtdışı çıkış yasağı konuldu.

        Habertürk Haber Merkezi'nden Serdar Kulaksız'ın haberine göre, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni HrantDinkcinayetine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davada, tutuklu yargılanan eski Tuğgeneral Hamza Celepoğlu, "Yurt içi ve yurt dışında lanetle karşılanan hain bir cinayet davasına sanık olarak eklenmekten zul duyuyorum" dedi.

        İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, eski Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz ve gazeteci Ercan Gün'ün de aralarında bulunduğu tutuklu sanıklar ile aralarında eski Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay'ın da yer aldığı tutuksuz sanıklar katıldı.

        Davanın tutuklu sanıklarından eski Tuğgeneral Hamza Celepoğlu, Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla tahliye talebinde bulundu. 31 yıl ülkesine ve milletine hizmet etme derdinde olan birisi olduğunu belirten Celepoğlu, "Yurt içi ve yurt dışında lanetle karşılanan hain bir cinayet davasına sanık olarak eklenmekten zul duyuyorum.Dinkailesi huzurunda, şahsım üzerinden bu davanın nasıl sulandırılmaya çalışıldığını bilgi ve belgeleriyle anlatmaya çalışacağım" dedi.

        MAMAK CEZAEVİNDE TUTUKLUYDUM

        Hain darbe teşebbüsü davasından dolayı tutuklu olduğunu iddianamede vurguladığını belirten Celepoğlu, "Ben bu kapsamda tutuklu değilim. 8 aydır MİT TIR'ları davasından tutukluydum. O hain gece Mamak Cezaevi'nde tutuklu bulunmaktaydım. MİT TIR'larından yargılanmam sanki bu hain cinayeti işlemiş olabileceğimin delili olarak öne sürülmektedir" dedi. Cinayetin işlendiğinden İstanbul İl Jandarma Komutanı olduğunun iddia edildiğini belirten Celepoğlu, "Temmuz 2008'de atandım. Olayın olduğu dönemde İtalya'daydım" diye konuştu.

        FETÖ'CÜ FETÖ'CÜYÜ DİNLER Mİ?

        Gazeteci Mehmet Baransu'nun dinlenmesi ile ilgili yaptığı şikayet üzerine hakkında soruşturma açıldığını belirten Celepoğlu, "FETÖ'cü FETÖ'cüyü dinler mi? Şikayet eder mi? Dönemin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu da soruşturma izni verir mi?" dedi.

        POLİS KANI DÖKMEMEK İÇİN TESLİM OLDUK

        Dinkduruşmasında konuşan Muharrem Demirkale, 1999'dan beri istihbarat birimde görev yaptığını söyleyerek, "Jandarma Genel Komutanlığı Hareket Merkezi'nden sıkıyönetimin ilan edildiği, görevlendirildiğim, acil intikal etmem gerektiği söylendiği için gittim. İçeri girdikten sonra polisler etrafımızı sardı. Polis kanı dökmemek teslim olduk. Mesele bu" dedi.

        HİÇBİRİNİN BENİM PERSONELİM OLMADIĞINI SÖYLEDİM

        Dinkcinayeti ile ilgili olarak emniyete gittiğinde kendisine 20'ye yakın fotoğraf gösterildiğini belirten Demirkale, "Hiçbirinin benim personelim olmadığını söyledim. Kriminale gönderin teşhis yaptırın, çocukların başlarını yakmayın diye yalvardım" dedi.

        ERGENEKON SÜRECİ BAŞLADIĞINDA UZAKLAŞTIM

        Bitlis Mutki'de görev yaparken Zekeriya Öz'ün de orada savcı olduğunu belirten Demirkale, "Orası küçük bir yer. Bir gazino var. Taktir edersiniz ki vakit geçirmek için askeri, savcısı, polisi oraya gidip orada vakit geçirir. Zekeriya Öz ile de orada tanıştık. Zekeriya Öz sert bir adam, eşi ise çok hanımefendi bir insandı. Mersin'de görüştüğümüzü hatırlamıyorum. İstanbul'da görev yaptığı sırada benim de İstanbul'da görev yaptığımı öğrenmiş. Beni çağırmış. Ama gidemedim. Bana santralden ulaştı. 'Niye gelmiyorsun' dedi. Birkaç kez belediye tesislerinde ailecek bir araya geldik. Ben Ergenekon süreci başladığında uzaklaştım" dedi.

        ÖRGÜTSEL BİR İLİŞKİ KURSAM ZATEN İZ BIRAKMAM

        2004-2005 yılları arasında Şanlıurfa İstihbarat biriminde görev yaptığını belirten Demirkale, "O süreçte MİT, emniyet ve jandarma üçlüsü olarak hep iyi ilişkilerde bulunmuş biriyim. Ali Fuat Yılmazer o dönem istihbarat müdürü, Erol Demirhan Kaçakçılık ve TEM Şube müdür vekili. Bizim Urfa'da müşterek bir sürü operasyonumuz oldu. Ben elde ettiğim bilgileri hiçbir zaman saklayan bir insan olmadım. Memlekete iyi hizmet ettim diye düşündüm. İstihbarat kökenli bir insanım. Eski gelenekten gelen. Örgütsel bir ilişki kursam zaten iz bırakmam" dedi. Kendisiyle ilgili bir şey talep etmediğini söyleyen Demirkale, "Böyle bir katliamda hiç bir şekilde ilgimiz yok. Bütün kutsal değerlerim adına yemin ediyorum" diye konuştu.

        Duruşmada, jandarma görevlileri Abdullah Dinç, Volkan Şahin, Yusuf Bozca, Ali Barış Sevindik ile IQ Yayınevi'nin sahibi Adem Sarıgöl, yurt dışı yasağı konularak tahliye edildi. Mahkeme cinayetin Trabzon ayağına ilişkin Trabzon'da görülen davanın da ana dava ile birleştirilmesine karar verdi.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa